ŞEYTANİ PLAN: PKK'NIN MEZARINI YPG KAZSIN...!
Aslında Abd Savunma Bakanı Mattis'in sözleriyle alay ettik, dalgamızı geçtik, filan ama, aslında söylemek istediği bir gerçek...
Aslında Abd Savunma Bakanı Mattis'in sözleriyle alay ettik, dalgamızı geçtik, filan ama, aslında söylemek istediği bir gerçek.
PYD aslında br KCK yapılanması.
Yani; İran'da PJAK, Türkiye'de PKK ve Suriye'de PYD gibi yapıların en üst kuruluşu KCK.
Suriye'de ki PYD'yi de, KCK2nın en büyük ve en etkili yapılanması olan PKK organze etti.
Tabi; bunun için Suriye içinde bir bölgenin diğer etnisitelerden arındırılıp merkez üssü olması gerekiyordu.
Kürt ve Arap halkları karışık yaşayan binlerce yıllık Ayn-el arab isimli yerleşim yerine önce DAEŞ denilen Amerikan istihbaratının kontrolünde ki güya İslami bir örgütü saldırttılar.
Orada ki Kürt ve Arap halklar katledilme endişesiyle Türkiye'ye kaçtılar.
Sonra Batı ve Amerika basınında Rojava adını verdikleri bin yıllık Ayn-el Arap'ta kürtlerin DAEŞ tarafından zalimce katledildiği, soykırıma uğradığı yalanı bol bol işlendi.
Türkiye'de bunu Demirtaş'ın lideri olduğu HDP basında ki goygoycularıyla işlemeye başladı.
Bunun için; Türkiye'nin Rojava'da ki katleden veya edilenle ne alakası varsa "Başkaldırmaya" teşvik etti.Bu konuda halkı galeyana sevk etti.
Ve o çağrının sonucu 50 Kürt vatandaşımızı katlettiler.
Kuzey Irak'ta ki Barzani'de Kürtlerin katline sessiz kalıyor gibi bir yaftayı yememek için, fikren ve siyaseten düşmanı olan PYD için silahlı peşmergeleri, Trkiye'nin de göz yumması ve oluruyla Rojava bölgesine geçirdi. Şahane bir algı yönetimi çalışması yapılmış, Irak, Türkiye ve bütün Dünya'da PYD'nin oluşumu için gönüllü bir katkı sağlanmıştı.
O algı sonucu esen rüzgarın karşısında, bugün yok etmek için askeri harekat düzenleyen o günün AK parti hükümeti duramamış ve PYD'nin meşruiyeti için yardımcı bile olmuştu.
Fakat daha sonra Türk Hükümeti ve askeri kadrosu, uzun vadede bekaa sorunu olacağını gördükleri bu oluşuma karşı önce Fırat Kalkanı harekatıyla yarma harekatı yapıp, Afrin ve Rojava kantonlarının birleşmesine engel olmuştu.
Bunun bir sonraki hedefi de yalnızlaştırılan ve pazarlıklar sonrası Rus güçlerince tahliye ettirilen Afrin'in PYD/YPG güçlerinden arındırılmasına gelmişti.
Bu arada PYD DAEŞ kontrol sahalarına sanki savaşırmış gibi konmuş, hem Suriye'nin en verimli gaz ve petrol sahaalrına sahip olmuş, hem de Dünya kamuoyunda DAEŞ'le savaşan "güzel insanlar" oluvermişlerdi.
Ama Türkiye'nin hem Fırat Kalkanı harekatı hem de Afrin operasyonu bütün planları alt üst etti.
Elde edilen gaz ve petrolü denize ulaştırıp dünya pazarlarına satacak yolu tıkadığı gibi, söz verilen toprakların büyük bir kısmının elden gitmesine sebep oldu. Sanki bu yetmezmiş gibi bir sonraki hedefin Münbiç ve devamında Rojava bölgesi ve dolaysıyla bütün PYD kontrolündeki alan olduğunu deklare etti. Bu Amerika'nın 7 senedir ilmek ilmek ördüğü; hem bölgedeki istikrar ve huzuru bozan bir seküler Kürt yapılanması için, hem elde ettiği petrol ve gazın arzı için ve hem de; İsrail'in güvenliği için kabul edilebilir bir şey değildi.
Öncelikle her şeyi denedikleri( içeride ve dışarıda ki bütün argümanlarla Türkiye'de ne Erdoğan'ı indirebildiler ne de poltika değişikliği sağlayabildiler) Türkiye'nin durdurulması, planın tamamen suya düşmesinin önüne geçmeliydiler.
Türkiye artık DAEŞ'le mücadele eden cici YPG martavalını yemiyor.
PYD'nin ona saldırıp saldırmamasının da bir ehemmiyeti yok.
O zaman yapılması gereken; hem Türklerin memnun olacağı bir şey, hem de Dünya kamuoyunu ikna edecek bir plan yapılmalıydı.
35 yıldır Türkiye'nin başına bela olmuş olan PKK'yı tamamen tarihin çöpülüğüne gömecek bir plana Türklerde hayır diyemezdi.
İşte Savunma Bakanı Mattis'in ağzından kaçırdığı, eveleyip gevelediği bu.
Zaten PKK son zamanlarda güçlerinin büyük kısmını YPG'ye aktardı.
Çukur harekatıyla büyük zayiat verdiler.
Doğu ve G.Doğu'da yapılan iyileştirmelerle ve yeni İHA/SİHA ve diğer techizatlar karşısında etkisizleşen PKK ile Türkiye'yi sıkıştırmakta mümkün değil.
Üstelik artık PKK zırnık adım atamıyor sınır içinde.
Her dakika sahayı tarassut eden İHA'lar la iki militanın dağda mağaradan başını uzatması mümkün değil.
Çözüm sürecinde Kürt halkına yaşttıkaları yüzünden bölge halkı da artık PKK'ya kucak açmıyor, desteklemiyor ve göz yummuyor.Üstelik her fırsatta güvenlik güçlerine ihbar ediyor.
Bu yüzden PKK artık miadını doldurdu. PKK tarihin çöplüğüne gömerken ona mezar kazıcı olarak YPG'yi seçiyor Amerika.
Aslında yeni bir kahraman doğuruyor.
Kendi terör listesinde ki PKK'yı, onun evladı olarak nitelenebilecek olan YPG'ye öldürtüyor.
Ve YPG'ye dünya sahnesinde meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.
Mattis'in sözlerine güldük ama şeytani bir plan var işin altında...
Yer miyiz peki?
Yedirirler yedirirler.
Öncekileri bize nasıl yedirdilerse bunu da bal gibi yedirirler...