ASKERLİĞİN BEDELİ NE OLABİLİR?
askerlik yapan kişiler aynı zamanda bu devletin koruyucusu olduğu kadar, o servetin de koruyucusudur...
Özel Haber / Gündüz Demirhan / Ülke Postası
Bedelli konusunda ölçümüz ne olmalıdır?Öncelikle şuna inanıyorum: Askerlik her kişinin işi değildir; er kişinin işidir.
Toplum içinde bazı işler vardır ki, askerlik görevi sistemin akışını olumsuz etkileyebilir. Günümüzde bir Birunî, Gazali, Hayyam ya da İbni Sina yok belki ama bu ilim adamlarının yerine aday kişilerin askerlik yapması zuldür, adalet değildir. Bunların bir ay için de olsun silah altına alınması stratejik kabul ediliyorsa, en azından onlardan para alınarak değil, maaşla istifade etmek gerekir.
Peki o zaman ölçümüz ne olacaktır? Daha önce defalarca zekat konusuna, servet tespiti konusuna değindim. Konunun çok detayına girmeyeceğim. Amacım fitne oluşmasın diye aydınlatıcı katkıda bulunmaktır.
Osmanlı veya Selçuklu döneminde tımarlar vardı. Tımarlar, devlet adına işletilen arazilerdir. İrili ufaklı ölçülerine göre yetiştirdikleri üründen öşür verirler ve yine büyüklüklerine göre asker yetiştirirlerdi. Geçmişte ekonomik ağırlığın tarım toplumunda olması nedeniyle bu açıdan değerlendirmekte fayda vardır.
Önerim:
- Servet tespiti ve sınıflandırması yapılmalıdır.
- Askerlik herkese mecburi olmamalı, gönüllülük ve ihtiyaç durumuna göre yapılmalıdır.
- Askerlik yapmayanlar servetleri ile aynı oranda askerlik vergisi ödemelidirler.
Bu son cümle önemlidir ve adaletli olan budur. Çünkü, askerlik yapan kişiler aynı zamanda bu devletin koruyucusu olduğu kadar, o servetin de koruyucusudur. Tavuk nöbeti tutturanla, holding nöbeti tutturan aynı bedeli ödememelidir.
Sanıyorum ki mesele anlaşılmıştır.
Özel Haber / Gündüz Demirhan / Ülke Postası