SAVAŞ VE BARIŞ...?

PKK'nın ABD angajeli stratejisinin bu gidişatta oynadığı rolü yok saymak samimiyet olmuyor tabi. Savaşa hayır tamam da, '' garnizon devletciğe de hayır'' neden yok ...

Vietnam savaşı bitmiş ve Amerikan askerleri eve dönmektedir. Heyecanla oğlunu bekleyen ailenin telefonu çalar ‘’ Anne ben geldim ‘’ der. Anne heyecan ve sevinçten delirmişçesine ‘’ Ah oğlum, kokuna hasret kaldım, bekliyorum’’ der. Çocuk, ‘’ Yanımda bir arkadaşım var, bir kolunu ve bir ayağını savaşta kaybetti, kimi kimsesi yok, onu da yanımda getireceğim’’ der. Anne ve baba ikisi birden ‘’ Aman oğlum böylesine birinin bakımı çok ağır olur, bir yardım evine bırakalım falan’’ derler. Vele hasıl çocuk ne derse desin, ne anlatırsa anlatsın sonuçta konuşma ‘’ Arkadaşını sakın eve getirme ‘’ ile sonuçlanır...

İki gün ertesinde, kapıyı polis çalar ve oğullarının yüksek bir apartmandan kendini atıp intihar ettiği haberini verirler. Aile teşhis için morga gider ve intihar edenin kendi oğulları olduğunu görürler, lakin cesede baktıklarında, bir kolunun ve bir bacağının olmadığını görürler. Arkadaşım dediği kendisiymiş meğer.

Bu trajedinin de ötesinde hikayeyi burada bırakırsam, tipik bir savaş aleyhtarı hikaye olarak kalacağı açık. Zaten ‘’ savaş karşıtları da işi tam bu noktada bırakıyorlar. Nitekim bu hikayyi onlardan aldım.

Mesela Rojava’da tepeden tırnağa ABD’nin silahlandırıp, koçbaşı garnizon devlet faaliyeti varken ve bu devletçiğin hedefi açık açık en azından Türkiye’de iç savaş çıkartmayı hedeflerken ( 15 Temmuz girişimi ve Hendek stratejisi göz önüne alındığında. ) bu yapılanmaya karşı ne önerilir...

Bu strateji gerçekleştiğinde ne kadar kolu bacağı kaybolacak insan olacaktı ve ne kadar insanın hayatı yok olacaktı’’Barış savaşçılarının’’ bu konuya hiç değinmedikleri ortadayken, mevzuyu eksik bir savaş karşıtlığıyla dile getirmek inandırıcı olmuyor ...

Mesela Barış sürecinde rota Garnizon devletçiğe kırılmasaydı, pekala barışçı bir çözüm yoluna girilebilirmiydi. Burada da soru işaretşi var. En azından ben böyle düşünüyorum. Hoş büyle bir yönelim olanaklımıydı bu Orta doğu cehenneminde, o da ayrı bir tartışma konusu tabiki.
Savaşa hayır tamam da, ‘’ garnizon devletciğe de hayır’’ neden yok ...

PKK’nın ABD angajeli stratejisinin bu gidişatta oynadığı rolü yok saymak samimiyet olmuyor tabi ...
ABD konvoylarına ‘’ gitme’’ diye atılan bu taşlar tuhaf değilmi, ne anlatıyor acaba ...