Bu toprakları kana bulayan nefttir. Buna eşlik eden, kotarılmış, kurgulanmış nefrettir.
Bu toprakları kana bulayan nefttir. Buna eşlik eden, kotarılmış, kurgulanmış nefrettir. NEFT VE NEFRET.... Bu ikili yan yana gelip hem onulmaz yaralar açmışlar, hem de, kanı, ölümü birlikte taşımışlardır günümüze dek. Yakın tarih neftin ve nefretin uygulamaları ile yoğrulmuş, ortaya insanlık tarihinin acılarla dolu en kötü sayfaları çıkmıştır. Oysa bu topraklar bütün semavi dinlerin doğum merkezidir ki, din aslında insanları daha güzele, daha iyiye ve mutluluğa taşımanın yoludur. Tam tersi olmuştur. Kötülük, çirkinlik, mutsuzluk… İnanç ayrımları, kan dökmek için gerekçe sayılmış, daha fazla kan akmasının nedeni olmuştur. Nedeni bellidir aslında, sonuçları da ortadadır : Neft… Sevgi gelmez bu topraklara. Anlayış, hoşgörü, saygı gelmez. Ölüm gelir! Kan… Kendi kanları olmadıktan sonra, kimin kanı akarsa aksın umurlarında olmaz emperyalistlerin… Biz bir savaşçıyız. Türk Börü Birliği Üyesiyiz. Bu topraklarda savaşımı Türk için veriyoruz. Yaptığımız her şey yapılması gerekenlerdir. Türk söz konusu olunca kimsenin gözünü yaşına bakmayız. Kimseye acımayız. Türk'e yağı olan kim varsa ölümü hak etmiştir. Görevimiz böylece sürüp gidecektir… Emperyalizm hep utku kazanmıştır bu topraklarda. Emperyalizm bu toprakları ve insanlarını kullanmayı hep başarmıştır. Hep alacak yazmıştır elde ettiklerini. Kullanılan silahlar öylesine çeşitli ve çoktur ki! Oysa ölenler, yitirilenler hep aynı yapının insanlarıdır. Birbirlerini ve başkalarını öldürmek için durmadan çaba harcayan anlayışın tam olarak karşılığını anlatacak bir sözcük yoktur. Nadanlık yetmez. Ussuzluk, beceriksizlik, bilgisizlik, kullanılmaya açıklık, anlayamamak, düşünmemek, kavrayamamak... Görememek! Bir türlü görememek! Dış programlı Eğitimin sonuçları!... Bu coğrafyanın insanları kördür. Gerçekleri görmemek için direnirler. Bu coğrafyanın insanları sağırdır. Gerçekleri duymamak alışkanlıklarıdır. Bu coğrafyanın insanları yazık ki düşünmeyi unutmuşlar, dostu ve yağıyı ayırt edemez duruma gelmişlerdir. Bu nedenle de onları kandırmak çok kolay olmuştur. Hele bir de seçmeyi bilmemeleri… Kendilerini yönetecekler hakkındaki çaresizlikleri… Seçtiklerini, garip bir şekilde putlaştırmaları… Biat kültürü… Kulluk anlayışı… Bu coğrafyanın insanları düşkün ve garibandır. Yoksuldur. Açtır. İşsizdir. Mesleksizdir. Eğitimsizdir. Çaresizdir. Bir de üzerine dini bağnazlık, yobazlık gelince... Söz veriyoruz, hepsini aslına döndüreceğiz!... NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE