TARİHİMİZİN EN BÜYÜK GAZ YATAĞINI KÜÇÜMSEMEK
Bir kaç gündür muhalefeti yerden yere vurduk ama ne deseydi bunlar. Helal olsun AKP, yüzümüzü ağarttın mı deseydi. Gerçi bunu diyebilecek yüreklilik ve nezakette biri çıksa müthiş şık olurdu. Ne yazık ki muhalefetin saflarında bu özgüvene sahip biri yok. Onlar AK Parti karşısında hep eziklik hissediyorlar. Çünkü yapılanları görmeyecek kadar kör, duymayacak kadar sağır değiller. Hak vermeyecek kadar da aptal değiller.
Lakin bu hakkı teslim ettikleri vakit, bırakın AK Partiye karşı oy istemeyi, gidip oy vermeleri gerekecek. O yüzden el mecbur bir kulp takıp karalamak zorundalar. Bizim de görevimiz onların bu yarasını kaşımak, açmazlarını gözler önüne sermek. Siyaset bu. Tabi ki bu muhalefeti desteklemeyeceğim. 'Atam sen kalk ben yatam; diktatörlük var demokrasi yok; millet aç aç; sarayın altın klozetleri var' gibi mottoları olan siyasi çizgileri destekleyecek kadar aptal değilim çok şükür.
Muhalefeti desteklemek için dolar yükselince sevinecek, doğalgaz rezervi bulununca üzülecek, Türkiye dışardan saldırıya uğradığında ellerini ovuşturacak, itibar kazandığında onu kötüleyecek bir karaktere sahip olmak lazım. Bu da bizim mayamız değil.
Diğer tarafta kapı gibi, sur gibi, dünya devleri ile bilek yarıştıran bir iktidar var. O bilekleri bükemediği zamanlarda en azından kendi elinin de yere yatırılmasına izin vermiyor. Türkiye son yirmi yılda 200 yıllık yol aldı. Memnuniyetsizler, elektriğimiz neden kesiliyor, sularımız neden akmıyor diye memnuniyetsiz değiller. HES lere karşıyız, TES lere karşıyız, Nükleer enerjiye, rüzgar enerjisine karşıyız diye memnuniyetsizler. Barajlar doğanın dengesini bozuyor diye memnuniyetsizler. Onları memnun etmek için belediyenin TC olmayan kapılarından birine bunu yazmak yetiyor.
Dolayısıyla bu ahval ve şerait içinde bunların bir işi beğenmesi, olumlaması mümkün değildir. Kötülemek zorundalar. Çünkü tersi, kendi varlık sebeplerini inkar etmeleri anlamına geliyor. O yüzden saçmalıyorlar. Biz de bu durum iyice ortaya çıksın, anlaşılsın diye yerden yere vuruyoruz. Gerçi anlayan anladı; anlayacak durumda olan pek kimse de kalmadı artık.