Her gün 5 milyon ekmek çöpe gidiyor?
İsraf, sadece Türkiye'nin değil bütünüyle insanlığın sorunu haline geldi. Bu toplum, tükettiğinin üçte birini israf eder noktaya geldiyse, bu konforun sorumsuzluğa dönüşmesinin sonucudur...
İsraf, sadece Türkiye’nin değil bütünüyle insanlığın sorunu haline geldi. Bu toplum, tükettiğinin üçte birini israf eder noktaya geldiyse, bu konforun sorumsuzluğa dönüşmesinin sonucudur. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yaptığı araştırma nasıl bir felaketle yüz yüze olduğumuzu göstermektedir. Gelin ürpererek bu rakamlara birlikte bakalım:
Ekmek üretimi; günde 22.719 ton, yılda 8,29 milyon ton, günde 90,9 milyon adet, yılda 33,2 milyar adettir.
Ekmek tüketimi; günde 21.496 ton, yılda 7,85 milyon ton, günde 86 milyon adet, yılda 31,4 milyar adettir.
Ekmek israfı; günde 1.223 ton, yılda 447 bin ton, günde 4,9 milyon adet, yılda 1,79 milyar adettir.
İsraf oranı; üretilen ekmeğin % 5,4’u israf edilmektedir.
Bir günde israf edilen 4,9 milyon adet ekmeğin; 3 milyonu fırınlarda (% 62,1), 1,4 milyonu hanelerde (% 27,7),0,5 milyonu personel ve öğrenci yemekhaneleri ile lokanta ve otellerde (% 10,2) israf edilmektedir.
Yılda 18 milyon ton meyve ve sebzenin israfıyla devasa çöp yığınları oluşuyor. Bütün bunlar neticesinde sadece yıllık 214 milyar Liramız değil, aynı zamanda alın terimiz, servetimiz, dahası geleceğimiz heba oluyor.
Bir toplum bu kadar mı sorumsuzdur?
Düşünelim bir defa, 241 milyar liraya neler yapılmaz ki?
Eğer biz evimizde bir lokma ekmeği olsun israf ediyorsak, bu vebal yükünün altına giriyoruz demektir.
Bakınız 1 Dünya savaşından bir hatıra vardır:
“1. Dünya Savaşında, cephededirler. Toplarını çeken katır şarbon hastalığına yakalanır ve ölür. Başlarındaki komutanları, katırı, ordunun tuvalet olarak kullandığı yerin çukuruna gömdürür. İki asker gece sürünerek giderler, bu katırın bir bacağını kesip alırlar, yıkayarak pişirip yerler. Daha sonraki günlerde bunların takımında bulunan bütün askerler açlıktan ve onun getirdiği hastalıktan ölür, bu iki hayatta kalmayı başarırlar.”
Böyle acıları yaşamış bir neslin çocuklarıyız. Şimdi sorumsuz, duyarsız, tutarsız bir toplum haline geldik. İşin düşündürücü tarafı, bu israfın yüzde 62’sinin daha ekmek piyasaya çıkmadan fırınlarda meydana gelmesidir, Bu kaybın bedeli fırınlardan çıkmıyor elbette. Ekmeğin maliyetine ilave edilerek vatandaştan alınmaktadır. Bu denetim yetersizliğinin bizi ne gibi maddi kayıplara götürdüğünün göstergesidir. Bir tarafta çöpten ekmek toplayan fakir insanlar, öbür tarafta günde beş milyon ekmeği çöpe gönderen duyarsızlık.
Bu felaketin ekonomik boyutu böyle, bir de sosyal ve ahlaki tarafı var meselenin.
Dünyada 800 milyon insan gece yastığına başını aç olarak koymaktadır.
Yarınımızın bize ait olmasını istiyorsak, bugünümüze sahip çıkmamız gerekir. Unutmamamız gerekir ki, israfta payı olan herkesin bu ülkenin maddi kaybındaki manevi sorumluluktan da payı vardır. Çünkü israfı başkaları değil biz yapıyoruz…