Derin ABD seçimi?
Derin ABD seçimi Biden'e kazandırdı diye elbette Biden da -tıpkı Trump'ın olmadığı gibi- ulusalcı olmayacak...
ABD ulusalcılığı ya da derin ABD seçimi kimin kazanacağını belirliyor, ama bu kazananı ulusalcı yapmıyor, yapsaydı bir önceki başkan Trump ulusalcı olurdu, oysa o kendisine seçim kazandıran derin ABD'yi tam da bu anlamda büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.
Derin ABD seçimi Biden'e kazandırdı diye elbette Biden da -tıpkı Trump'ın olmadığı gibi- ulusalcı olmayacak, zira bu eşyanın doğasına aykırı, DUALİZM işte böyle bir şey.
Katolik Biden, CERMEN-Vatikan-$€farad/yahudi hattındaki KÜRESELİZMİ temsil ediyor ve o hatta hizmet edecek, tıpkı bir WASP olarak Londra-Pekin-a$kanaz/yahudi hattındaki KÜRESELİZME hizmet eden Trump'ın yaptığı gibi, ama onun tam zıt kutbuna hizmet edecek.
Gelin 120 yıl önceye gidelim, Sultan Abdülhamid Meclisi kapatmak zorunda kalıyordu, çünkü meclisin bir kısmı Alamancı, bir kısmı da İngilizci idi, İTC ve Taşnaklar yerli ve milli değillerdi, tıpkı ABD'nin bugün yaşadığı dram gibi İKİLİ SİSTEM (DUALİZM) var, biri küreselizmin diğer hatti, öbürü diğer hattı, biri Yahudinin diğer hattı, diğeri öbür yahudi hattında.
Şimdi üstünde FİLLERİN TEPİŞTİĞİ bu ABD iflah olur mu? Hiç zannetmiyorum, birinci savaşın faturasını Osmanlıya, ikinci savaşın faturası Almanya'ya, üçüncüsünü de ABD ödeyecek, bundan kurtuluşu yok. (Elbette Osmanlı rahmaniydi ama diğer iki örnek öyle değil, onlar şeytani)
ABD'nin yapacağı en akıllı iş Dünya jandarmalığını bırakmayı ve kendi kıtasına çekildiğini kabul etmektir, o zaman savaşın gerekçeleri ortadan kalkacaktır, üzerinde anlaşamadıkları şey; Asya ve Afrika'nın yeniden bölüşümü, ya da başka bir deyişle bu iki kıtayı kökten etkileyecek olan İPEK YOLU PROEJESİDİR, malum biz hem bu projenin, hem de Kuzey Afrika ve Akdeniz'in ana oyuncusuyuz, bizsiz ve bize rağmen bir kurgu mümkün değil, ayrıca TARİH BİZİ GERİ ÇAĞIRIYOR ve biz bu davete icap edeceğiz bir de böyle bir gerçek var.
Ne Biden ne de Trump ulusalcı değildir,
Amerikan milleti yok ki ABD ulusalcılığı olsun, aslında Holwood eliyle uydurulmuş çakma bir ulusalcılık var, tıpkı şair Atilla İlhan'ın "ne kadınlar sevdim aslında hiç yoktular" dediği tarzda.
Derin ABD Trump'ı seçtiğinde (oysa o seçimi Hillary Clinton kazanmıştı) Trump'ı küreselcilere karşı savaşan ABD ulusalcısı zannetmiştik (en azından ben öyle zannettim) aynı derin ABD Trump ile uğradığı hayal kırıklığıyla bu kez Biden'i tercih edince, bu kez de Biden'ı ABD ulusalcısı zannetmeye başladık, oysa ne o ne de diğeri ulusalcı değil.
Biri (misal Biden) bir yahudiyi yani Berlin-Wasington hattındaki küreselciliği (buna Vatikan'ı da ekleyin) temsil ederken, diğeri yani Trump diğer yahudiyi ve Londra-Pekin hattındaki küreselciliği temsil etmektedir.
Bir isim vermek gerekirse Biden'in temsil ettiği küreselciliğe "küreselci fetoizm" de diyebiliriz, Biden'in seçilmesine en çok Almanya, Feto'cular, İttihatçı CHP zihniyeti, bölücü hdPKK surekası sevindi, esasında bu kesim KAYBEDENLER ve KAYBEDECEKLER kulübüdür, zira 15 Temmuz'dan beri tüm cephelerde kaybettiler, Biden'e düğün bayram etmelerinin sebebi bu ezikliktendir.
İçerideki fetocu ve İttihatçı taşeronlar o denli sevindiler ki "iktidar değişimi" sözleri dillerinden düşmez oldu, geçen gün T24 denen sözde internet gazetesi olan fosseptik çukurunda ismi lazım olmayan biri "iktdar değiştiğinde yapılması gereken en acil şeyin son 10 yılda devlet kadrolarına alınanların hepsinin işlerine son verilmesi gerektiğini" yazmış, Biden geldi diye şımaran bu kripto çıyan demek istediği şeyin/niyetinin devamını söylememiş, aslında demek istediği şey şu; "devlet kadrolarından atılan tüm Feto'cular geri alınmalı, onların yerlerine alınanlar ise atılmalıdır" anladığınız gibi bu Cermenik kripto alçaklar yıktığımız "Feto devletini" geri istiyorlar.
Biden'le işimiz çok zor olacak ama bunun da üstesinden geleceğiz eyvallah, zira ABD yıkılacak, biz dimdik ve daha güçlü olarak ayakta duracağız.
Şunu unutmamak lazım bizim için daima en kötü seçenek içinde Cermanya'nın olduğu seçenektir, bunun bedelinin ne olduğunu Alamancı İTC'nin geride bıraktığı fatura ile çok ağır ödedik, işte fetosundan, PKK'sından, DHKPC'sine kadar tüm hain yapıları en fazla besleyen büyüten merkez Cermanya'dır, bunu asla göz ardı etmemek lazım.
Acziyet içerisinde Biden'e seçen ABD, Biden ile Trump'dan yaşadığı hayal kırıklıklığının çok daha büyüğünü yaşayacak, dedim ya onlar (yani Biden'in temsil ettiği küreselizm) kaybedenler ve kaybedecekler kulübünün üyesidirler, uğradıkları zararın faturasını ABD'ye yıkıp bu yenilgiden en az zararla kurtulamay bakacaklardır, zira bunu geçmişte (Hitler'in müttefiki iken) Almanya'ya yaptılar, (hatta Osmanlıya da yaptılar), şimdi de ABD'ye yaparlar, ne var bunda canım, zaten bunların işi bu, kafa kafaya vurdurup, aradan sıyrılmak, neredeyse beş bin yıldır bunu yapıyorlar, bir kez daha yaparlar, kerizler sağ olsun, yahudi için kerizler hiç bitmiyor, çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak onların uzmanlık alanı.
FİLLER TEPİŞİYORI, BAKALIM BU KEZ NE OLACAK, SON İKİSİNDE DÜNYA SAVAŞI ÇIKMIŞTI. (PANDEMİ DE BU TEPİŞMENİN ALAMETİ FARİKASIDIR)
Filler tepişiyor olan ABD'ye olacak, bu filler o dönemin merkezi olan Osmanlı'nın üstünde tepiştiklerinde Osmanlı yıkılmıştı, içerideki İTC denen kolpalara bunun taşeronluğunu yaptırmışlardı, aynı kolpalar ABD içinde de mevcut.
Osmanlı sonrası yeni merkez ABD oldu, buna Yahudiler için NEW ARZU MEVUD'da diyebiliriz, binlerce yıldır kendi arasında çatışan İKİ YAHUDİ ve yine bunların oluşturduğu İKİ KÜRESELCİLİK kendilerine merkez ve yeni arzu mevud yaptıkları ABD'yi yeni çatışmanın da merkezi yaptılar/yapacaklar, bir dönem tıpkı Osmanlı'yı yaptıkları gibi.
Bu iki yahudiden biriyle İngiltere, diğeriyle de Almanya İttifak oldular, bu İttifakları nedeniyle iki kez birbiriyle Dünya savaşı yapmak zorunda kaldılar, her ikisi de bu işten zararlı çıktı, her iki savaşın da galibi Yahudiler ve ikinci savaştan sonra da ABD oldu, savaşların senaryolarını Yahudiler yazdı ve hayata geçirdiler.
Yeni savaş mecburen merkezden yani ABD'den başlamak zorunda, iki şık var ya anlaşacaklar, ya da savaşacaklar, ancak mümkün olsaydı anlaşma zaten şu ana kadar olurdu, bu mümkünsüz görünüyor, zira fiiller tepiştikce ABD gün be gün çatışma noktasına doğru savrulmaktadır.
Şöyle bir yanlış tez var, ben de en başında Trump'ın ulusalcı olduğunu ve küreselcilere karşı savaştığını düşünüyorumdumz ancak kanımca vaziyet şöyle; Trump Londra merkezli (ve Çin) küreselizmi, Biden'in ise Berlin (ve Wasington) merkezli küreselizmi temsil etmektedir, ABD ulusalcılığı işin neresinde diye sorarsanız o iş biraz karışık, zira ABD ulusalcıları (buna derin ABD de diyebiliriz) önce Trump'ı.destiekliyordı ve onu iktidar yaptılar, bu tercihleri onlar için çok büyük bir HAYAL KIRIKLIĞI oldu ve büyük bir HIŞIMLA, tercih değişikliğine giderek Biden'ı destekleyip, seçimi kazanmasını sağladılar, ABD derin devleti Biden'ı seçti, ama Trump'dan kaynaklı hayal kırıklıkları da kolay geçmez, çünkü ihanete uğradıklarını düşünüyorlar.
Olacakları söyleyeyim, TRUMP'la HAYAL KIRIKLIĞINA uğrayan "derin ABD", Biden'le çok daha büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktır, dedim ya tepesinde FİLLER TEPİŞMEYE başladı bir kerez ne yapsa NAFİLE, sonuç belli.
Durum 110.yil önce üstünde FİLLERİN TEPİŞMEYE başlayarak çökerttiği Osmanlı'nın durumuna çok benziyor, o dönemin bazı sırları halen ortaya çıkmış değil, İTC'nin 31 Mart darbesini yapan A kadrosu ALMANCI idi, malum bir dr iTC'nin İngilizci olan B kadrosu vardı, Almancı A kadrosu hezimete sebep olurken, İngilizci B kadrosu Osmanlı'nın ağır hezimeti sonrası sahne aldı, o dönem Osmanlı'nın DEVLET AKLI da muhtelemen tıpkı Trump'la, Biden arasında gidip gelen derin ABD aklı gibi bire bir aynı acziyeti yaşamıştır, ancak kanımca alçak ve ahlaksız 31 Mart darbesi dönemin devlet aklını (ki bu aklı Abdülhamit temsil ediyordu) zaafa uğratmış ve etkisiz hale getirmişti, hezimet sonrası Almancı A takımı kaçınca, devlet aklı kısmen de olsa toparlanmış ve bu aklı temsil eden Sultan Vahdettin vasıtasıyla bahse konu B kadrosuna (yani Mustafa Kemal'e) görev tevdi edilerek en doğru karar verilmiştir, keza elde olan en iyi tercih buydu, İngilizci İTC'nin B kadrosuna görev verilmesi, B kadrosunun Osmanlıyı Almanya Mandası yapmış olmasından kaynaklı duruma son verilmesinin dönemin en acı ve yakıcı sorunu olmasındandır. Alman mandacılığından İngiltere:ye yaslanılarak kurtulma denenmiştir, ne yazıkki manevi olarak büyük hasarlar alınış isek de bu plan büyük ölçüde başarılı olmuştur.
Tarihimizi yazanların yaptıkları en büyük çarpıtma 31 Mart darbesiyle Osmanlı'nın Almanya mandası yapılmış olduğunu gizlemiş olmalarıdır, bu taşı yerine koymazsanız hiç bir şey yerine oturmaz, oturmuyor da zaten, bu çarpıtmayı yapanlar "Almanya yenildiği için bizde yenilmiş sayıldık" diyorlar ya, aslında önceden yazılmış senaryoyu ezberledikleri için bir anlamda doğru söylüyorlar, keza biz yenilmeseydik bile Almanya yenildiği için bizi yenilmiş sayılacakkardı, çünkü bizi Almanya'nın mandası olarak kabul edeceklerdi, haksız da değil, zira manda değilsek Mehmetçik'in Galiçya cephesinde ne işi var (dı)? Almanya'nin askerleri neden bizim cephelerimizde savaşmadılar, buna ihtiyacı olan bizdik, çünkü yedi düvel bize saldırmıştı.
(Mevzu ABD iken nereye geldi? Ama ciddi bir benzerlik var, zira dönemin süper gücü ile bugünün süper gücünün yıkılmasına sebep olan dinamikler aynı)
Analiz Kaynak: Fahrettın Yesil