BÜTÜN DEVRİMLERİ DEVİRECEK AYASOFYA!
Ayasofya'nın nasıl bir mahkumiyete maruz kaldığı, hangi amaç ve amaçlar uğruna tutsak edildiği sorgusunun cevabı 86 yıldır verilememişti.
Bugün bu suallerin cevabına dair müspet gelişmelerin işareti olarak önemli bir adım daha atıldı.
Ayasofya'nın fetihle gerçek sıfatına kavuşması ve bu mabed üzerindeki tasarruf yetkisinin de Diyanetin emrine verilmesiydi kuşkusuz.
Bu yeni devlet paradigmalarının beynelmilel camiaya dönük "tam bağımsızlık" manifestosu mahiyetindedir.
Ayasofya Anadolu toprakları üzerinde gerçekleştirilen bir rejim değişikliğinin sonucu olarak mahkum edilmişti.
Ve bu mahkumiyet yine bir rejim ve sistem değişikliği sonucu fetih sonrası aslına döndürülmüş oldu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine nasip olan bu özgürlük sürecinde yaşanılan bütün badirelere şahid olan Ayasofya, kendisini mahkum eden bütün aktörleri Necip Fazıl üstadın deyişiyle "mahzenlerinden" dışarıya faş edecek diye düşünüyorum.
Neden böylesi bir mahkumiyet sorgusundan elde edilecek cevaplar, emperyalizmin ve kolonyalizmin bütün aktörlerini deşifre hüviyetinde olacaktır.
Ayasofya herhangi bir yapı değildir.
Ve İstanbul'a mihmandar da olmamıştır.
Yeni dünya düzeninin bütün kartları Ayasofya üzerinden yeniden dağıtılacaktır.
Ayasofya'yı "egemenlik" unsuru görmek yeni dünya düzeninin oyun kurucu vasfını yeniden ele almamız demektir.
Asıl kavga şimdi daha net ve belirgin olacaktır.
İç ve dış provakasyonlar, itibarsızlaştırma çabaları, yaptırım kararları ve bir çok koldan hücuma geçecekleri vaki oldu ve işaretlerini aldık.
Başkan Erdoğan'ın "ulusa sesleniş" konuşmasının satır araları bunlara vurgularla dolu.
Ayasofya sembolik bir yapı olmaktan ziyade, birleşik Vatikan sıfatında mevzilenen emperyalizmin stratejik hamle dengelerinin bozulduğu "mihenk" taşıdır.
İşte bir "akıl geldi bütün devrimleri devirdi"!
Binnur Günay