PKK LEŞLERİ ERMENİ MORGUNDA.
Ermenistan Sağlık Bakanlığınca yapılan bir açıklama dikkatimi çekti.
Açıklamada özellikle 44 gün süren Karabağ Savaşı boyunca Azerbaycan ordusu tarafından öldürülen 248 PKK'lı cesedinin Erivan'daki morglarda bekletildiğini itiraf etmesi dikkate değerdi.
Paşinyan Hükümeti içindeki muhaliflerin Karabağ savaşında Ermenistan için savaşan "ithal teröristler" konusunda duydukları rahatsızlığı dile getirerek, sağlık bakanını morgtaki "sahipsiz cesetler" hususunda kamuoyuna açıklanması için yaptıkları baskının sonuç vermesi önemli bir deşifreyi de gün yüzüne çıkarmış oldu.
Gerek Azerbaycan istihbarat birimleri gerekse bölge gözlemcileri tarafından elde edilen bilgilere göre, Karabağ Savaşı sürecinde başta Fransa, Suriye, Irak, İran, Lübnan, Kanada, Almanya ve Rusya üzerinden binlerce paralı ve gönüllü terörist unsurun Ermenistan ordusu kamuflajları ile Azerbaycan ordusuna karşı savaştıkları belirtilmişti.
Bunlardan 1600'den fazla terörist unsurun öldürüldüğü Ermeni kaynaklarınca tespit edilmişti.
Bir başka açıdan Karabağ Savaşına baktığımızda "ithal terörist" vurgusuna sarılan CHP'li Ünal Çeviköz'ün "Türkiye Suriye'den cihatçıları Azerbaycan'a taşıyor" açıklamasının gerçekte neyi kamufle ettiğini de açığa çıkarmış oldu.
Ünal Çeviköz kim ve kimlerin adına karartma ve kamuflaj işine soyunmuştu?
PKK terör örgütünün Tel Abyad başta olmak üzere, Irak ve Afrin'deki tünel ve hendek stratejisinin Karabağ'da karargahlar düzeyinde gerçekleştirdiğine dair çalışmalar yaparak, Ermeni ordusuna katkı sunduklarını ifade etmiştim.
Bu deşifrenin ardından PKK'nın asli kökeninin Ermeni olduğu ve küresel bir koalisyon ortaklığının bir kez daha tescillendiğini görmüş olduk.
O halde soru şu.
PKK'nın milli güvenlik sorunu olduğunu ifade ederken, PKK'nın siyasi hamisi pozisyonunu üstlenen siyasilerin de milli güvenlik sorunu olduğunu söyleyebilir miyiz?
Binnur Günay