NEDİR MUSTAFA KEMAL'İN BU SAHTEKÂR KEMALİSTLERDEN ÇEKTİĞİ!

Mehmet Hakan Sağlam - Araştırmacı Yazar mehmet-hakan-saglam@ulkepostasi.com
ABONE OL

Mustafa Kemal hiç kimseden çekmedi “Ulusalcı Sahtekâr Kemalist” tayfasından çektiği kadar.rnrnBunu niçin söylediğimi size izah edeceğim.rnrnRezidans kraliçesi CHP milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi hanım 11 Temmuz 2015 tarihinde resmi twitter hesabında; “Gökten indiğine inanılan kitaplara göre hareket edemeyiz. Bizim için tek kitap NUTUK’tur. Nutukta ne Ramazan ayı ne Oruç var!” şeklinde bir mesaj paylaşmıştı.rnrnHalkının %99’u Müslüman olan bir ülkede hem de Ramazan ayında böyle bir mesajı paylaşmak EŞŞEK yüreği kadar yürek ister. Mustafa Kemal’in, Kurtuluş Savaşı sürecinde yapmış olduğu yazışma ve görüşmeleri ihtiva eden bir kitabı, Kur’an-ı Kerim ile karşılaştırabilmekte ayrı bir meziyet tabi ki.rnrnAslında Mustafa Kemal’le ilgili çok fazla yazı yazmak istemiyorum. Çünkü bu konuda toplumsal algıları yıkabilmek maalesef mümkün değil. İlkokul çağlarından itibaren size bize öğretilenler, Atatürk’ü halk nezdinde zaten farklı bir noktaya oturtmuş konumda.rnrnŞiir, şarkı, marş, poster, resim ve heykellerle zihinlerimizde oluşan Mustafa Kemal olgusunu değiştirebilmek mümkün değil. Yıllar önce bir kamu kurumuna yerleştirilen gerçek boyutlardaki Mustafa Kemal heykeline neredeyse tüm Kemalistler itiraz etmiş, “Mustafa Kemal bu kadar küçük ve kısa boyutlu değildi” diyerek ortalığı ayağa kaldırmışlardı. Halbuki heykel gerçek boyutlarda yapılmıştı ve Atatürk’ün birebir kopyasıydı. Onların bu düşüncesini destekleyen bir durum İstanbul Üniversitesi Beyazıt Merkez binasında yer alan Atatürk ve Türk gençliği heykelinde mevcut. Bu heykelde ise Mustafa Kemal devasa şekilde betimlenirken, yanındaki gençler iri kıyım olmasına rağmen onun neredeyse üçte ikisi kadar görünmekte. Hâl böyle olunca Anıtkabir’i ziyaret eden pek çok kişi, Mustafa Kemal’in elbise ve ayakkabılarını görünce şaşırmaktan kendilerini alamıyor ve “Atatürk bu kadar küçük olamaz!” diyerek çoğu kez bu giyeceklerin gerçek olup olmadığını görevlilere sormak zorunda kalıyor.rnrnMustafa Kemal neticede bir insan. Onu ululaştırmak, yüceltmek, geçmiş dönemlerde yere göğe sığdıramamak öyle bir hâl aldı ki, kelimenin tam anlamıyla sadece kanat takmadıkları kaldı.rnrnBu da yetmezmiş gibi, bir de onu korumak için “Atatürk’ü Koruma Kanunu” çıkartıldı ve dünyada kendi milletine karşı korunan tek lider olarak tarihe geçti.rnrnMustafa Kemal’e atfedilen sözler, deyimler aldı başını gitti. Hiç kimse M. Kemal’in yaptıklarını sorgulamadı, eleştirmedi, hatta şüpheyle bakmaya dahi cesaret edemedi. Her yerde Atatürk, Atatürk, Atatürk…rnrnHatta kendisi tarafından söylenmediği halde ona atfedilen bir sürü cümle türetildi. Birkaç tanesini aşağıda listeledim. İnanmayanlar araştırabilir.rnrnKöylü milletin efendisidir. (Kanuni Sultan Süleyman Han)rnrnYa istiklal Ya ölüm! (Şeyh Şamil)rnrnAdalet mülkün temelidir. (Hz. Ömer)rnrnİstikbal göklerdedir. (Benito Mussolini)rnrnHayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Tevfik Fikret)rnrnVatan çalışkan insanların omuzlarında yükselir. (Tevfik Fikret)rnrnTürk, Öğün, Çalış, Güven (Tevfik Fikret)rnrnHadi bu sözler de neyse! Hatta bir dönem iş o kadar öteye gitti ki Mustafa Kemal tanrılaştırılıp putlaştırıldı.rnrnEvet, inanmayacaksınız ama Mustafa Kemal putlaştırıldı. Hatta Türkler için yeni bir “Amentü” bile yazıldı. “Türk’ün Yeni Amentüsü” isimli yazıyı kaleme alan ve gerçek ismi Moiz Kohen olup takma isim kullanan Munis Tekinalp aslında Yahudi bir hahamın oğluydu.rnrnMoiz Kohen’in Türkler için yazdığı “Türk’ün Yeni Amentüsü”nde yazılanları merak ediyorsanız şu şekilde; “Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklâlini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengâver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahit analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medenî cihanda en büyük mevkii kazanacağına, hamaset dasitanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna, kalbimin bütün hulûsiyle şehadet eylerim.”rnrnTürkleri İslâm’dan uzaklaştırmak gayesiyle Yahudi kökenli birisi tarafından yeni bir “Amentü” kaleme alınması anlaşılabilir, ancak bu paçavranın Hakimiyet-i Milliye Matbaası’nda basılması kabul edilebilir bir durum değil.rnrnİleri Gazetesi’nin sahibi ve 4. Dönem TBMM milletvekili Celal Nuri (İleri) Bey’in de bir “Amentü”sü var ki o da evlere şenliktir; “İnandım, iman getirdim Halk Fırkası’na (CHP), Halk Fırkası’nın meb’uslarına, meb’usların yapacağı kanunlara, naşir-i efkârı olacak (fikrini yayacak) gazetelere, inanıp inanmayanlar için er geç bir yevm-i sual (sual günü) geleceğine inandım.”rnrn5 Ağustos 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan bir haberde de; “Atatürk yarım bir ilahtır; Türkler’in babasıdır. Hiçbir devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir; ne Mussolini’nin ne Hitler’in, ne de Lenin’in anıtları onunkilerle ölçülemez” deniliyordu.rnrnPeki meşhur edebiyatçılarımızdan! Behçet Kemal Çağlar’ın “Atatürk’e Tekbir” isimli şiirine ne diyeceğiz? Bu şiir Cumhuriyet aydınlarının! kafayı ne derece yediğinin en önemli göstergelerindendir;rnrnAtatürk ekber!rnrnAtatürk ekber!rnrnAncak O var Atatürk!rnrnEvliya odur,rnrnPeygamber odur,rnrnSanatkâr Atatürk.rnrnTalihe hâkim,rnrnZekâya önder,rnrnDoğma serdar Atatürk.rnrnBunları geçti insan büyüğü:rnrnKendi kadar Atatürk!rnrnAtatürk ekber!rnrnAtatürk ekber.rnrnBizde O var. Atatürk!rnrnNe evliya, ne de peygamber..rnrnHalkına yar Atatürk!”rnrnAsıl adı Hüseyin Avni olup ilk yazılarında Enis Avni, daha sonra da Aka Gündüz ismini kullanan Sabetayist zatın “Yürekten Sesler” başlıklı şiiri ise emsalsizdir:rnrn“Atatürk’ün tapkınıyız. Her şey (O)’dur. Her yerde O var.rnrnHer gökte O eser. Her enginde O çağlar.rnrnBiz O’yuz. O, biz.rnrnAtatürk benim değildir.rnrnAtatürk senin değildir.rnrnAtatürk onun değildir.rnrnAtatürk;rnrnBenimdir, senin, onundur, acunundur, evrenselindir, geçmişlerindir, geleceklerindir, ilkesizliğindir, sonsuzluğundur.rnrnHer şeyde Atatürk!rnrnYerde O! Gökte O! Denizde O!.. Varda O!.. Yokta O!rnrnHer şeyde O! ..rnrnAtatürk!rnrnHer şey (O)’dur;rnrn(O) her şeydir.rnrnHer şeyde Atatürk!rnrnYerdedir, göktedir, sudadır.rnrnGörünmezi görür! Bilinmezi bilir. Duyulmazı duyar!rnrnSezilmezi sezer, ezilmezi ezer!rnrnHep, her O’dur!rnrnHer şeyde Atatürk!rnrnElimizi yüzümüze;rnrnGönlümüzü özümüze kapıyoruz.rnrnBiz sana tapıyoruz!rnrnHer yerde; her şeyde; her işte, her gidişte; hep (O)!rnrnHep (O)! Hep (O)! Hep Atatürk!rnrnEy dilim bu ne dildir?rnrnBu dili acuna bildir!rnrnAh! Atatürk! En büyüksün en büyük!rnrnBir dizginsiz at gibi, bırak beni koşayım!rnrnGösterdiğin kırana coşayım, ulaşayım!rnrnVarsın! Teksin! Yaratansın!rnrnSana bağlanmayanlar utansın!rnrnAh! Nolaydın, nolaydın; sade Türk’ün olaydın.rnrnAltınsel oldun Atam!rnrnEvrensel oldun Atam!rnrnMutlarda günler bana.rnrnUmulmaz ünler bana.rnrnBu sesim:rnrnİçten geliyor içten!rnrnBeni sen yaratmadın balçıktan kerpiçten!rnrnBeni benden yarattın, kendini bana kattın Atam,rnrnAtam,rnrnAtatürk!rnrnEn büyüksün, en büyük!”rnrnMilli Eğitim Bakanlığı tarafından 1928 yılında pedagoji öğrenimi yapmak üzere Çekoslovakya’ya gönderilen, Prag’da Devlet Konservatuarını bitirdikten sonra 1932 yılında yurda dönen Halil Bedii Yönetken’in kaleme aldığı Atatürk Marşı’nı okumakta da fayda var;rnrn“Tanrı gibi görünüyor her yerdernrnTopraklarda, denizlerde, göklerde;rnrnGönül tapar, kendisinden geçer dernrnHangi yana göz bakarsa: Atatürk.rnrnBabasından önce onun adınırnrnÖğretiyor oğluna Türk kadınırnrnOndan aldık yaşamanın tadınırnrnBahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk.”rnrnOsman Nuri Çerman ise, “Dinimizde Reform: Kemalizm” adlı dergide “Atatürk’ün Nutukları Kur’an’a aykırı olmadığı için Kur’an gibi kutsaldır” başlıklı yazısında şunları yazıyor: “Atmosferde rüzgar, denizlerde dalgalar, akarsularda çağlayanlar, Arz’da volkanlar ve lavlar, nasıl bir Tanrı kudretiyse, vatan kurtaran Atatürk’ün ağzından çıkan sözler de bir Tanrı buyruğudur. Türkçe Kur’an okur gibi, onu da oku!.. Tekrar oku ve herkese okut!.. Öğret!.. Anlat… Yaz, yazdır, yay, yayınla!… Kutsal kitapların ruhundan ayrı olmayan Kemalizm prensipleri, vatansever Türk’ün inanı, ibadeti, medeniyeti, istiklali ve istikbalidir!..”rnrnCelal Bayar tarafından Atatürk’ün yaşam öyküsünün anlatıldığı bir kitapta ise; “Atatürk’ü sevmek de bir ibadettir” denilerek, Mustafa Kemal bazen “ilah” ve bazen de “peygamber” mevkiine konulmuştur.rnrnNitekim Cumhuriyet döneminin ilk Türkçe Sözlüğünün “din” maddesinin yanında; “Kemalizm Türk’ün dinidir” yazıyordu.rnrnBu saçmalıkların ardı arkası yok. Burada kaleme aldıklarım Cumhuriyet sapkınlarının Mustafa Kemal’e ithaf ettiği yakıştırmalardan sadece birkaç tanesi.rnrnDaha bazıları da var ki burada kaleme almaya bile cesaret edemiyorum.rnrnBunlar eski yıllarda yapılanlar. Bir de şu günün dünyasında yazılanlara bakalım;rnrn“Atatürk olmasaydı ne olurdu biliyor musun? Annenin kim olduğunu bilirdin, babanın kim olduğunu bilemezdin.” (CHP Milletvekili Mahmut Tanal)rnrn“Peygamberim Atatürk, kitabım Nutuk, meleklerim Kemalist kardeşlerim”. (@TCMelisAta)rnrn“Yine 10 Kasım günü arabada Memo arka koltuktan dalgalanan Türk bayrağını gördü, durdu durdu ve ‘anne, ben Atatürk’ün bokunu yerim’ dedi. Anaokulundaki müdire hanıma bunu söyleyince gözleri yaşardı ve ‘Atatürk sevgisinde son nokta’ dedi.” (Radikal Cumartesi, 31 Aralık 2005)rnrn“Kemalizm” denilen şey bu tür “Kemalistlere” kalmış ise vay bu ülkenin haline…rnrnAnlayacağınız Mustafa Kemal ne çekmişse bu tür beyinsizlerden ve aydın geçinen şaklabanlardan çekmiş.rnrn rnrnDr. Mehmet Hakan SAĞLAM