ÖZGÜRLÜĞÜN ANLAMI?
Virüs nedeniyle evlerimize kapanmak zorunda kaldık kalıyoruz. Bu kapanma keyfi bir iş değil, bir görev.
İnsanoğlu görevlerden kaytarmaya programlıdır. Sorumluluk sahibi yeterince insan bulmak zordur. Bunu hayatın her alanında görürüz. İnsanların önemli bir kısmı bir işe başlarken nasıl kaytarırım diye kafa yorar.
Eve kapanma görev edinildi ya,şimdi nasıl yapsak da bu görevden kaytarsak diye kafa yoran epey insan var. Bunu akşam haberlerini izlerken TV de ceza yiyen örneklerden anlıyorum.
Öyle sudan sebepler, bahaneler, yalan söylemeler.
Gizli kumarhane kurmanın nasıl bir açıklaması olabilir? Basılınca buzdolabına ya da duş kabinine saklanmanın...
'Kendimi camdan atasım geliyor artık' türünden arsız afkırmaların. Sanki benim için kalıyor evinde haspam.
Aslında sorun toplum sorunu olmasa sal bunları sokağa virüs kapınca da tedavi etme.
Daha iki ay bile olmamış eve kapanalı. Ne bu densizlik. Beş sene on sene hapis yesen, volta saatini iple çeksen, akşam olup ranzana uzanınca afakanlar bassa ne edeceksin?
Hiç olmazsa evinin içinde rahatça dolanıyor, TV sosyal medya gibi imkanlardan yararlanıyor, tuvalet ihtiyacını bile her sıkıştığında rahatça gideriyorsun.
Kimseye anlatamazsın, anlatsan dinletemezsin, aklı basmaz.
'Eve kapandık'
Sanırsın salsan dünya turuna çıkacak. O kadar mağdur olmuş.
Sinemaya tiyatroya gitme alışkanlığı olan biri değil ama sinemayı özlemiş.
Bütün gün kot kot evinde oturan insan 'şöyle bir temiz hava almayı' çok istermiş.
Aç camı mis gibi hava...
Bir şeyler kaybedilmeden değeri anlaşılmaz. Özgürlük de öyledir.
Bağımsızlık ise bir milletin özgürlüğüdür. Bağımsızlığı elinden alınmış bir millet eve kapatılmış millettir.