Batı'nın Emek Hırsızlığı ve Ders Almamız Gereken Gerçek.
Batı’nın Emek Hırsızlığı ve Ders Almamız Gereken Gerçek Tarih, fikirlerin çalındığı, emeğin sömürüldüğü ve fırsatların kaçırıldığı örneklerle doludur. Harvey Ross Ball’ın gülen yüz hikayesi, bunun en masum örneklerinden biri olsa da, ardındaki gerçek Batı’nın sistematik olarak nasıl emek çaldığını ve kendi çıkarları için bunu nasıl yasallaştırdığını gösteren büyük bir resmin küçük bir parçasıdır. Ball, bir sigorta şirketi için basit bir tasarım yaptı ve onu sadece birkaç dakikada oluşturdu. Ancak bu birkaç dakika, milyonlarca dolar kazandırabilecek bir fikirdi. Ball, Batı’nın rekabetçi ve fırsatçı yapısını göremediği için tasarımının haklarını koruma altına almadı. Fransız gazeteci Franklin Loufrani ise, Batı’nın klasik stratejisini uygulayarak bu fikri sahiplendi, tescilledi ve bir servet haline getirdi. Bu olay bir tesadüf mü? Elbette hayır. Batı, yüzyıllardır bu sistemle yükseldi. Sanayi Devrimi’nden itibaren, sömürgecilikten teknolojiye kadar pek çok alanda "emek çalma" mekanizmasını kusursuz bir şekilde işlettiler. Afrika’nın kaynaklarını tüketirken, Asya’nın iş gücünü kullanırken, Orta Doğu’nun enerjisini kendilerine çekerken hep aynı yöntemi uyguladılar: Üretmeyen ama sahip olan kazandı. Tarih boyunca birçok bilim insanı, sanatçı ve mucit, eserlerinin, keşiflerinin ve emeklerinin Batı tarafından sahiplenildiğini gördü. Osmanlı'dan çalınan mühendislik teknikleri, Doğu'nun bilim insanlarının geliştirdiği buluşların Batı tarafından sahiplenilmesi, Afrika’nın yeraltı zenginliklerinin yıllarca Batı’ya akması… Hepsi aynı sistemin parçaları. Peki, biz ne yapmalıyız? Cevap basit ama kritik: Akıllı olmalıyız. Bugün bilgiye ve ticari haklara sahip olmak, onları koruyabilmek her zamankinden daha önemli. Emek veriyorsak, fikrimizi geliştiriyorsak, bunu koruma altına almalıyız. Batı’nın yaptığı gibi fırsatları görmeli, sadece üretmekle kalmayıp bunu nasıl pazarlayacağımızı ve nasıl koruyacağımızı da öğrenmeliyiz. Tarihi bir haksızlık hikayesi gibi görünen bu olaydan almamız gereken ders açık: Artık sadece üretmek yetmez, akıllı hareket etmezsek bir başkası bizim emeğimizi sahiplenir. Ball’ın hikayesi sadece bir tasarımın çalınması değil, Batı’nın fırsatçılığına karşı bizim daha bilinçli olmamız gerektiğinin bir hatırlatıcısıdır. Strateji Uzmanı Gazeteci Yazar Gökalp Şentürk