BİR MUHALEFET ANALİZİ.

Firuz Türker firuz-turker@ulkepostasi.com
ABONE OL

Benim çocukluk ve gençlik yıllarımda Edirne'den ötesini Avrupa sayar, Lüksemburg, Malta, Andorra gibi mini ülkeler karşısında bile eziklik hissedilirdi. Bu iktidar 18 yılda 21. yüzyılın Türkiye'sini yarattı. Yine de bazılarına yaranamadı. Öyle ki kronik  muhalifler bile, virüsle mücadelede Almanya ile kıyaslıyor; Almanya'nın verileri ülkemizden geri olmasına rağmen, 'bakın onu geçemediniz ama' diye eleştiriyorlar. Esasında Almanya virüsle mücadelede başarı göstermiş ülkelerden biridir. Ama vefat sayısı ülkemizdekinin çok üzerindedir. Artık gençlerimiz ülkemizin her konuda o çok öykünülen gelişmiş batılı devletlerin, Amerika dahil hemen hepsiyle boy ölçüşebileceğimiz güvenini kazanmıştır.

Muhalifler bu iktidara hizmet yapılıp yapılmaması açısından karşı değiller. Nasıl olsunlar ki; yapılanlar ortada. Kör gözler bile görüyor. Fakat onlar yokmuş gibi davranıyorlar. Korona günlerinde bile %4,5 büyüme ile birinci sırada yer alan bir ülkeye ne denebilir? Onlar yine de diyecek bir şeyler buluyorlar. 

Bu iktidara başka sebeplerden karşılar. İktidarın gerçekleştirdiği her hizmetten yararlanıyorlar fakat nankörce inkar ediyorlar. Onların derdi ülkenin gelişmesi, kalkınması değildir. Kendi siyasetleri iktidar olsun istiyorlar. Fakat o siyasetlerde de bunu yapabilecekleri bir görüntü yok. Çapsız ve yetersiz kadrolar ancak yapılanları karalamaya çalışarak ayakta kalabiliyorlar. 

Bunların kimisi kendi kişisel hırsları yüzünden muhalif oldu. DEVA, Gelecek Partisi bunlardan. CHP nin  muhalefeti, yüz yıllık  'cumhuriyet halk yönetimidir' yalanının çöktüğünü görme telaşından. İnsanlar artık gerçek halk yönetiminin demokrasi olduğunu gördü. Bunlar yüz yıldır  'çıktık açık alınla' diye kandırdılar insanları. Demir ağlarla ördük diye marş söylerken hızlı trene karşı çıktılar; neyimize gerek dediler. Geçmiş yüzyıla bakıyorsun AK Parti iktidarına gelene kadar yapılmış ele avuca gelecek pek bir şey yok. Bu iktidarın yaptıklarına, 'eee yapacak tabi vazifesi' diyenler yüzyılı sorgularken 'ama zamanın koşulları' diyorlar.

Kimisi de Saadet gibi, bir kör inat uğruna, İYİ parti gibi proje partisi olarak, HDP gibi ayrılıkçılık ve terörizm yoluyla ülke bütünlüğünü zayıflatmak için vazife yapıyor.  Halbuki siyaset ülke ve vatandaş çıkarları için yapılmalıdır. Bu amaçlar açıktan söylenemiyor tabi. Onun yerine yapılan ve yapılmakta olanlara çamur atmaya çalışılıyor. Ne var ki güneş balçıkla sıvanamıyor.