KORKUTMA, GÖZDAĞI ŞANTAJ VE RÜŞVET
KORKUTMA, GÖZDAĞI ŞANTAJ VE RÜŞVET
ERGENEKON = FETÖ+CIA+MOSSAD+BND+MI6
Yazan Mustafa DÖNMEZ
FETÖ, devlet birimlerinde önemli pozisyonlarda yer alan ve örgüte karşı olan kişiler korkutularak veya gözdağı verilerek sindirmeye çalışmıştır. Buna bir örnek; KPSS 2010 Yılında soruları çalan FETÖ elemanlarını soruşturan Cumhuriyet Savcısı, Yücel Erkman’ı ölümle tehdit edilmesidir. Savcı soruşturmayı yürütürken kendi ve ailesinin can güvenliği derdine düşmüştü. Pasinler hakimi Vildan Yeşiltyurt, FETÖ’den ayrıldığı gün örgütün kadın militanları tarafından ölümle tehdit edilmişti. MİT irtibat görevlisi M.Ö, FETÖ elemanlarının iftiralarıyla KCK soruşturmasına dahil edilerek gözaltına alınmıştı. Üstelik MİT bu şahsın bilgileri dahilinde faaliyet gösterdiğini bildirmesine rağmen.
FETÖ elemanları işi o kadar ileri götürmüşlerdir ki hedefe aldıkları kişilerin evlerine video kayıtı yapan cihazlar yerleştirmişler, birçok kayıtın üzerinde montajlama yaparak o kişiyi itibarsızlaştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı. Devlet görevlerinde görev yapanlar dahil on binlerce kişinin yatak odalarının kayıtları alınmış, arşivlenmiştir. Bu arşiv havuzları içinde Deniz Baykal, MHP Genel Başkan Yardımcıları, (Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu) Üst düzey rütbeli komutanların ve ailelerinin, üst düzey yargı mensuplarının seks kasetleri mevcuttur. İşin ilginç yanı bu kişilerin önemli bir kısmı eşleriyle yatak odalarında ki ilişkileri kayıtlanırken sanki başka bir kadınla ilişkisi varmış gibi kadınların yüzlerinde yapay-zeka montajlama yapmışlardır. Daha önce ona yakın televizyon kanalında F.Gülen terör örgütünün anatomisi adı altında program yaptım. Bu programlarda, F. Gülen’in zaman içinde yaptığı konuşmalarda bu tarz kasetlerden haberdar olduğunu ima ederek dolaylı tehditlerde bulunduğunu örneklerle anlatmıştım.
FETÖ’nün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının İngiltere Avam Kamarası üyesi Sir Edward Garniere yaklaşık 116 bin pound rüşvet vererek Türkiye aleyhinde rapor hazırlatması da dikkat çekicidir.
Mustafa Koç’un özel uçağına, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay başkanlarının ofislerine bile kayıt cihazı koyabilen bir casus örgütle Türkiye karşı karşıyadır. Henüz bu faaliyetler, yargılama konusu yapılmıyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’da 17 Eylül 2004'te ülkesine çektiği gizli bir kripto kaleme almıştı. Başlığı ise çarpıcıydı: "İktidardaki Ak Parti Siyasi Geleceğini Zora Sokuyor: Seks, İkiyüzlülük ve Zafer Korkusu (Edelmari.'ı http:/ / wikileaks.org/ cable / 2004/09 /04ANKARA5310.html.)
FETÖ sayesinde, Türkiye’nin yatak odaları, kozmik çalışma odaları; CIA; MOSSAD, BND, MI6’a açılmıştı.
SİLİVRİ FETÖ MAHKEMESİNİN ULAŞTIĞI TEK GERÇEK!
Yurtseverleri yargılayan Gladyo’nun Silivri’deki FETÖ mahkemesi ’de boş durmamıştı. Mahkeme Başkanı, Üniversitede görev yapan bir profesörün yatak odası muhabbetini, hepimizin duruşma salonunu doldurduğu bir günde aleni yayınlamıştı. Kendisine has Karadeniz şivesiyle kamuoyunda çok iyi tanınan nüktedan Hoca’nın kendilerine savcı ve hakim diyen o şakirtlere cevabı ’da ilginçti. ‘Bu meret davaya ilgili ilgisiz sokmadığınız şey kalmadı şimdi de benim .ikimi soktunuz. Görünen o ki bu dava bundan sonra benim .ikim üzerinden sürecek size ve davaya hayırlı olsun’ demişti.
FETÖ; yeryüzünde en ahlaksız, şerefsiz, onursuz kişilerin içtima ettiği bir topluluktur. Arşivlediğim konular ve örneklerden bu şekilde binlerce veri vardır.
YARGITAY 8. DAİRESİNDE SÜREN FETÖ YARGILAMASI
Dün yargılamaya FETÖ mahkemesi eski savcısı Mehmet Ali Pekgüzel’le devam edildi. Pekgüzel diğer sanıklar gibi dereden tepeden, havadan sudan konuştuktan sonra savunmasına hazır olmadığını söyleyerek süre istiyor, akıl almaz, kabul edilemez taleplerle zaman geçiriyor. Mahkemeyi oyalıyor. FETÖ sanıklarından bazıları, duruşmalarda 4ncü kez başkanı değişen mahkeme üyelerini tehdit edebilecek kadar gözlerini karartmışlar. Eski FETÖ mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese salağa yatıyor veya gerçekten kafası gitmiş ne sorulsa, o soruya cevap vermiyor. Havadan, sudan, ottan, böcekten bahsediyor. Ara sıra ‘vallahi ben bir şey yapmadım, masumum’ diyor. FETÖ hakimi Hüsnü Çalmuk, otomatiğe bağlamış, bazen bizleri yargıladıkları düzmece mahkemelerindeki hakim modunda bazen zavallı bir ruh haline bürünerek, kendisini acındırmaya çalışıyor. En son girdiği ruh halinde ki durumu, meğerse o koyu bir Atatürkçü imiş. Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki sözlerinden, önceden not aldığı bölümleri yazılı kâğıttan okuyor, ağzından çıkan kelimeler kendisine o kadar yabancı ki, yapmacıklık sırıtıyor. Sanki yurt dışından ülkemize gelmiş dil bilmez birinin eline tutuşturulan Türkçe metini okuması gibi. Bugün FETÖ Savcısı M.Ali Pekgüzel duruşmaya katılmadı. Mahkeme 25 Nisan’a gün verdi. FETÖ hakim ve savcıları mahkeme sürecini uzatmaya çalışıyorlar. Oysa Mahkeme heyeti oynanan oyunun farkına varabilse anında tüm serbest bırakılan sanıklar hakkında tutuklama kararı verir. Sanıkların tamamına yakını üzerlerindeki mal varlıklarını nakite çevirmiş, kaçmak için her türlü hazırlıklarını tamamlamış durumdalar. Duruşmalar da mahkemeyi yanıltmayı, yönlendirmeyi ve üyeleri tehdit etmeyi sürdürüyor ve duruşmaları komik gerekçelerle uzatıyorlar. Şimdiden mahkeme dosyasının boyutu görüntüler dahil 10 telebaytı geçmiş durumdadır.
Mahkemenin önceki ara kararında belirttiği gibi bana duruşma salonunda, görsel ekranda sunum yapmama izin verilecek mi? Belli değil.
Casusluk yaptıkları resmî belgeler ve görsel kayıtlarla sabit olan bu sanıklar, FETÖ üyeliğinden az bir cezayla mı kurtulacaklar? Yurt dışına mı kaçacaklar? Yoksa casusluktan ceza mı alacaklar. Göreceğiz…