Üretken Toplum
Üretken toplum demek üretime alıştırılmış insan topluluğu demektir. Tıpkı eğitimde olduğu gibi aslında toplumun üretkenliği de yine ancak eğitilerek, yol gösterilerek oluşturulur. Alışkanlık haline getirtilir.
Her gün televizyon programlarında , reklamlarda, filmlerde, siyasi konuşmalar, spor haberleri vs. insanlara milyonlarca karakter, davranış biçimi aktarılmaktadır. İnsanlar ister istemez bu davranışları rol model olarak almaktadır. Aslında gerçekten bu olay çok net ve belirgindir. Beyninizde dolaşan konular sizin ruh halinizi belirler. Sürekli üretkenlik ile ilgili konularla yüz yüze gelen insan aklı odaklanmakta zorluk çekmez. Televizyonlarda zeka yarışmaları, mantık konuları, farklı dallarda ekonomi muhabbetleri, hem çocuklar hem ev kadınları için eğitici programlar olsa o izleyici de o yönelimi kazanır.
Düşünün belediyelerin verdiği ev hanımlarına yönelik kursların hepsini tv ortamına taşıdığını. Düşün günlük yaşantıları kolaylaştıran kısa videoların ve yaratıcı fikirlerin tv programlarında gösterildiğini. Düşünün evde, sokakta, trafikte acil durumlarda insanların neler yapmaları gerektiğini anlatan sürekli videoların olduğunu. Düşünün okuma yazmadan tutun türev integrale kadar uzanan matematik tarihinin, fiziğin hayatımızdaki yerini , kimyanın nasıl kullanıldığını, müzik eğitiminin, resim kurslarının, güzel konuşmamın, yemek tariflerinin olduğunu, uçuk fikirlerin, bilimin uğraştığı şeylerin olduğunu düşünün. Neyse çok uçmayalım Allah korusun kafası çalışan insanımız çoğalır eğlence sektörü bilimselliğe dönmek zorunda kalır. Yok arkadaşlar merak etmeyin bilgimiz arttıkça daha çok eğleneceğiz şüpheniz olmasın.
Okullarımız da bile bu yönelimi göremiyoruz. Her yönetim biçimi değiştiğinde eğer eğitim öğretimin içeriği değişiyorsa arkadaşlar bunun bir anlamı olmalı. En azından şunu diyebilmemize hakkımız var, ya insanlık tarihinden bu yana asla asla asla örnek alabileceğimiz bir geliştirici ve bilimselliğe yatkın bir eğitim modeli henüz oluşmadı veya şuan yaşadığımız bu model zaten olması istendiği için böyle. Tabi ki birinci seçenek daha akla yatkın geliyor. Çünkü değişen zaman ve gelişen insan için hep daha yenisi gerekiyor ayrıca yeni yaşam biçimleri oluştukça ve toplumsal değerler değiştikçe bir önceki model devredışı kalıyor olabilir. Bilimsel, bireysel, toplumsal, yaşamsal kavramlar kendi aralarında insanın yaşatıyor. Bu konu çok uzun ama köşe de kısaltıyor ve özetliyorum kafamdaki fikirleri.
Çocuklar için olan kanalların içerikleri belli. Fakat yetişkinlerin de her an yönlendirilme ve hissiyatları hakkında doğrulanma ihtiyaçları vardır. Alışkanlık değiştirmenin yaşı olmaz.
Bilgi bu kadar yakın iken öğrenin öğretin.
Altan BEZEK
05.07.2020