Gazeteci Fakir Yılmaz'ın haberi Sınavdayım yardımcı olun..
Sınavdayım yardımcı olun.. Hala sorun olan ve öleceğimizi, öldükten sonra ardımızda yaşanacakları yani öldüğümüzde miras başta olmak üzere bizden sonra bizim olan, bizim olduğunu sandığımız mal, mülkün, hak, hukukun kime kaldığını vasiyet eden bir belge, bilgi, kaynak bırakmadığımız için O 'yok' denen Adaleti de zorda bırakıp, kadıları, hakimleri miras davaları ile yorulduğumuz dünyanın her anının bir sınav olduğunu anlamayız. Evet, Hz. Muhammed’in vefatından önce kimseyi halife olarak tayin etmemiş olması, vefatından sonra kimin halife olacağı tartışmasının baş aktörü olan Hz.Ali'nin eğitimin, ilimin ne denli önemli olduğunu vurgulamak için 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' sözlerini önemli bir miras olarak biz yaşayanlara bıraktığı şu vefasız denen dünyanın bizi, iş hayatında , aşkta, sevgide, kariyerde, mutluluk 'ta kısacası her konuda sınava tabi tuttuğunu da unuturuz. Ve en önemlisi her konuda biz kendisine tabi tutan o sınava hep hazırlıksız yakalanır, ardından da hep başarısız kaldığımız sınavları aşamamanın kızgınlığı ve stresiyle dönüp 'birde boş dünya' deyip sonu belli sınavları geçemeyip, geride kaldığımız için de suçu olmayan, gerçek bir sınav olan dünyayı suçlayarak çekip, gideriz. Ama ölümü bile bile ve her an yaşanacak o beklenen, bilinen ölümün ardından yaşanacakları, yaşayarak öğrendiğimiz halde yine de vasiyetimizi yazmayız, geriye kalanları da bizi bırakıp gidenler gibi strese, kavgaya, kadıya, hakime olmadığı söylenen Adalete, mahkemeye bırakırız. İşte yine bir sınavın yapıldığı bu gün daha dün bebek, ergen, toy, genç dediğimiz mirasçılarımız olan çocuklarımız yeni bir sınava tabi tutuluyor, o sınavı geçip, geçememenin stresini onlarla birlikte 'merdiven altına düştü' denen üniversite için onlat içeride sınavda ter dökerlerken bizde onları dışarıda, evde, iş yerinde bekleyerek hayat denen gerçek sınavı birlikte yaşıyoruz. Üç üniversite ile yetinmeyip, bir yenisi daha diyen oğlumla, bir önceki sınavı kazandığı halde 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' sözünün diğer bir anlamı olan eğitimin bedava değil, parasız olmayacağını anlamayıp, ekonomik şartların getirdiği zorluklarla kazandığı halde üniversite hayatını erteleyip, bu sınava bırakan kızım Nazo'nun yanında yeğenlerimle, torunlarımla aynı stresi yaşayarak yeni bir sınava daha tabi tutulurken sağı, solu arar 'Sınavdayım yardımcı olun' diyerek dualar bekleriz. Evet bugün adı üniversite olan yeni bir sınava daha tabi tutuluyoruz, susun ve sessizce, korna çalmayarak, ses değil nefes almayarak dua edin.. Çünkü bugünkü gibi yarında öbür günde hep sınavda olacağız.. Ve ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel kısacası bir harf öğrenmek, bir dilim ekmek yemek, bir bardak su içmek ve bizleri bu sınava tabi tutan dünyada bir nefes almak için birbirimize yardımcı olmaktan, başarıyı yakalamak için el ele, sırt sırta vermemizden öte bir şansımız yok çünkü.. Bunları yapamazsanız da sizden sonra onca sınavı yaşayacaklara, geride bırakacaklarınıza yazılı, belgeli, kayıtlı bir miras bırakarak 'Biz yapamadık, yaşayamadık bari siz yapın, yaşayın' diyerek dua edin..