Vahiy, Evren ve Akıl..?
( Kur'an hakkında "Yanlış" Fikirler)
Yaratıcının insana verdiği/ikram ettiği en büyük Vahiy insana "katından" üflediği Ruh'tur. Ruhun iki temel melekesi vardır, Akl (Düşünme yetisi) ve Kalp (Gönül edinimi).. Veya Ruhun iki ana damarıdır bunlar denebilir. İnsan "Hayat"ı bu melekelerle anlar, yaşar ve yorumlar. Dolayısıyla İnsan Hayat ile bağını kendi özünden alır. İnsan kendisini ve hayatı "İndirilen Kitap" ile öğrenmez; indirilen kitapla öğrendiği başka bir şeydir. Bunu doğru tespit etmek ve yerli yerinde kavramak gerek!
Yaratıcı kavranamaz kudretini "Evren" ile gösterir. Yani Yaratıcının sıfatları evren ile anlaşılır. Bu nedenle İnsan ve Yaratıcı iletişimi/bağı Evren üzerinden kurulur. İnsan bilincini indirilen/inzal olan Vahye borçlu değildir. Çünkü Evren aktif El-Kitap olarak hep vardır. İnzal olan Vahyin misyonunu doğru anlamak ve doğru yerde edinmek lazım.
Dolayısıyla Ruh ve Evren insanoğluna ikram edilmiş Yaratıcı bilincinin iki ana aksıdır. Ve insan "inzal" olmadan da Yaratıcıyı ve Hayatı fark eder; yorumlar ve kendince bir "Kulluk" tarzı geliştirir.
Peki Ruh ve Evren Yaratıcının iki ana ikramı iken; ayrıca neden insanlar arasından bir elçi seçer ve inzal eder; Vahyeder! Yani kritik soru şudur: Vahiy Ruh ve Evrenin halledemediği/veya eksik bıraktığı neyi tamamlar? Bir başka pencereden kritik soruyu pekiştirelim: İndirilen Vahiy Yaratıcının çağrısı-daveti olduğuna göre; Ruh ve Evrenle sezdiğimiz-hissettiğimiz ama konuşamadığımız veya dinleyemediğimiz Yaratıcı adına neyi amaçlamaktadır?
Vahiy olmadan sadece Ruh ve Evren imkanı neden yetmez?... diye de sora biliriz?
( Biraz düşünüp-taşınıp müzakere edelim olur mu? )