Ajan oyunları ve Müslüman Ülkeler?

ABONE OL

İçte bu gücü kullanan Amerika, dışarıda da kuklası duruma gelmiş Suudi Krallığı, Sisi imparatorluğu ve Birleşik Arap Emirliğini kendi güdümüne almış durumdadır.

Amerika dünya jandarmalığına soyunduğundan buyana keyfi kararlarıyla hem kendi ülkesine, hem muhatabı ülkelere, hem de dolaylı olarak insanlığa büyük felaketleri yaşatmaktadır.

Onun Vietnam bataklığı, arkasından Irak, Libya ve Mısır operasyonları, bu kural tanımaz, insan kanıyla beslenen gücü daha da tehlikeli hale getirdi.  Bugün dünya âlem bilir ki, Amerika’nın ipleri Yahudi Lobilerinin elindedir. Dünyanın en zenginleri oradadır ve onlar paranın imparatoru oldukları için istedikleri her şeyi yaptırabilmektedirler.

İçte bu gücü kullanan Amerika, dışarıda da kuklası duruma gelmiş Suudi Krallığı, Sisi imparatorluğu ve Birleşik Arap Emirliğini kendi güdümüne almış durumdadır. Bu ülkeler, Arap kökenli İslam ülkeleri nüfusunun neredeyse üçte ikisini temsil etmektedirler.
Şimdi, böyle bir tablo içerisinde çözüm için meselenin hangi ucundan tutacaksınız? 
Sokakta eylem yapmakla Kudüs meselesi çözülseydi, bugün bu topraklar bir asır önceki yapısına geri dönerdi. Filistinlilerin atalarının Osmanlıya ihanetin kefaretini bu günahsız yeni nesil öderken içimiz sızlıyor elbette. 

Şimdi sınırımızda yoğun bir çatışma yaşanıyor. Aslında, bu çatışmadan daha ağırı perde arkasında ülkelerarasında devam ediyor. Amerika bir aptallık etti, Türkiye’ye Rusya’ya yanaştırdı. Aslında Türkiye için iyi bir başlangıçtır bu. Ülke çıkarları gözetilerek geliştirilen ilişkiler bizim daha rahat nefes almamızı sağlar. Sonra bu yakınlaşma doğal olarak dış siyasette de dengeleri sağlar. Bakın bunun farkında oldukları için bir zavallı piyonu kullanarak Rus elçisini öldürttüler. Rus uçağı da bu niyetin beslediği bir ihanet sonucu düşürüldü. Bunları söylerken; ‘Ruslar bizim kayıtsız şartsız dostumuzdur’, demek istemiyoruz elbette. Bu ülke de kendi çıkarına bakar.

Ancak Batıyla temasında en güçlü ülke, eli tutulacak iş ortaklığı olacak ülke Türkiye olduğu için onlar da bize yakınlaşıyor.

Burada yeri gelmişken Bu Türk-Rus ilişkilerinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerimizin de dikkate alınması gerektiğini söylemek istiyorum. Türkiye’nin dostu sadece kendisidir. Bakınız, Avrasya ülkelerinin bize yakınlaşmalarına, öncelikle Rusya başta olmak üzere, engel olunarak nasıl gizli bir müdahale ile bizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar! Bunun farkına varmamız bile çok önemli bir uyarı işareti olacaktır. İlginç bir olaydır; Aklı başında büyük edebiyat ve kültür adamları Türk Cumhuriyetlerinin vakit kaybetmeden Türkiye Türkçesine geçmeleri gerektiğini söylüyorlar. Bir toplantıda ben bunları bize an yakın duruş gösteren Azerbaycan delegelerine söylediğim zaman sanki onlara ihanet etmişim gibi bana karşı toplu bir tepkide bulundular.

Moltke: “Avrupa, Türkiye ile Türkiye’nin kendi Kendisiyle olduğundan daha fazla ilgilidir”, derken ifade etmek istediği sanırım oluşturulan bu tepkiyi besleyen bir yönlendirmede başarılı olmuşlardır.

Devletin dostu ve düşmanı olmaz. Menfaati olur. Devlet, ülkesinin çıkarına göre meselelerini çözüme götürür. Bakın, bize düşmanca davranan Amerika ile ipleri tamamen koparamıyoruz. 

Şunu unutmamak gerekir, ülkeler ajanlarıyla, büyük harcamalar yapıp kuklalarını kullanarak her ülkede kendi hesabına bir altyapı oluşturuyor. Türkiye, bu gerçeğin farkında mıdır bilmiyorum?
Rasonyi: “Batılı milletlerden daha önce Türklük, dünyamızın her çağında büyük rol oynamıştır”, der Türkiye yeniden bu role dönmelidir!..