Avrupa da yaşayan Türk gurbetçilerimiz Arafta gibiler'
Avrupa da yaşayan Türk gurbetçilerimiz Arafta gibiler !!!
Türkiye’ye giriş yapan gurbetçilere tepkiler hep uçlarda yaşanıyor. Bir taraf sevinç gözyaşlarıyla karşılarken gurbetçi akrabalarını, dostlarını veya komşularını; bir taraf kin ve nefret ile karşılıyor.
Peki neden gurbetçiye bu nefret var?
Gurbetçilerin lüks arabalarla, Türkiye’ye gelip rahat para harcamaları belli bir kesimi niçin rahatsız ediyor? Aslında buna bir açıklık getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’deki şartlarla, gurbetçilerin bulundukları ülkelerdeki şartlar maalesef farklı. Bize göre pahalı bir araç onlarda daha uygun olabiliyor. Bu yüzden istedikleri marka ve model arabaları alabiliyorlar. Mesela bizde marka olan tekstil mağazaları onlarda sıradan olabiliyor. Hatta gurbetçiler için bu markalar normalken, burada hava atıyorlar gibi düşünülmesine neden oluyor. Ayrıca bunu dile getirmek de hiç doğru değil ama özellikle Avrupa’da olan gurbetçiler için bir eli yağda, bir eli balda yaşıyormuş gibi bir algı var. Oysa yılın 11 ayını vatan, aile, akraba özlemi ile geçirip yoğun bir tempo ile çalışan ve sadece 1 aylığına ülkesine gelip tatil yapmak için ne çileler çektiğini bilemediğimiz insanlar hakkında nasıl böyle önyargılı olabiliriz. Kendi milletimize gösterdiğimiz bu hal ve davranışın sebebi ne olabilir ki?
Kıskançlık mı? Bu önyargılar ve kötü duygulardan sebepki gurbetçiler ülkelerine geldiğinde ne yazık ki yabancı muamelesi görüyorlar halbuki gurbetçiler yaşadıkları ülkelerde de zaten yabancılar. Bazı gurbetçilerden duyduğum bu ifadeler inanın beni çok üzdü. Bu nasıl bir düşünce anlamış değilim.
Her yıl ülkesine gelip ciddi döviz kazandıran insanları yabancı görmek nasıl bir zihniyet?
Konuştuğum bir gurbetçi tüm gurbetçilerin sesi oldu.
Gurbetçi olmanın zorluklarını bakın nasıl dile getirdi?
“Türkiye’ye gelmek çok güzel bir duygu çünkü yerimiz yurdumuz, her şeyimiz burada. Burası bizim anavatanımız, ailemiz, akrabamız, yerimiz, yurdumuzdur. Atalarımız da burada olduğu için dolayısıyla memlekete geliyoruz. Yollarda inanılmaz çileler çekiyoruz. Tüm olumsuz koşullara rağmen Türkiye’ye gelmek her şeye değer.” ifadelerini kullandı ve devam etti…
“ Bir şekilde kültürümüzü yaşamaya çocuklarımıza da yaşatmaya çalışıyoruz ama iyi karşılanmıyoruz. Çünkü gurbetçi diyorlar, bizleri Yolunacak kaz, tavuk gibi görüyorlar. Bu durum bizi üzüyor tabii neden üzmesin. Kendi ortamında yabancı olmak zor oluyor. Türkiye’ye geldiğimizde adımız Almacı şucu bu cu bu durum bizim çok zorumuza gidiyor. Biz de bu vatanın evlatlarıyız, bize öyle davranmaları bizi üzüyor. Bize döviz gözüyle bakmaları ise hiç doğru değil. Avrupa’da çalışma sebebimiz ekonomik şartların iyi olması olabilir ama sonuçta gurbettesin. Yani kendi seçiminiz ama ailemizin çocuklarımızın geleceği için daha iyi şeylere sahip olabilmek adına yıllar önce bu ülkeye geldik. Buralarda çok bedeller ödedik bugünkü kazandıklarımızı bizler kolay elde etmedik. Belki bugün ben ülkeme gelebiliyorum ama bir çok aile tatil de olsa imkansızlık yüzünden gidemiyorlar.”
Araştırmalarım sonucunda bazı gurbetçilerin Türkiye sınırına girerken mutluluktan çektiği videolarınının altındaki yorumlara denk geldim. Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın hakaret dolu, aşağılayıcı, alayıcı ve hatta küfür eden yorumları gerçekten çok üzücü. Maalesef gurbetçilerin yaşadığı bu durum acı bir gerçek. Bir ülkenin örf ve adetine, yasalarına, kanununa alışmak çok mu kolay sanıyorsunuz? Ev değiştirmek bile insanların sosyal hayatını etkilerden, komple ülke değiştirmek tabii ki adaptasyon sorunlarına yol açabilir. Özellikle daha önce hiç gitmediğiniz bir ülkeye taşınıyorsanız tüm süreçleri en baştan öğrenmeniz gerekiyor. En kötüsü de ne yaparsanız yapın genellikle sizi oraya ait görmüyorlar. Kültür farklılıklarından kaynaklı bir hayli sorunlar olabiliyor. Yabancı ülkelerdeki insanlarla iletişim, sosyalleşme konusu sıkıntılı bir hal alabiliyor, buna katlandıkları gibi ülkelerinde de aynı muameleye maruz kalıyorlar. Durum böyle olunca insanlarla temel iletişimlerinde sorunlar yaşayarak bulundukları ortamda gerek psikolojik gerekse dilsel sorunlardan ötürü belirli stresler yaşayabiliyorlar. Bir çok kişinin psikolojik sorun yaşadığına şahit oldum. Avrupa’da yaşam şartlarının hiç kolay olmadığını, gerçekten zor olduğunu unutmayın. Her Avrupa da çalışan da çok imkanlara sahip olamayabiliyor. Anladığım kadarıyla gerek bulundukları ülke olsun, gerek kendi vatanlarında yabancı olmak olsun sanki arafta kalmışlar gibiler. Bu hissiyatı gurbetçilere yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok, sonuçta herkes ekmeğinin peşinde ve ülke ekonomisine bulundukları katkılardan dolayı aslında onlara teşekkür etmemiz gerekirken onlara bunları yaşatıyoruz. Yatırımlarını, tatillerini ve gayrimenkullerini ana vatanlarında yapıyorlar. Ülkelerine döviz getiriyorlar ve hasret gideriyorlar. Bu gurbetçilerden biri siz de olabilirdiniz. Eminim kendinize yapılmasını istemezdiniz. Lütfen sizlerde gurbetçilere yapmayın. Kimin nerede çalıştığına değil, ülkesine ne kazandırdığına bakın.
Hoşgörü ve sağlıkla kalın
Nesrin DOKUMAN