RAFET ULUTÜRK: TARİHE ADINI YAZAN ADAM.
RAFET ULUTÜRK: TARİHE ADINI YAZAN ADAM Bazı isimler vardır, zamanın ötesine geçer. Onlar yalnızca yaşadıkları dönemi değil, sonraki nesilleri de etkileyen birer meşale gibidir. Zaman ilerler, olaylar değişir, ama onların açtığı yollar hep aydınlık kalır. Rafet Ulutürk işte böyle bir isimdir. O, bir insan olmanın ötesinde bir davanın ruhu, bir milletin vicdanı, bir tarihin yaşayan özeti oldu. Türk dünyasında var olmak, tarih boyunca bir mücadele meselesi olmuştur. Coğrafyalar değişir, sınırlar yeniden çizilir, ama Türk’ün mücadelesi hep devam eder. İşte tam da bu noktada, Bulgaristan Türklerinin sesi olan, onların haklı davasını dünyaya anlatan, kimliğini ve varlığını tarih sahnesine kazıyan biri gerekiyordu. O kişi Rafet Ulutürk oldu. O, yalnızca bir anlatıcı değildi, bir tarih yazıcıydı. Bulgaristan Türklerinin maruz kaldığı baskıları, sürgünleri, kimlik mücadelesini o anlattı, ama sadece anlatmakla yetinmedi; çözüm yolları sundu, önderlik etti, yol gösterdi. Bir toplumun yalnızca varlığını değil, geleceğini de inşa etti. Bugün Bulgaristan’da bir Türk Cumhurbaşkanı çıkıyorsa, bu yolda ilk taşları döşeyen, mücadele azmini diri tutan, imkânsız denileni mümkün hale getiren yine o oldu. Sofya’da ilk Türk Dünyası Liderler Zirvesi’ni gerçekleştirdi. Bayrampaşa’da ilk Türk Kadın Kurultayı’nı düzenleyerek, kadının bu mücadeledeki yerini sağlamlaştırdı. Kırcaali’yi anlatan ilk belgeseli yaptı, Bulgaristan Türklerinin kimliğini kitaplara, belgelere, tarihe kazıdı. O, yalnızca bir eylem adamı değil, bir strateji ustasıydı. Bir milletin tarihi sadece geçmişten ibaret değildir. O tarih, geleceğe yazılan bir manifestodur. İşte Rafet Ulutürk, Bulgaristan Türklerinin manifestosunu yazan isimlerden biri oldu. Mücadele yalnızca meydanlarda verilmez; fikirle, kalemle, organizasyonla, diplomasiyle, yılmayan bir iradeyle verilir. O, bunların hepsini bir araya getiren, bir halkın sesi olduğu kadar, onun geleceğini de şekillendiren liderlerden biri olarak tarihe geçti. Bugün onun doğum günü. Ama onu doğum günüyle değil, var ettiği büyük mirasla anmak gerekir. Çünkü bazı insanlar yalnızca doğmaz; her attıkları adımla, her söyledikleri sözle, her açtıkları yolla yeniden doğarlar. Rafet Ulutürk, yalnızca bir isim değil, bir simgedir. O, bir tarihtir. O, bir milletin umududur. Ve umut hiçbir zaman ölmez. İyi ki doğdun, iyi ki vardın, iyi ki bu yolda yürüdün! Strateji Uzmanı Gazeteci Yazar Gökalp Şentürk