NEDEN EŞEĞE TERS BİNDİ?

ABONE OL

NEDEN EŞEĞE TERS BİNDİ?   NASRETTİN HOCA   Yazan Mustafa DÖNMEZ   Nasreddin Hoca'nın eşeğe ters binmesi ne anlama gelir?   Nasreddin Hoca aslında yapmış olduğu bu davranışıyla insanı, hatta geçmişten günümüze insanlığı anlatıyordu. Yani zamanın akışına sırtını dönmüş, olup biteni ancak olduktan sonra görebilen, ağaçları, evleri geçtikten sonra, tehlikeleri ancak olduktan sonra fark edebilen insanı. Büyük bir çoğunluğumuz böyle. Peki, zamanı bir bütün olarak algılayan, geçmişi ve geleceği bir bütün olarak görebilen insanlar olmamış mı bu zaman ve mekan denizinin içinde olmuş ve bu konuda hatırı sayılır işaretler bırakmışlar bizlere.Topkapı Sarayı'nda sergilenmekte olan Davud'un Kılıcı ve onun kitabesinde yazanlar, Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'ndeki mermer sütuna işlediği "Ters lale"   Günümüzde yaşanan gelişmelerin hepsi bir araya geldiğinde, inanılmaz bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Ve ilginç olan şu ki, bu durumdan çıkan senaryonun baş aktörleri İsrail ve Türkiye. Bütün bu işaretler, bu iki ülkenin geleceğine ilişkin izler taşıyor.   1830 yılında kendisini anlayamayanlar tarafından büyücülük yaptığı iddiasıyla idam edilen Osmanlı şairi MÜŞTAK BABA  Ebced ilminin üstadı unvanını boşuna almamış.1846 yılında basılan divanındaki birçok şiiri kehanetlerle yazılmıştı. Hatta öldürüleceği tarihi bile yazmış. Müştak Baba'nın en önemli kehanetinin 1923 senesinde Ankara'nın Türkiye başkenti olacağım 100 yıl öncesinden bildirmesi olarak bilinir. MÜŞTAK BABA  gelecekte İsrail Türkiye savaşından bahsetmekte tarih vermektedir. Önümüzdeki 200 yıl hakkında kehanetlerde bulunmuş ve sonunda İsrail devletinin Türkler tarafından yıkılacağını tarih vererek bildiriyor. Murat Bardakçı gibi bir çok tarihci MÜŞTAK BABA’nın kehanetlerini önemser değer verirler. Kehanet bu çıkar mı çıkmaz mı bilinmez.   SALDIRI SANATI   Saldırı Sanatı ile toplum mühendislerinin istediklerini elde etmek için güveninizle, yardımcı olma isteğinizle, sevecenliğinizle ve insanî saflıklarınızla nasıl oynadıklarını görebilirsiniz . Sık görülen saldırılarla ilgili hayali  öyküler toplum mühendislerinin pek çok kimliğe ve yüze bürünebildiklerini size gösterecektir. Eğer daha önce bir toplum mühendisiyle karşılaşmadığınızı düşünüyorsanız, büyük olasılıkla yanılıyorsunuzdur. Görsel medya ile haşır neşir iseniz bu yönlerdirme üstadlarını biraz dikkatle izlemeniz yeterlidir.   Güvenlik çoğu zaman bir yanılgıdan ibarettir, işin içine dikkatsizlik , saflık ve cahillik de girince daha da kötü olur. Yirminci yüzyılın en saygın bilim adamı olan Albert Einstein şöyle demiştir: "Yalnızca iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı; aslında evrenin sonsuzluğundan o kadarda emin değilim.’’   Sonuç olarak, insanlar aptallarsa yada daha sık görülen şekliyle, doğru güvenlik uygulamaları konusunda bilgisizlerse, toplum mühendisliği saldırıları başarılı olmaktadır .   Bir çok yazımda basında çıkan haberlerin tersine Türkiye ve İsrail arasında belki dünyada eşi benzeri görülmemiş bir işbirliği olduğunu anlattım. İlişkiler çoğu zaman perde arkasından yürütülmüştür. Ayarlı basının söylemlerinin tersine İsrail ile yapılan ticaretin boyutu bugüne kadar görülmemiş seviyededir.   YÜZSÜZ, MASKELİ MAHKEME DİVANI   İsrail yönetimi ne kadar küresel sisteme bağlı ise Türkiye ve Arap ülkeleri de o şekilde göbekten bağlıdır. Kimi zaman havuç kimi zaman sopa gösterilir. Hiç bir şekilde anılan ülkeler bir araya gelmemelidir. Kaos, mevcut müesses nizamın ana faktörüdür. Suçluların aklı nasıl suç işlemeye yönelik çalışıyorsa müesses nizamın olmazsa olmazı kaos çıkarmaktır. Temel beslenmesi buradandır. Yönetimlerin kendilerince kurgulanması bu nedenledir. Bu düzene çomak sokan lider rezil vaziyette tasviye edilir. Amerika ulus devlet değildir. Buranın gerçek sahipleri yerliler kamplarda yaşarlar ve azınlıktadırlar. Amerika menfaat ortaklığında toplanan insanlardan oluşur.  En son Arap zirvesinin sergilediği tutum tam bir acizlik ve çaresizlik göstergesidir. Hiç bir ülke birbiriyle dayanışmaya giremiyor. Vahşeti durdurmada aktif kararlar veremiyor. Yöneticiler iktidarlarını sürdürmek pahasına insanlık değerlerine sırt dönüyorlar. Gözlerinin önündeki katliamlara seyirci kalıyorlar. Günlerdir hasta ruhlu bir kişinin ABD’de başkan seçilmesinin Türkiye ve dünya ülkelerini nasıl etkileyeceği üzerinde tartışmalar sürdürülüyor. Küresel sistemin bekçilerine dönüşen Liderler sahiden dünyaya barış getirebilirler mi?   1992 yılında Peru’da ‘yüzsüz mahkemeler’ kurulmuş bir çok rejim karşıtı binlerce masum insanı cezaevine hükümlü olarak göndermişlerdi. Yargıçlar duruşmaya çıkarken yüzlerine kukuleta takıyorlardı. Bugün o yüzsüz mahkemelerin cezaevine gönderdiği tüm insanların masum olduğu ortaya çıktı. Arap zirvesine katılan Arap liderlere bu pencereden bakılmalıdır. 1972 yılında toplanıldığında bugünden daha cesur kararlar alarak İsrail’e petrol ambargosu uygulamışlardı. Bugün perde arkasından İsrail’in vahşeti sürdürmesi için her türlü lojistik desteği sağlamakta yarışıyorlar.   Gelinen noktada hemen her ülke MÜŞTAK BABA’nın kehanetini doğrularcasına doludizgin yıkıma gidiyor.   TRUMP’IN SEÇİMİ   Trump kabinesine öyle savaş yanlısı, Hristiyan-Siyonist kişileri alıyor ki İsrail’in en önde gelen Haaretz veya tam ismiyle Hadashot Ha'aretz gazetesi bile baş yazısında itiraz etti. Trump’un seçtiği Netanyahu yanlısı dinci kafaların İsrail’in varoluşsal haklarını tehlikeye atabileceğini duyurdu.   Türkiye, bölgemizde gelişen sıcak savaşlar ile son yüzyıl tarihinde eşsiz fırsatlar önüne geldi. Bir yandan doğal güvenlik alanlarına kavuşabilir. Diğer yandan bölgede insan merkezli siyasal hedeflerine ulaşabilir. Ancak tehlike büyüktür. Ve yanlış kararlarla yıkıma götürebilir.   Trump’ın yaklaşımını seçtiği kabineye bakılarak kolayca analiz yapılabilir. Trump ve ekibi, Kürtleri tıpkı Filistinliler gibi kıyıma atmaktan çekinmeyeceğini pazarlık masasına getirmelerinden görülüyor. Musul ve Kerkük’ü kaybetmemizde İngilizlerin Lozan’da Kürtleri nasıl aleyhimize kullandığı unutulmamalıdır. Arapların bölgelerinde yaşayan Kürtlerden nefret ediyor olması, nefret kervanına Türklerin de katılmasını en çok isteyen BATI düşünür takımının oyunu/planı boşa çıkaralabilir mi? Mümkündür.    Kürtleri pazarlık masasından çıkaracak tek güç Türkiye’dir. Amerika Irak’ı parçaladığında Kürtlere devlet kurdurabilirdi. Yapmadı. Kürtlere bu bölgenin şekillenmesinde ihtiyaçları var. Belki on yıldır bu konuda tarihsel süreçte yaşananlara bakarak birçok analiz yapıyorum. Zaman analizleri doğruluyor. Türklerle Kürtlerin göbekleri birbirine bağlıdır. Her türlü  pusu ve sabotajlara bakarak politika değiştirilmemelidir. Sabırla önümüze konan plana direnebilmeliyiz. Türkiye hiç bir şekilde ABD’nin ve BATI’nın dümen suyuna girmemeli, önüne uzatılan imkanlara kanmamalı,Kürtleri pazarlık masasından uzaklaştırmayı başarabilmelidir. Güvenlik bölgelerini oluştururken bunu Kürtlerle yapmalıdır. Bölgede yaşayan Kürtlerin tek sığınağı Türkiye’dir. Bugüne kadar Türkiye her zaman Kürtlerin yanında oldu. İşbirlikçi Kürtlere bakarak bu yoldan ayrılmamalıyız. İran’ın bütünlüğünü koruması Türkiye’nin politikasına bağlıdır. İran’ın PKK ve türevlerine verdiği destekten vazgeçirilmesi Türkiye’nin bu konuyu İran kamuoyuna getirmesine bağlıdır. Tersi durumlar yerli Nostradamus; MÜŞTAK BABA’nın kehanetlerinin gerçekleşmesi olur. Bu arada MÜŞTAK baba 2048 yılına kadar İsrail’in yükseleceğini belirtmektedir.