TEORİ PRATİK?
Solun sık kullandığı kavramlardır bunlar. Ne yazık ki bizim kitlesel bir solumuz olamadı. Keşke olabilseydi. Bunun sebebi solun yanlışlarıdır. Kurulu düzene karşı çıkacağız diye kitlelerin değerleri ile kavga eder olmuşlardır. Ya da şalvar ve lastik pabuç giymek gibi popülist gösterişlere kapılmışlardır. Bunun sebebi sınıf temelli olmamalarıdır. Zaten sınıf temelini de yanlış anlamışlardır. Bizdeki solculuk, öğrenci ağırlıklı aydın solculuğu olarak kalmıştır. Bazı siyasi deneyimlerde kitlelere ulaşma şansı yakalamış olsalar da bunu kullanamadılar.rnrnHal böyle olunca solculuğa CHP sahiplenmeye kalkmıştır. Tek parti diktatörlüğü ideolojisine sahip bu partinin solculuğu da karikatür solculuk olarak kalmıştır. Zaten sola, halkın değerleriyle kavga etmeyi 'ilericilik' adına bu parti aşılamıştır. Halkını küçümsemeyi de.rnrnBurada solun kitlelere ulaşamamasının en önemli gördüğüm iki hatasından söz etmek istiyorum. Birincisi kindarlık düzeyinde bir sistem ve kurulu düzen düşmanlığıdır. Kurulu düzene karşı olmak ve onu değiştirmek istemek başka bir şeydir, ona kindar bir düşmanlık beslemek başka. Bu bakış açısı fikir üretmesini kısıtlamıştır. Var olanın hep olumsuz yanlarının görülmesine, olumlu olanların da reddine yol açmıştır. Eğer var olanda bir değişiklik yapmak istiyorsanız önce onu iyi tanımanız gerekir. Tam burada ben de yanlış anlamaya yol açacak bir cümle kurmuş oldum. Var olanı değiştirecek olan politik yapılar değildir. Halk kitleleridir. Politik yapılar ancak onlara bir örgütlenme imkanı sunarlar ve onların değişiklik istemlerini programlaştırırlar. Bunu doğru yapabilirlerse desteğini alırlar, yanlış yaparlarsa alamazlar.rnrnİkinci hata teorik dehlizlerde kaybolarak günlük yaşamdan kopmuş olmalarıdır. Seksen öncesi solun kendi arasındaki tartışmaların %90 dan fazlası günlük konular üzerine değil de teorik tartışmalar üzerine idi. Devrim nasıl olacak meselesine kafa yormaktan olacak mı olmayacak mı, olamayacaksa ne yapılmalı konusuna bir türlü geçilememiştir. Hele halkın yaşamı nasıl kolaylaştırılacak, ülkenin kalkınması nasıl sağlanacak gibi sorulara somut öneriler geliştirmeye çalışmak yerine şematik formülasyonlarla çözüm bulunduğu sanılmıştır. Şimdiki CHP nin 'tam demokrasi olacak' ya da 'her şey çok güzel olacak' tekerlemeleri gibi. Nedir desen hava limanı yapılmayacak, kanal İstanbul yapılmayacak gibi yanıtlar verilmiştir. Peki ne yapılacak? işte o yok; ya da uyduruk sudan şeyler.rnrnTabi bu bakış açısı ve alışkanlıklar günümüze de yansıyor. Fikir kısırlığı ve alternatif üretme yeteneksizliği sürmektedir. Yeni bir öneri yok, sadece yapılmak isteneni yanlışlama ve ret var. Bunun sebebi günümüz toplumsal şartlarının muhafazakar politikalardan yana olması da değildir. Tayyip Erdoğan partisini 'muhafazakar' olarak tanımlamasına rağmen düpedüz sosyal ve değişimci politikalar üretmekte ve uygulamaktadır. İşte bu yüzden solun hiç şansı yok. Çünkü elindeki en önemli argümanları kendisine 'muhafazakar' diyen bir politik akıma kaptırmıştır. Ona da kala kala, emperyalizmle dostluk ve fikirdaşlık, İslamafobi ve de ülkenin güvenliğinin sağlanması ve kalkınmasına karşı durmak kalmıştır.