BURSA SGK'YA BİR KILIÇDAROĞLU LAZIM!
Binnur Günay / Ülke Postası Geçtiğimiz günlerde Bursa'nın Gürsu ilçesindeki bir boya fabrikasında buhar kazanında meydana gelen patlamanın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığ
Binnur Günay / Ülke Postası
Geçtiğimiz günlerde Bursa'nın Gürsu ilçesindeki bir boya fabrikasında buhar kazanında meydana gelen patlamanın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın inisiyatifi(!) ile ihmal(!) , hatalı bulunduğu öne sürülen bürokratlar görevden alınmış.
Kuşkusuz bu acı olayda elbette kusurlu olanlar vardır. Konu ile ilgili haklarında gerekenler mutlaka yapılacak ve yapılmalıdır. Hiç bir şey insan canından önemli değildir. İşçi sağlığı ve işçinin can güvenliğini önceleyen uygulamalar da gerekli kurumlar ve aktörler üzerinden sık sık denetlenmelidir.
Buraya kadar normal süreçler işletiliyor gibi görünüyor.
Fakat Gürsu'daki patlamadan dolayı Erhan Karaca'nın, yani SGK bölge il müdürünün görevden alınmasına bir anlam verebilmiş değil kamuoyu.
Görevinden alınma gerekçesi "kullanılmayan yetki"ymiş.
Bu fabrikada iş gücü veren aktörler arasında Suriyeli kardeşlerimiz var mı?
Var.
Peki Suriyeli çalışanlara dair yasal olarak SGK tabanında yasal bir prosedür var mı?
Yani onların SGK'lı olup olmamaları konusunda bir yasal boşluk var mı?
Var!
Peki bu yasal boşlukta "kullanılmayan yetki"den dolayı SGK il müdürünün "ihmali"nden söz edilebilir mi?
Bursa'da edilir...
Hatta yasal olarak bir şey yapamayacağı belli olan il müdürü kurban olarak seçilebilirmiş...
Ne yapacaktı peki il müdürü?
Çalışma Bakanlığı'nın bu boşluğunu dikkate almayacak, Suriyelileri cebinden, "el altından" sigorta ettirecekti!
Böylelikle İl müdürü haddini aşarak bakanlığa kafa tutmuş yasal prosedürleri çiğnemiş olur, görevinden alınmayı da hak ederdi!
Yani şudur, SGK il müdürü Karaca Ankara'da ensesi kalın bürokratların sorumluluğunu ve suçunu üslenmesi istenmiş gibi görünüyor.
Karaca'nın Bursa'da SGK konusunda ortaya koyduğu performansı bir çırpıda harcayanlar "faili meçhul" kalmayacak bunu biliyorum.
Bursa için hedefleri ve projeleriyle gündeme gelen Karaca'yı harcayanların ensesi kalın olsa da "iz"leri silinmeyecek.
Yasal bir boşluktan doğan zaafiyetin faturasını her zaman yasaları uygulayanlar çekermiş.
İnsanlarımızın canı her zaman öncelik olmalı, hatta bu noktada çaba sarfedenlerin de teşfik edilmesi sağlanmalı.
Kısacası Karaca'yı yetkiyi kullanmamakla görevden alanların "metal yorgunluğu"ndan nasiplenenler olmadığını düşünmek istiyorum.
Binnur Günay / Ülke Postası