EL-HAKEM CELLE CELÂLÜHÛ?
Hüküm Kendisine ait olan, hüküm yetkisini elinde tutan, son hükmü verecek olan, hükmeden, Hâkk’ı yerine getiren, ilmi, sözü, işi tam ve doğru olan…
“De ki; Allah’dan başka bir Hakem mi arayacağım? Hâlbuki size Kitab’ı açık olarak indiren O’dur. Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, Kûr’ân’ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma!” (En’âm/114)..
O’nun hükmü olmadan hiçbir şey, hiçbir hadise meydana gelemediği gibi; O’nun hükmünü bozacak, geri bıraktıracak, hiçbir kuvvet, hiçbir hükümet, hiçbir makam da yoktur.. Allah (C.C.), Hakem’dir. Kullarına zulmetmekten, haksız yere azab ve gazaba çarptırmaktan münezzehtir. Gerek dünyada gerekse ahirette kulları üzerinde hakemlik yapmaktadır.. Dünyada, daha ziyade sebebler vasıtasıyla, yani; Kitabı, Peygamberi ve kâinatta koyduğu kanunlarıyla bu hakemliğini yürütmektedir. Ahiretteki o büyük mahkemede ise hakemliği, perdesiz ve doğrudan doğruya olacaktır. O’nun verdiği hükme itiraz edilemez. İcra ve infazı engellenemez. Hakim ve hakemleri tayin etmek de O’na aittir. Allah, Kitabında bildirdiği hükümlerin yerine getirilip getirilmediği konusunda hakemdir. Dünyada kısmen, ahirette ise tamamen bu kararını izhar edecek ve mümini/kâfiri, itaat edeni/emir yasak dinlemeyeni ortaya çıkaracaktır…
Allah’ın hakemliği, sadece insanlar arasındaki ilişkilerde değil, insanların diğer varlıklarla; diğer varlıkların birbirleriyle olan ilişkilerinde ve hatta zerreden güneş sistemlerine kadar cansız varlıklar arasındaki ilişkilerde bile cereyan etmektedir. Allah’ın hükümdarlık ve hakemliği sayesindedir ki; imtihan için bir derece fırsat tanınan cin ve insan gibi sorumlu varlıkların bir kısmı ve bazı yönleriyle hariç, haddini bilmeyen, hududunda durmayan, ölçü ve sınır tanımayan hiçbir varlık yoktur. Yoksa her şey birbirinin hududuna tecavüz eder.. Misâlen; atomlar, gök cisimleri birbirine girer ve kâinatın şimdiki düzeni bir saniye bile devam etmezdi…
KULLUK, O’NUN HİKMETİNE BOYUN EĞME SANATININ ADIDIR.. O Hakim’im hükmünü dilediği gibi uyguladığını bilirsen; inanır, iman edersen; O’nun hükmüne teslim olursun. Ve O’nun yasaklarından sakınır, senden râzı olmasını dilersin. Bunun için de, ömrünü salih âmel işlemekle geçirirsin…
MEVLÂNÂ PÎRİM DER Kİ; “BENİ, “ŞAKİ” DİYE YAZMIŞSA, CEHENNEMİNDE EBEDÎ OLARAK BENİ YAKMAK DİLİYORSA BİLE, RABBİM OLDUĞU VE BEN DE O’NUN MÜLKÜ OLDUĞUM İÇİN HÜKMÜNE RÂZIYIM!”
Kulluk, O’nun hükmüne râzı olmaktır.. Kazâsına, kaderine, rızâ göstermenin, neden, niçin, nasıl diye sormamanın adıdır kulluk! Kulluk, Allah’ın hükümlerine şartsız teslim olmaktır…
YÂ HAKEM! EY RABBİM! BENİ, EL-HAKEM İSMİNİN TECELLİLERİYLE YAŞAYAN, YARADILIŞIMIN GAYESİ OLAN KULLUĞUMU EN İYİ ŞEKİLDE YAPAN, HÜKMÜNE RÂZI OLAN, HÜKÜMLERİNİ VAAZ ETTİĞİN KİTABINI OKUYUP ANLAYAN VE ONLARI HAYATA EKSİKSİZ OLARAK GEÇİRENLERDEN EYLE…
YÜCE RABBİM! O GÜN; O ZORLU GÜN GELDİĞİNDE, RAHMETİNE GARK OLANLARDAN, FAZLINLA MUAMELE GÖRENLERDEN, KİTABI SAĞ TARAFINDAN VERİLENLERDEN EYLE ACİZ KULUNU…
Rabbim mahçup etmesin… Yoldaki Doksan Dokuz Anahtar”