AKDENİZ'DE KURT KAPANI?
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı'nın Genel Kurmay Karargahı bünyesine kaydırılmasını ayakta alkışlayanlara şöyle bir baktığımızda, Fetöcü vatan hainlerinin başını çektiği güruhun ön plana çıktığına şahit olduk.
Sözde Yunanlılar da bu karara çok sevinmişler...
İç muhalefetten de kararı "haksızlık"(!) olarak görenlerin ekserisinin CHP'li olması beni şaşırtmadı.
İsrail'de bundan memnun olmuş(!)...
Amiral Cihat Yaycı'yı 15 Temmuz ve sonrasındaki duruşuyla yakinen tanıyoruz.
Özellikle Fetö ile mücadele konusunda Fetömetre tekniği ile Deniz Kuvvetleri bünyesinde kümelenen Fetöcülerin temizlenmesine verdiği katkı asla küçümsenemez.
Bu sebeple de Fetöcü teröristlerin "ölüm listesi"ne aldığı biliniyor.
FETÖ'nün destekçisi ülkelerin hedefindeki Cihat Yaycı...
Fetö ile mücadele edenlerin önünü yine Fetöcüler kesiyor(!) ve ordudan tasfiye ediliyorlar algısına muhatap kılınan Amiral Cihat Yaycı...
Libya ile imzalanan Doğu Akdeniz mutabakatında fikri mimarlık yapan ve strateji belirlememizde büyük katkıları olan Cihat Yaycı'dan bahsediyoruz.
Güya Fetöcü firari vatan haini alçaklar, (ki bunların subay bölümü) bu görev değişiminin olacağını çok önceden söylemişler!
Bu ne demek?
Biz hala çok aktif pozisyondayız ve güçlüyüz mesajıdır bu.
Yani Amiral Cihat Yaycı'dan bu şekilde hesap sorduklarının delili olarak görülmesi gerekiyormuş.
Yani FETÖ'nün hala çok daha aktif ve karar verme mekanizmalarında rol aldıkları izlenimini pekiştirmek istemişler.
Bununla beraber Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kripto subayların, bürokratların "darbe" yapacak kadar güçlü olduğu izleniminin içini doldurmak istemişler.
Özellikle Ulusalcı ve Kemalist subayların vereceği katkının darbesever siyasilere motivasyon aşıladığı algısını hakim kılmak istedikleri aşikar olmuştur.
NATO ve Fetöcü teröristlerin hedefindeki Amiral Yaycı'nın Genel Kurmay Karargahına alınmasını "rütbe" algısı üzerinden itibarsızlaştırma çabaları elbette boşuna değil.
Bu tasarruf elbette farklı boyutlarda analiz edilecektir.
Hücumlara bakıldığında Amiral Yaycı'nın akademik seviyede ülkemizin çıkarları adına ileri bir sürecin mimarı olması kimi ve kimleri rahatsız eder?
Meseleyi salt Fetö ile mücadele kapsamında dar bir alana hapsetmek Yeni Dünya Düzeni'nde oyun kurucu olma yolundaki Anadolu gerçeğini ve "tam bağımsız" ülke gerçeğimizi göz ardı etmemize sebep olacaktır.
Fetö'ye Anadolu topraklarında her manada destek veren Siyonizmin, Doğu Akdeniz'deki stratejik hamlelerimizi yine Fetö kamuflajıyla örtmek ve engellemek istemesi manidar değil mi?
Hatta Yunanistan Genel Kurmay Karargahında istihdam edilen firari Fetöcü subayların provakasyon başlatmak istemelerini de yakın gelişmeler içinde tahlil etmekte fayda var!..
İçinde bulunduğumuz salgın sürecinin hemen sonunda Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikalarında daha aktif ve buradaki kuşatmayı yaracak büyük hamleleri olacak.
Savunma ağırlıklı değil, tamamen "taarruzu" içinde barındıran "saha ve alan hakimiyeti" hedeflenmektedir.
Bizim gönül sınırlarımız Akdeniz'den daha büyüktür!
Bütün korkuları budur.
Binnur Günay