KATAR NEDEN HEDEFDE?
TÜRKİYE-KATAR TRENİ; ADALET, BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ İÇİN YOLA ÇIKTI....
Osmanlı’dan ayrılmamak için epeyi çabaladıktan sonra, en son ayrılan; Cumhuriyet döneminde de -özellikle son 20 yılda- Türkiye’ye hep en yakın duran Arap ülkesidir Katar.
Arap ülkelerini ırkçı bir anlayışla suçlayanlar; petrodolarlarını ABD ve İngiltere’de değerlendirdiklerinde önce bunu doğal karşıladığı için umursamayan, sonra da “dolarlarını bize getirmez bu Araplar” diyerek aşağılayanlar, Katar’ı ve ülkemize olan yatırımlarını ısrarla sürdürmesini anlayamaz.
Paralarını Türkiye’ye yönlendirdikleri zaman “aman yeşil sermaye bizi yutacak” paranoyasına sarılanlar; “Bütün Türkiye’yi Katar’a satıyorlar” yalanını aşağılık biçimde durmadan ısıtanlar;
Çok geride kalmış sosyalizan gözlükle dünyaya baktığı için kapitalist sermaye akışını anlamaktan uzak olanlar; daha da acıklısı aslında liberal yaklaşımlara sahip oldukları halde, sadece RTE’ye ya da Ak Parti’ye olan düşmanlıkları, hınçları nedeniyle gerçeği saptıranlar bu yatırımın değerini anlamaktan zaten uzaklar.
Geleceğin dünyasında Türkiye-Katar-Malezya üçgeninin; tüm dünyada, Şimdiye dek Londra merkezli sermayenin ekmeğini yediği İslami finans, İslami FinTech, İslami sigorta alanlarında nasıl önemli bir güç oluşturacağını; bunun temellerinin İstanbul Finans Merkezi ile -her iki anlamında- şimdiden nasıl atıldığını görmek istemeyenlere de zorla bunu anlatamazsınız.
Onlar için ölçü RTE ve Ak Parti karşıtlığıdır. Bu yüzden de RTE ve Ak Parti yararına olacağı varsayılan her girişim -aslında doğru bile olsa, aslında Türkiye için çok iyi bile olsa- kabul edilemezdir, eleştirilmelidir, hatta yerden yere vurulmalıdır çünkü onlar #KategorikMuhalif tutumun bataklığına saplanmışlardır, çoğunun çıkmak için çabası da yoktur.
Üstelik bu kişilerin tarih bilinci de zayıf olduğundan onlarca yıldır olup bitenleri akılcı bir yorumla tarih süzgecinden de geçiremezler, geçirenlere de ateş püskürürler. Bu yüzden de hayatın, zamanın ruhunun akışına ters bir yolda anlamsız ve umutsuzca debelenirler.
Onlar zaten uzun zamandır umutsuzlar. Bu gamlı baykuşluklarını kağıttan politik külahlara sarıp bedava dağıtmalarına rağmen artık alan da gittikçe azalıyor.
Özetle, kendisini Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın haksız, hukuksuz darbe/işgal girişiminden, ambargodan kurtaran Türkiye’ye karşı gönül borcunu, kendisi ve Türkiye için akılcı biçimde ödemesini de iyi anladığımız bir ülkedir Katar.
Anlamayanlar, anlamamak için çabalayanlar, anlamış ama başkasının anlamaması için sahte algılar üretenler; gözü RTE ve Ak Parti düşmanlığından başka bir şey görmeyenler; Avrupa Merkezci, İslamofobik, batı hayranı köksüzler; üzülmeye, kahrolmaya devam edecekler.
Türkiye-Katar treni çoktan yola çıktı. Yeni katılan vagonlarla adalet ve barış treni olarak her gün biraz daha güçlenerek ilerliyor. Üstelik bu adalet ve barış treni en zor yolların en zor duraklarında pişti:
1. Suriye'nin bir çok bölgesinde korkunç bir terör altında yaşamaya zorlanan insanlar; Türkiye'nin devreye girmesiyle, nispeten adalet ve barış içinde yaşama şansına kavuştu;
2. İç savaşa zorlanmış Libya'yı darbeci bir zorbaya teslim etmek isteyen Fransa, Mısır, BAE'nin emellerini kursaklarında bırakan Türkiye sayesinde bugün Libya, adalet ve barışın ülkesinde kalıcı olması için güçlü biçimde görüşmeler yapıyor;
3. Yirmiyedi yıldır, 'büyükler'in denetiminde, alçakça bir işgal altında yaşamaya zorlanan Azerbaycan, Türkiye'nin sağlam desteğiyle topraklarını geri aldı. Adalet ve barış treni Nahçıvan ile Azerbaycan'ı, Türkiye ile Türk dünyasını birleştirmeye hazırlanıyor;
4. Kıbrıs'ın en adaletli garantörü olan Türkiye, faşist Samson darbesini engelleyerek geçmiş tüm katliamlara son verdi ve 46 yıldır adada ölümler olmadan, barış içinde yanyana yaşanmasını sağladı;
5. Katar'ın, Haziran 2020'de S. Arabistan, BAE ve Mısır tarafından adil olmayan biçimde işgal edilmesini amaçlayan darbeci ambargo girişimi Türkiye tarafından boşa çıkarıldı.
6. Türkiye, dünyanın kaderine terk ettiği Somali'yi her yönden ayağa kaldırdı. O dünya ki şimdi "Somali'nin Türkçe konuşan bir ordusu var artık" diye endişe içinde.
Türkiye-Katar yakınlaşmasına saldıranların asıl derdini Lübnan Medyası (Aliwaa) güzel dile getirmiş:
"Türkiye ve Katar, söylem ve işbirlikleri ile; Batı'nın dikte etmek istediği düzene ve İslamafobik politikalarına meydan okuyor! İslam dünyası bu yaklaşımı örnek almalı..."
Türkiye-Katar Adalet ve Barış treni işte bu duraklardan geçerek geliyor. Lübnan'ın gördüğünü giderek tüm dünya görecek.
Biz yine de "Tren gelir hoş gelir" diyenlerden olalım çünkü bu kez vagonları bir bir doluyor ;-)
Vesselam.
Kaynak: Ilhami Mısırlıoğlu