DÜNYA HAYATINDA YAŞAYAN ÖLÜLERİN,AHİRET YURDUNA GİTMEDEN ÖNCE

Adnan Albayrak Şimşek Siyasetçi Yazar katipzadem@gmail.com
ABONE OL

DÜNYA HAYATINDA YAŞAYAN ÖLÜLERİN,AHİRET YURDUNA GİTMEDEN ÖNCE YOL KILAVUZU OLARAK SIRATIL MÜSTEKİM ROTASINDA YOLCULUK YAPAN İNSAN DENEN ŞÖFÖRLERE, YOL VE YOLCU GÜVENLİĞİ NOKTASINDA REHBER ve KILAVUZ OLARAK KURAN KİTABI Rahmetli Mehmet Akifin deyişi ile;İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için. Kuran yaşayan ölüleri,uyuyan uyanıkları,uayandırmak ve diriltmek için Alemlerin yegane hukümranı olan Allah (c.c) tarafından peygamberleri vasıtası ile bizlere gönderilmiştir. İnsan dünya hayatında bir yolcudur.Bu yolculuk bilinmeyen istikamete giderken Allah tarafından peygamberleri vasıtası ile yol kılavuzu olarak Hz.Kuran gönderilmiştir. Bu yolculuktaki otobusun anahtarı LE İLEHE İLLALLAH kiliti ile acılır,O kılitle calışarak hareket eder ve yolculuga cıkılır, Yoksa yan sanayı kilitler bu otobusu calıştıramaz,Fabrika ayarları ona göre kodlanmıştır,Tek anahtar cunku YARADAN bu kural ve kodlar üzere yaratmıştır. KAİNAT VE İNSANLIGA DAİR NE VARSA.Bunun bilinci ile cıkılan yolda can (iman) güvenliği bu esaslara göredir.Cünkü kodlar buna endeksli Bu sözün başlangıcında ilk şartı olarak Allahın dışındakiler esas alındıgı, Allah'tan (c.c) başka kim var ise veya var oldugunu idda ediyorsa, sözü ile ortaya konan imanın özünün Allah dışındakilerin reddedilmesidir. Müslümanım diyenlerin ifade ettiği Tevhıd dediğimiz sözümüzün imzası olan teslimiyetimiz göstergesi beyanımız,Allahın ilahlıgı karsısındaki tüm İLAHların reddidir.Kabul görünmemesidir,gecerliliğinin olmayışıdır,yok hükmünde sayılmasıdır. Bu söz verişinın ifadesi bu ahitleşme ile insanoglu İslam dairesi içerisinde olur. İnkar ediyorum Allahın dışında,tüm kanun koyucuları,koydukları kanunlar ile hükmedenleri, ortaya koydugu kanunlar ve hükümlere tabi olarak Zatına Kulluk edilecek tek varlık olarak Allahı tanıdıgımıza ve Allah dışındakileri tanımadıgımızın beyanıdır bu sözümüz. İnsanın,fıtratı ilahiyesindeki DNA sına kotlanmış olan,Kamil İnsan melekilerine dayalı bir hayatı arzuladıgı ortada iken, dünyada,Allahı bırakarak,Allah ile arasına koydugu degerlerlerin üzerinden dünya ve ahıret hayatının huzurunu araması durumunda bizlerin, Allaha kul olmak yerine,bu tür kabullendiklerimizin, kendilerine kulluk ettırdıklerini ne zaman anlayacak oldugumuzda ayrıca bir idrak eksikliğinin göstergesi olarak cıkmaz sokakta,cıkar bır yol,adaletsiz dunyada ,adalet aramak,eşitlik istediğimizde sınıflaşmaların hakımıyetinde v.s.dunyada varlıgımızı sürdürmekte oldugumuzda görünen köy misali kılavuz aramaya gerek yok diyerek ifade edilebilir. Hz.Allahımızın kendi saltanat ve mülkünde,kendi kanunları ile hükmettiği bir alemde,kendisine yakışan bir yaratma ile,yarattıgı,meleklerden üstün kıldıgı, yaratılmışların en hayırlısı dediği,kainatı kendisine yaşanabılır hal ile tanzım ederek,yeryüzünde hak ve hakıkatı temsilen kendisinin zatının yeryüzündeki halifesi olan insan ogluna İlah Olarak Allahımızı nasıl tanımamız gerektiğini, yarattıgı Ademogullarına zatının, İLAHLIGI karsısında, nasıl bir teslimiyet içerisinde ALLAHIN İLAHLIGINI, nasıl tanıyacagımızın kabuludur LE İLEHE İLLALLAH dememiz. Le İlahe illallah diyerek Elest alemindeki verdıgımız sözün dunya hayatındada, Allah ile ADEM ogulları arasındaki gecerliğinin kabulu tanınması,noktasındaki İlahi sözleşmesi olan TEVHIDIN onaylanmasını istemesidir. Bu istegi En-am suresi,79 ayetide,(kanununda,hükmünde) şöyle acıklanmıştır, İlahi Kanunun acıklanması olan anayasamız ve iman esaları olarak Kuranda yasallaşmıştır. Şöyleki Her müslümanım diyenın,Kuran ve hukumlerının Allahtan olduguna,bizleri bu kanunlar cercevesınde yönetme hakkının Allahtan başka hiç bir varlıga ait olamayacagını,var olanların iddasınıda tanımamak üzere hepsini red ettigimizi, diyerek yaratılmışların en hayırlısı olanlardanım,Allahımızın hakkı olan İLAHLIGINI, Allahımıza her daim verenlerdenım VE İLAHLIGINI tanıyanlardanım diyebilmenin adıdır LE İLEHE İLLALLAH “Ben, Hakka ve tevhide yönelerek, yüzümü, yönümü, gökleri ve yeri yoktan var edene döndüm. Ben, ilâhlığında otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşan, gizli şirki yaşayan, başka otoriteler de kabul eden müşriklerden değilim" demektir.LE İLEHE İLLALLAH YAKIŞANDA BUDUR KULA. Çünkü bütün her şeyi ile Allaha baglanmış olmanın adıdır KUL OLMAK,OLABİLMEK “Yaratılış gayesi” insanoğlunun tarih boyunca cevabını aradığı en temel sorular arasında yer almıştır. Beşerî ilimler ve ideolojiler de bu konunun üzerinde durmuş, bu konuyla ilgili sorulara cevaplar aramıştır. Fizik, kimya, biyoloji, astronomi, kozmoloji gibi tabii ilimlerden felsefe ve mantık gibi akli ilimlere kadar birçok ilim dalı ile varoluşun hakikati anlaşılmaya ve anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Ancak varoluşun insan idrakini aşan bir boyutunun olması, varlığın müteal/aşkın yönünü dikkate almadan bu konuda ileri sürülen görüşleri teoriden ileriye götüremediği gibi evrensel bir kabulü de sağlayamamıştır. Kur’an-ı Kerim, insanın yaratılış gayesine yönelik soruları en genel ve açık şekliyle; Allah’a ibadet,kulluk ve Allahı ilah olarak tanımak,olarak izah etmektedir. (Zariyat, 51/56.) Evet asıl mesele bu.İçinde bulundugumuz insanlık asrının sonlarına yaklaştıgı şu zaman içerisindeki dunya insanlıgının savaşı Bunu anlamayan ve anlayanların arasındaki,Allahın hakkının,Allaha iadesi meselesidir. Dünya insanlıgının uluşlar arası boyutundaki savaşın ana sebebide budur.Çünkü insan inançı üzerine yaşar,inançı üzerisinden sosyallaşır, inancı üzerinden her inanç toplulugu kendi inançının medeniyetini oluşturur. Ana sebebi dedigimiz olayın, İnsanların içindede heva ve hevesleri ile huzuri ilahiden kovulmuş, İblisin yani Şeytanın yolunu secen kullar ile Hayatımıza,kendi zatından hayat verenın kulu alemleri kendi koydugu kanunlar cercevesinde terbıye eden Allah'oldugunu iddaa eden kulların arasındaki mesele, Allahın varlıgını ,kainatta yeryuzunde yaşarken tanımak kabul etmek,varlıgına itirazın olmadıgı, olarak her ve hareketimizden tutun insan olma adına en dogru kurullar manzumesi Allaha aittir diyenler arasında ki insan ve insanlıgı yaşadıgımızın farkına varabilmektir. Allahın koydugu kurallar içersinde yaşanlar arası Allahı tanımaktır. Yoksa Kuru kuruya,tabirde hata olmaz ise putperestlerde Allah var dıyorlardı..İnkar etmiyorlardı ki,sadece Göklerdeki Allahı göklerde kalmasını, İnsanların işine karısmamasını,Göklerden koydugu kararlarla bizi yönetmesin,bizler bır hüküm kuralım bu hükümlerde ayrılıga düştüğümüz meseleleri Gökteki Allahla irtıbatlı olduklarına inandıkları putlarına anlatsınlar, bu putlarda,aracılarda, gökteki Allahla görüssünler,Gökte Allah ne karar verdıyse ,bu kararı putlar bize söyler, bu putlarda taştan tahtadan yapılmış olduklarından direk bize anlatamaz,O putunda kendisine adanmış insan kutlu varlık olan putun hızmetkarı olarak kabul ettiğimiz ruban sınıfına söyler ruhban sınıfı olan ,rahipte halka acıklar inancını savunmaktalardı, Yoksa öyle olmasa Hz.Muhammed (a.s) ın getirdiği İlahi emirlerin sonuncusu olan İSLAM inancına niye karsı gelsinlerki. Hz.Muhammedin getirdiği,inanç ve yaşam biçimi olan İlahi nizama karşı, sermeyanin,kapital gücün sahibleri,otorıtenın sahipleri, toplumları toplum adına yönettiğini söyleyen ekabırı olan zümre, İşte Hz.Muhammedin getirdiği son İLAHİ MESAJ olan Kuranda (Zariyat, 51/56.) Allah’ı tanımak,varlıgına itiraz etmemek,''O''nun otoritesine boyun egmek Rıza gösterek,''O''nun karsısında acziyetini dile getirme, İnsanın yaratan olmadıgının gercegı karsısında, yaratıcının ''O''nun yani Allah olduguna, yaradanın, yaratma hakkının karsısında ,yaradılmış olarak onun terbıyesi altında onun zatına yakışırcasına,zatının karsısında ona ibadet etmek oldugunun bilincinde olanların mükafatlarının ne oldugunuda yine Hz.Allah müjdeliyor bizleri. hayatımıza yön verirken Allah ve Rasulüne göremi, heva ve heveslerimize göremi, yoksa her ikisine göredemi tanzim ediyoruz,sorusuna muhatap olan islamı din olarak kabul eden müslümanlar olarak cevabımız ne olmalı. Bizler hayatımıza yön verirken Allah ve Rasulüne göredir diyorsak KURAN ortadayken,yaşam biçimimizi sorgulamamız gerekmez mi? Bu sorguyu yapmak demek,Allah bizi hesaba cekmeden,bizim kul olarak kendimizi hesaba cekmemizdir.Bunu yaptıgımız zaman hakkıyla Allah'ı ne derece tanıyıp,tanımadıgımızın cevabını bulmak süreti ile,hakiki manada kullugumuza yönlenmemiz ve ibadetlerimizi,gayesıne uygun olup olmadıgının ortaya cıkararak kendimizi her gün beş vakıt namazımızın olmaz ise olmazı olan Fatiha suresındeki,rabbimizden istediğimiz,sıratıl müstekim üzere sabıt kılmaktır. Sözlükte “anayol; doğru ve apaçık yol” mânalarına gelen sırât ile “dengeli ve dosdoğru” anlamındaki müstakīm kelimelerinden oluşan sırât-ı müstakīm “apaçık, dosdoğru ve hak yol” demektir. Burada yol kelimesinin dosdoğru diye nitelendirilmesi onun “hedefe ulaştıran en kısa yol,en güvenli yol” anlamına geldiğini gösterir.Allahımız bizlere hayat yolculugumuzda,kendisinin rızası cercevesinde,en guvenilir yoldan ,nasıl ulaşılacagını bildiren birde bu yolun rotasını cizmiş,bu rota üzere gelenlerin sag salim,mutlu ve huzurlu olarak ahıret yurdunda ebedi kalacakları hanesi olan cennetekavuşacagını bildirmiştir. İşte bu rota SIRATIL MÜSTEKİMDİR. Sıratıl müstakim üzere olmak,sıratılmüstekimi yaşamak sıratın ve mustakimin ne oldugunu idrak ilede bize bahşedilen hayat yolculugunda,yolumuz üzerindeki engellerin neler oldugunu,bu engelleri nasıl aşmamız gerektiğide ortaya cıkacaktır ki,dogru yaptıgımızı zannettiğimiz yanlışlarında neler oldugunu anlayarak yolculugumuzun güven içerisinde menziline varmasını saglamak,yol ve yolcu güvenliğinin saglanması gerekmekte olduguda hepimizce malumdur. Sıratıl müstekim yolunda insan olmak nedir, bu yolda her bireyin kendisi hayat otobusundeki söföründe bizatihi kendisi oldugu üzere, aracın yani kendisinin,karşılasacagı kaza ve belalardan kendisini ve bu otobusteki yolcular dediğimiz üzerinde sorumlulugu olan ailesini,şeytan ve şerrinden koruyarak ebedi alem dedigimiz,ahıret yurduna sag salım ulaştırması için yol ve yolcu kuralları olarak, hangi kurallara baglı olarak yolculuk edildiğinin durumuna göre sonuça ulaşılacaktır. Bu yolculuk esnasında,Allah ve Rasulune göremi,yoksa işin başında redettiğimiz ve tanımadıgımızı beyan ettiğimiz,ilahlar,heva ve hevesler ilemi yolculuk ediyoruz.İşte her şey,bu yolculukta,yol,ve yolcu güvenlği buna baglı olarak gelişecektır. Allah hayat otobusünün son duragına razı oldugu yolcular olarak bizleri kavuştursun.Selam ve dua ile Kardeşiniz Adnan Albayrak ŞİMŞEK