Afrin Analizi
Afrin operasyonuna giden askerlerimize Hassa ve Kırıkhan'da yol boyunca insanımızın ikram yarışlarını ve sevgi gösterilerini görünce ben de her Türk vatandaşı gibi bu memlekete olan sevgim daha da artıyor...
Afrin operasyonuna giden askerlerimize Hassa ve Kırıkhan'da yol boyunca insanımızın ikram yarışlarını ve sevgi gösterilerini görünce ben de her Türk vatandaşı gibi bu memlekete olan sevgim daha da artıyor.
Karşılık beklemeden gösterilen bu sevginin bir benzeri başka bir ülkede yok sanırım.
Ben asker olarak geçmedim ama o bölge insanıyla olan kısa bir karşılaşmam da yaşadıklarımı anlatmak isterim.
2009 yılı yaz başıydı sanırım bir iş dolaysıyla memleketimin epey şehrini gezmiştim.
O amaçla G.Antep, Maraş'a gitmiş, oralarda gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra bir öğle sonu Reyhanlı'da yaşayan akrabalarımı görmek için yola çıkmıştım.
Nurhak dağlarından aşağı inip Hassa'ya geldiğimde güneş neredeyse batmak üzereydi.Uzun zamandır araç kullandığım için ayaklarım uyuşmuş, içme suyum yal gibi olmuştu.
Hassa'da yol kenarında dizili kahveler akşam haberlerini izlemek isteyen insanlarla doluydu.
Ben de hem ayaklarımı az açmak, iki bardak çay içip, suyumu tazelemek için, yol kenarında oturmakta olan 3 ihtiyarın yanına durdum.
Selam verip yanlarında ayakta dikilirken içlerinden biri; "Buyur delikanlı otur" dediler.Onlara göre baya gençtim o zamanlar tabi...
Ve yanlarında ki tahta iskemlelerden birine iliştim.
Çay istemek için ben kahveciye bakınırken içlerinden biri; "Hasan misafire bir çay " seslendi.
"İstanbul'dan mı yolculuk" diye plakaya bakarak soruyu bir diğeri sordu. "Evet, çıkış İstanbul ama dolanarak geliyorum" dedim.
Neyse 2. bardağımı da içerken epey bir sohbet ettik o ihtiyar delikanlılarla.
"Akşam olmadan ben yerimi bulayım, izninizle" deyip kalktım ve hesabı ödemek için kahveciyi çağırdım.
Bana çay parasının ödendiğini ve iyi yolculuklar dilediler. "10 dakika önce tanımadığınız, 3 dakika sonra bir daha hayatta belki görmeyeceğiniz birine neden çay ısmarlıyorsunuz ki" provake bir soru sordum.
Bir tanesi kaşlarını çatarak: " Selam verdin, Tanrı misafiri dedik iki çay ikram ettik, kötü mü ettik delikanlı " dedi.
"Allah bu memleketin bu güzel hasletlerini kıyamete kadar baki kılsın, unutturmasın inşallah.Ben bu milleti işte bu yüzden çok seviyorum." diyerek gözlerimde biriken yaşları görmesinler diye aceleyle arabama binim ayrıldım yanlarından...
Bu millet; dininden, töresinden, örf ve adetlerinden vazgeçmedikçe bir şey olmaz.
Biz düşmanlarımıza benzediğimiz gün yaşasak ne olur ki!