Ege'de NATO'nun Yunanistan'a Gösterdiği Müsamahanın Türkiye İlişkilerine Etkisi
Ege'de NATO’nun Yunanistan’a Gösterdiği Müsamahanın Türkiye İlişkilerine Etkisi NATO, tarih boyunca barışı koruma ve müttefikler arasındaki güveni tesis etme misyonuyla faaliyet gösteren bir savunma ittifakı olmuştur. Ancak, son yıllarda Ege Denizi'nde Yunanistan’a gösterilen müsamaha ve bu çerçevede verilen tavizler, Türkiye’de ciddi rahatsızlık yaratmakta. Yunanistan, Ege'de kendi çıkarlarını koruma bahanesiyle agresif askeri manevralar yaparken, NATO'nun bu duruma kayıtsız kalması, ittifakın objektifliğini sorgulamaya açmaktadır. 1. NATO’nun Yunanistan’a Müsamaha Sebepleri NATO’nun Yunanistan’a yönelik esnek tutumu, birkaç temel nedene dayandırılabilir: AB Üyeliği ve Batı Bloku İçindeki Konum: Yunanistan, NATO'nun yanı sıra Avrupa Birliği üyesi olması nedeniyle Batı bloğunda Türkiye'den daha avantajlı bir konumda görülüyor. Bu durum, özellikle Fransa ve Almanya gibi etkili ülkelerin Yunanistan lehine tavır almasına neden olmaktadır. NATO içinde, AB ülkeleri tarafından desteklenen Yunanistan'ın haksız talepleri göz ardı edilmektedir. Doğu Akdeniz'deki Güç Dengesi: NATO, Ege ve Doğu Akdeniz'deki dengeleri korumak adına Yunanistan’a müsamaha gösterdiğini iddia ediyor. Ancak Türkiye, NATO’nun bu çifte standartlı yaklaşımı nedeniyle bölgede yalnız bırakıldığını hissetmektedir. Bu, Türkiye’nin kendi güvenlik çıkarları doğrultusunda bağımsız adımlar atmasına neden olabilir. Yunanistan’ın Stratejik Konumu: Yunanistan, coğrafi olarak NATO için kritik bir konuma sahip. ABD’nin Yunanistan’daki askeri üslerinin artması ve Dedeağaç’a yığınak yapması, bu ülkenin NATO içindeki önemini artırıyor. NATO, Ege ve Akdeniz’de Rusya gibi aktörlerin güç kazanmasını engellemek adına Yunanistan’ın stratejik önemine ağırlık veriyor. 2. Türkiye İçin Potansiyel Tehlikeler NATO’nun bu tutumu Türkiye için birkaç açıdan endişe verici: İttifaka Olan Güvenin Sarsılması: Türkiye, NATO’nun güney kanadında güçlü bir müttefik olarak uzun yıllar görev yapmış bir ülke. Ancak NATO’nun Yunanistan’ın haksız taleplerine göz yumması, Türkiye’nin ittifaka olan güvenini ciddi şekilde zedeleyebilir. Türkiye, NATO’nun kendi çıkarlarını gözetmediğini düşünerek savunma stratejilerini yeniden gözden geçirebilir. Savunma Sanayiinde Bağımsızlık Arayışı: NATO içinde artan bu güvensizlik, Türkiye’yi savunma sanayiinde daha bağımsız hale gelmeye itiyor. Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alarak zaten bu alanda bağımsızlık yönünde bir adım attı. Türkiye'nin bu yöndeki girişimleri, NATO ile ilişkilerde daha fazla sorun yaratabilir. Doğu Akdeniz’de Artan Gerginlik: Türkiye, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını koruma amacıyla Ege ve Akdeniz'de askeri varlığını güçlendirme yoluna gidebilir. Ancak bu, NATO içinde daha fazla gerginlik yaratabilir ve Türkiye ile Yunanistan arasında sıcak bir çatışma riskini artırabilir. 3. Türkiye-NATO İlişkilerinde Tavizlerin Zararları Ege’de Yunanistan’a verilen tavizlerin uzun vadede Türkiye-NATO ilişkilerini sarsabileceği bazı başlıca etkiler şöyle sıralanabilir: Türkiye’nin Alternatif İttifaklara Yönelimi: Türkiye, NATO’dan yeterince destek bulamadığında alternatif ittifak arayışlarına yönelebilir. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Rusya ile yakınlaşma eğilimleri, NATO’daki bazı müttefiklerin dikkatini çekmekte. Türkiye, NATO içindeki yalnızlığını aşmak için yeni müttefiklik arayışlarına girebilir. Askeri Stratejilerde Değişim: Türkiye, NATO’nun desteğini kaybettiği oranda kendi askeri stratejilerini değiştirerek daha bağımsız bir savunma doktrini geliştirme eğiliminde olacaktır. Bu, NATO’nun güney kanadında Türkiye gibi güçlü bir askeri müttefikten faydalanamaması anlamına gelir. İç Siyaset Üzerindeki Etkileri: Türkiye'deki milliyetçi kesimler, NATO'nun çifte standartlı tutumlarına karşı giderek daha eleştirel bir tavır sergilemektedir. Bu da Türk siyaseti üzerinde NATO karşıtı bir kamuoyu yaratabilir ve NATO’nun Türkiye içindeki güvenilirliğini sorgulatabilir. Sonuç Türkiye, NATO içinde güçlü bir müttefik olmasına rağmen, Ege ve Doğu Akdeniz’de çıkarlarına aykırı tutumlara maruz kalmaktadır. Bu durum, Türkiye'nin NATO'ya olan güvenini zedelerken aynı zamanda bağımsız savunma politikaları geliştirmeye teşvik ediyor. NATO'nun, Ege Denizi'nde Yunanistan’a gösterdiği müsamahadan vazgeçmesi, uzun vadede Türkiye-NATO ilişkilerinin daha sağlam temellere dayanması için elzemdir. Aksi takdirde, NATO’nun güney kanadında Türkiye’nin güvenlik stratejilerinde köklü değişimlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Bölgesel gelişmelerden bağımsız olarak Türkiye'nin güçlü kalması için NATO'nun daha çok çaba göstermesi gerekiyor. Rusya'nın Çin ve Kuzey Kore hamlesi kıta Amerikasının da savaşa uzak olmadığını, Türkiye’nin güçlü kalması gereken bir müttefik olduğunu artık NATO'nun idrak etmesi gerekir. Kadir Uğur Yılmaz Stratejik Araştırmacı