SURİYELİ SIĞINMACILAR
" SURİYELİ SIĞINMACILAR "
Kıymetli Dostlarım
2012 yılı öncesinde sınır komşularımızdan Suriye ile ticari ilişkilerimiz ve insani ilişkilerimiz çok iyi durumda idi. Suriye'ye günü birlik turist olarak gidilip gezilebiliyordu.
Sınırda yapılan ziyaretlerde taraflar birbirlerine "mırra" kahve ikramı yapılırdı.Mırra'nın özelliği acı bir kahve oluşudur. Bir dikişte içemediğin zaman ceza olarak birşey aldırılırdı. İlişkiler bu seviyede idi. İnsanlar birbirlerini severler karşılıklı ikramlarda bulunulurdu. Tek sorun terör sorunu ve kaçakçılık sorunu idi. Hatay Reyhanlı hattında terör olayı yok denecek kadar az olduğu söylenirdi ancak sigara kaçakçılığı çok büyük boyutta olduğu ve sigara kaçakçılığındada terör örgütünün bağlantısının olduğu söylentisi dilden dile gezerdi.
2012 yılında Sınır komşumuz olan Suriyedeki iç karışıklıklardan sonra ülkemize göç eden suriyeli göçmenlerin yaşam şartları ve ülkemize göç etmeleriyle verdikleri zarar ne durumda idi.
İlk etapta sınır şehirlerimizde belli bölgelerde kurulan çadır kentlerde yaşamlarını sürdürdükleri, aşçılarının kendi içlerinden olduğu ve damak tadlarına göre yemek çıktığını. ekmekleri dahi tandır ekmeği olduğunu duymuşumdur. . Daha sonra yemek şirketlerine devrolduğunu aşçıların yine kendi aşçılarından seçildiğini duymuşumdur. Çadırda kalmalarına ve devletin her türlü ihtiyaçlarını karşılamasına rağmen Devletin kişi başına haftalık 100 TL yardım ettiğini yarısını Afad yarısını devletin karşıladığını duydum. .Buna rağmen şikayet hep şikayet ettiklerini kıymet bilmediklerini duydum. Devletten yardım paralarının kartlara yükleme yapılarak, devletin belirlediği marketlerden alışveriş yaptıklarını ve UNESCO ve Birleşmiş Milletlerden giyecek yardımı geldiğini duydum.
Sınır şehirlerimizde de yardımcı olmak için bir çok muhtar ve vatandaşımız suriyeden göç eden bekar bayanlardan kendilerine ikinci, üçüncü eş dahi alanlar olduğunu duydum. Zinanın çoğaldığını, özellikle otellerde ucuz para karşılığında ilişkiye giren suriyeli göçmen bayanların olduğunu, çadırda kalacağıma evlenip kurtulayım diyen bayanlardan kötü niyetli insanlarla karşılaştıklarında para karşılığı ilişkiye zorlandıklarını,hatta evlenmek vaadiyle götürülüp bir kaç ay sonra çadirın önüne atılanların olduğunu yöredeki halkımızdan aldığım duyumlardan öğrenmiş bulunmaktayım. Asayiş olaylarının çoğaldığını yine halkımızın verdiği bilgiler doğrultusunda duymuşumdur.
Suriyeli göçmenler çoğaldıkça Mustafa Kemal Atatürk ün Hatay benim kendi meselemdir demesine rağmen Hatay ın yapısı değişmeye başlamıştır ve bundada en çok Hatay halkının rahatsız olduğunu yerli halktan duymuşumdur. Yüzyılın faciası olarak nitelendirilen ve 11 ilimizi etkileyen depremle Hatay yerle bir olmuş birçok insanımız vefat etmiş, hayatta olanlarda Hatay ı terk etmişlerdir. Şimdi sorun Hatay yapısı değiştirilmeden yine eski Hatay olacakmı,
Devletimiz yeni bir Hatay inşa etmek için çaba sarfetmektedir. Depremzedelerin yarasının sarılması için her ne gerekiyorsa yapılmaktadır. Ancak inşa edilirken demoğrafik, kültürel yapısı konusunda da özen gösterilecekmidir.?
Aradan 11 yıl geçmiş olmasına rağmen, ülkemizde bulunan suriyeli göçmenlerin vatanlarını yeniden inşa etmek için gönderilmeleri gerekirken tam tersi suriyeli göçmenler ülkemizin her bir tarafına yayılmış ve konuşlandırılmıştır. Mülk sahibi olmaya başlamışlar, dernekler kurarak söz sahibi olma çabasına girmişler. Kendilerine ait cafeler açılmaya başlanmış hatta 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde oy dahi kullanmışlardır.
Dünyada meydana gelen savaşlardan dolayı ülkemizde sadece Suriyeli göçmenler değil, Afgan, Ukrayna, Rusya vb gibi ülkelerden de göçler olmuştur. Ülkemizde bundan dolayı ekonomik, olarak zarar görmüş, işsizlik çoğalmıştır sebebi göçmenlerin sigortasız bir şekilde ucuza çalıştırılmasından kendi insanımız işsiz kalmıştır.. Kiralar yükselmiştir, ev fiyatları artmıştır. Bütün bunlar olurken halkımızda göçmenlerin gönderilmesi konusunda ikiye bölünmüşlerdir.Sigortasız ucuz işçi çalıştıran şirket sahipleri, ve suriyeli göçmenlerin gönderilmesi konusunda" yazıktır onlarda müslüman, Müslüman Müslümanın din kardeşidir diyerek acıyan bir toplumumuzla karşı karşıyayız. Suriyeli ve diğer sığınmacıların ülkemize giriş yaparken ajanlarında giriş yaptığını farklı sosyal medyadaki söylentilerden, duymuş bulunmaktayım. Eğer doğruluk payı varsa bununla ilgili olarak devletimizin güvenlik birimleri tedbir almışlardır.
Suriyeli göçmenlerin sosyo-demografik, kültürel, ekonomik, siyasal ve
asayiş/güvenlik alanında bazı önemli sorunlara yol açtıkları bir gerçektir
TAKDİR YÜCE TÜRK MİLLETİNİNDİR.
SAYGILARIMLA