Vermeyi Öğretmek: Çocuklarımıza En Büyük Miras.
Vermeyi Öğretmek: Çocuklarımıza En Büyük Miras Çocuklarımız, dünyaya masum birer sayfa gibi gelirler. Onlara ne yazarsak, hayatlarını o şekilde yaşarlar. Ancak bugün, dünyaya baktığımızda, insanlar arasındaki vahşi rekabeti, bencilliği ve doyumsuzluğu gördüğümüzde, bir yerde hata yaptığımızı fark etmeliyiz. Çocuklarımıza doğru şeyleri öğretiyor muyuz? Yoksa onları birer tüketici, birer “biriktirici” olmaya mı zorluyoruz? Ne yazık ki, modern dünyada çocuklara önce “toplamayı ve biriktirmeyi” öğretiyoruz. Daha küçük yaşlarda, oyuncakların en iyisini istemeyi, kendi payını kimseyle paylaşmamayı ve hep daha fazlasına sahip olmayı telkin ediyoruz. Onlara kazanmalarını, biriktirmelerini, sahip olmalarını öğretiyoruz ama vermenin değerini öğretmeyi unutuyoruz. Ve sonuç? Çocuklar, büyüdüklerinde her şeyi toplamaya odaklanan, biriktirdiği şeylerle mutlu olacağını sanan, ancak hiçbir zaman gerçek tatmini bulamayan bireylere dönüşüyor. Vermeyi Öğretmek, İnsanlık Dersidir Oysa insan olmanın özü, paylaşmak ve vermektir. Çocuklara paylaşmayı öğretmek, yalnızca bir başkasıyla eşya ya da kaynak paylaşmak anlamına gelmez. Bu, onlara empatiyi, fedakarlığı ve sevgiyi öğretmektir. Vermeyi bilen bir çocuk, yalnızca sahip olduğu şeyleri değil, sevgisini, ilgisini ve anlayışını da paylaşmayı öğrenir. Böyle bir çocuk büyüdüğünde, kendi menfaati için başkalarını ezmeyecek; dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için çaba gösterecektir. Bir çocuğun ellerine, biriktirmek yerine paylaşmayı öğrettiğinizde, o eller bir gün dünyayı iyileştiren eller olabilir. Ama çocuk, her şeyi yalnızca kendisi için toplamaya odaklanırsa, o eller yalnızca yıkmaya, sömürmeye ve kendisine zarar vermeye yönelir. Biriktirme, İnsanın Doğasını Bozar Biriktirmek ve sahip olma arzusuyla hareket eden bir insan, doğasını kaybeder. Çünkü bu arzu, insanın sınırsız ihtiraslarını tetikler. İnsan sahip olduğu hiçbir şeyle yetinemez, hep daha fazlasını ister. İşte bu noktada insanoğlu "vahşileşir". Bu vahşilik, yalnızca bireysel düzeyde kalmaz; toplumları, kültürleri ve medeniyetleri de sarar. Bugün dünyada savaşların, açlığın ve çevre sorunlarının çoğunun arkasında yatan neden budur: Biriktirme ve sahip olma hırsı. Paylaşmak yerine sahip olmayı öğrettiğimiz çocuklar, bu düzeni sürdüren yetişkinlere dönüşüyor. Kendinden Vazgeçebilmeyi Öğretin Bir çocuğa verebileceğiniz en büyük hayat derslerinden biri, kendinden vazgeçebilme cesaretidir. Bu, çocuğun sahip olduklarını bırakıp gitmesi ya da zarar görmesi gerektiği anlamına gelmez. Bu, bencil bir şekilde yalnızca kendi çıkarını düşünmek yerine, başkalarını da hesaba katmayı öğrenmesi demektir. Çocuk, önce elindekinden vazgeçmeyi öğrendiğinde, hayatın yalnızca sahip olduklarından ibaret olmadığını fark eder. Vermek, insanı insan yapar. Vermeyi bilen bir çocuk, zenginliğin maddi varlıklarla değil, manevi doyumla ölçüldüğünü anlar. Vermeyi Nasıl Öğretebiliriz? 1. Model Olun: Çocuklar, öğrettiklerinizden çok gördüklerini öğrenir. Eğer siz paylaşmıyorsanız, çocuğunuzdan paylaşmasını bekleyemezsiniz. Ona örnek olun. Elinizdeki ekmeği komşuyla bölüştüğünüzü, ihtiyaç sahibi birine yardım ettiğinizi görsün. 2. Küçük Başlayın: Çocukların paylaşmayı öğrenmesi için büyük fedakarlıklar yapması gerekmez. Onunla oyun oynayan bir arkadaşına oyuncaklarını paylaşmasını ya da elindeki çikolatadan bir parça vermesini teşvik edin. 3. Başkalarının İhtiyaçlarına Duyarlı Olmasını Sağlayın: Çocuğunuza başkalarının ihtiyaçlarını görmesini öğretin. Onunla birlikte yardım etkinliklerine katılın, bir ihtiyaç sahibine yardım götürün. Bunlar, çocuğunuzun empati duygusunu geliştirecektir. 4. Vermenin Mutluluğunu Anlatın: Çocuklar, verdiklerinde kendilerini daha iyi hissederler. Onlara, bir başkasını mutlu etmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu anlatın. Paylaşmak Dünyayı Değiştirir Eğer çocuklarımıza vermeyi, paylaşmayı ve fedakarlığı öğretirsek, bu yalnızca onların değil, dünyanın da kaderini değiştirebiliriz. Unutmayalım ki, bu dünya hiçbirimize ait değil; biz yalnızca burada misafiriz. Topladığımız hiçbir şey, bizimle gelmeyecek. Ama verdiklerimiz, başkalarının kalplerinde yaşayacak. Bu yüzden çocuklarımıza önce vermeyi öğretelim. Çünkü biriktirmek, insanı yorar ve yalnızlaştırır; vermek ise insanı özgürleştirir ve gerçek mutluluğa ulaştırır. Gerçek sevgi, iyilik ve mutluluk, paylaştıkça çoğalır. Vermeyi öğretmek, insanlığı öğretmektir. Strateji Uzmanı Gazeteci Yazar Gökalp Şentürk