ZİNA YAPTI SONRA KADINI ÖLDÜRDÜ.?
Bersisa isminde bir zat, inzivaya çekilmiş,
gece-gündüz vakti Allah'a (c.c.) ibadetle geçer
ve hiçbir kötülükte bulunmazdı. Bu zatı şeytan
aleyhilla'ne kandırmak için türlü hilelere
başvurdu. Fakat bir türlü kandıramadı. En
sonunda şeytan işin kolayını bulmuşt'u. Çünkü
Bersisa, âmil, mütteld, züht ü takva sahibi bir
zattı ama, alim değildi. Yani ilm-i zahiri
yoktu. Ondan dolayı onu kandırmak kolay
olacaktı.
Plânını şöyle tatbik etti:
Şeytan, sırtında cübbesi, elinde asası, başında
sarığı, elinde tesbihi olduğu halde bembeyaz
sakalıyla Şeyh Bersisa'nın ibadet ettiği yere
varıp kapısını çaldı. Bersisa kapıyı açtıktan
sonra, kim olup, nereden geldiğini ve niçin
geldiğini sordu.
Şeytan Alleyhilla'ne ona şu, cevabı verdi:
- Ben dünya nimetlerinden uzak, ömrünü
Allah'a ibadetle geçirmek isteyen bir kimseyim.
Bir Allah dostu bulup kendime arkadaş
edinmek için çok yer dolaştım, fakat sizden
başka bir kimseye rastlamadım. Memleketine
yaklaştığımda, sizin isminizi duydum. Sizin de
bütün gayretiniz Allah'ın rızasını kazanmak
olduğuna göre, beni de kabul buyur da,
beraber ibadete devam edelim.» dedi.
Şeyh Bersisa, onun şeytan olduğunu ve
kendisinin ayağını kaydırmak için geldiğini
nereden bilecekti. Arkadaşlığı kabul etti...
Beraber ibadete başladılar. Aradan zaman
geçiyor, Şeyh Bersisa ibadet ediyor, yiyor
içiyor ve diğer insanlar gibi yaşıyor, lâkin
Şeytan Allah'a öyle ibadet eder gözüküyor ki
yemiyor - içmiyor, yatıp uyumuyor ve bütün
zamanını ibadet ederek geçiriyordu.
Şeyh Bersisa, yeni dostuna hayran kalmıştı.
Aradan- çok zaman geçmeden
dayanamayarak:
- Ey Allah'ın salih kulu, sen bu mertebeye
nasıl yetiştin. Ben senelerden beri ibadet
ederim, yeyip içmekten kurtulamadım. Sense
bütün zamanını ibadete ayırabiliyorsun. Ne
olur, bunun sırrını bana da öğret de, ben de
senin gibi olayım, dedi.
Şeytanın istediği doğmuştu...
- Bunun kolayı var! Evvela bir büyük günah
işleyecek, sonra da -ona samimiyetle tövbe
edeceksin. Büyük bir günah işlemiş
olduğundan Allah'tan daha fazla korkmaya
başlayacak ve böylece de benim gibi, sen de
her türlü insanî kötü hasletlerden kurtulmuş
olacaksın, dedi.
Şeyh, meselâ ne gibi bir günah işlemesi lazım
geldiğini sordu. Şeytan, artık bayram ediyordu.
Çünkü avını kandırmıştı.
- Zina edebilirsin, dedi. Şeyh:
- Yapamam, dedi.
Bu sefer şeytan:
- Adam öldür! dedi.
Bersisa, yine:
- Onu da yapamam, dedi.
Şeytan:
- İçki içersin, dedi...
Bersisa, düşündü taşındı, onu biraz hafif
görmüştü:
- O olur, yapabilirim, dedi.
Şeytan artık sevincinden havalarda uçuyordu.
Bersisa doğru kasabadaki meyhanelerden
birine gidip bir miktar içki istedi, içkiyi sunan
saki kadındı, içtikçe içti ve sonunda sarhoş
olup kadına zina etmeyi düşünmeye başladı.
Şeytan tabiî ki boş durmuyor, adamın gözüne
gözükmeden nefs yoluyla durma, böyle fırsat
elegeçmez, hemen bu kadınla münâsebet kur,
diyordu.
Bersisa, tamamen sarhoş olduktan sonra,
meyhaneci kadına orada zina etti. Bu onun
için çok kötü bir şeydi... Duyulursa ne derlerdi.
En iyisi o kadını öldürüp gömmekti, ve öyle
yaptı. Kadını öldürüp meyhanenin arkasında
bir yere gömdü. Fakat hadise duyulmakta ve
yayılmakta gecikmedi. Bersisa'yı yakalayıp
mahkemeye çıkardılar. Katil oldüğü için kısasa
kısas Ölümüne hükmolundu.
Bersisa idam sehpasına çıkmış, artık ip
boğazına geçirildikten sonra onu kurtaracak
hiçbir kimse yoktu. Şeytan karşıda görüldü.
- Bu hal nedir ey dostum, dedi. Bersisa:
- Görüyorsun ey Allah'ın sevgili kulu beni
kurtar, diye yalvarmaya başladı. Şeytan:
- Bir şartla seni kurtarırım. O da bana secde
edeceksin, dedi. Bersisa:
- Görüyorsun ip boğazıma geçirilmiş nasıl
secde edebilirim, deyince de:
- İşaretle secde edebilirsin, dedi.
Bersisa başıyla işaret ederek secde etti ve
sandalye ayağının altından çekilince imansız
olarak göçüp gitti.
Dini Hikaye seven kardeşlerim
Bizi TAKİP etsinler