İMF'NİN KUCAĞINA İTİLİYORUZ..!
rnrnIMF,( İnternational Monetery Fund) yani Uluslar arası para fonu,1944 yılında John Maynard Keynes ve Hery Foster Wheite adında iki yahudi tarafından AMERİKA'da kurulmuş olup....kuruluşundan üç yıl sonra 1947 yılında BM bünyesinde faaliyete başlamıştır.. İMF her ne kadar kendisine üye olan 184 ülke arasında ekonomik işbirliğini sağlamayı.. gelişmekte olan ülkelere ve geri kalmış ülkelere finans desteği sağlamayı amaç edinmiş gibi görünsede..küresel sömürünün en önemli ayaklarından biri olan İMF'nin görünen amaçları dışında görünmeyen amaçları çok daha fazladır..İMF , Çıkarları doğrultusunda, kendisine üye olan ülkelere borç vermek kaydı ile, onları hem maddi hemde manevi yönden baskı altında tutmayı..Bu ülkelere ekonomik ve siyasi yaptırımlarda bulunmayı..Bu ülkelerdeki döviz kurlarını belirlemeyi amaç edinmiştir.. Türkiye 1947 yılından beri bu kuruluşun üyesi olup, zaman zaman yüksek meblağlarda borç almış... ve bu kuruluş tarafından çok ağır ekonomik ve siyasi yaptırımlara maruz kalmıştır... fakat gelin görün ki, yine Türkiye Cumhuriyeti bu kuruluşa olan borcunu başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde kurulan AK Parti hükümeti zamanında, kuruşu kuruşuna ödeyen ilk ve tek ülkedir...işin ilginç yanı.. Türkiye Cumhuriyeti,borcunu ödediği günden bu yana ciddi bir şekilde IMF in saldırılarıyla karşı karşıyadır... çünkü siyonistler hiçbir zaman dünya ülkelerinin kendi boyunduruğu altından çıkmasından haz etmezler....Bu sebeple Şu anda yaşadığımız ekonomik krizin en önemli amaçlarından birisi de, yine İMF'nin kucağına itilmek istenmemizdir... İMF'nin bu saldırılarından kurtulmanın en önemli çözüm yolu ise,dışa olan bağımlılığı azaltmaktan geçmektedir..Bunun tek yolu TÜKETİM EKONOMİSİNDEN..ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇMEKTİR..Bunu başarabilmek için de Global düzeyde üretim yapıp ihracatımızı 500 Milyar doların üzerine çıkarmak zorundayız.. uzun vadeli büyüme için siyasi, ekonomik ve iktisadi istikrar şarttır... dış mihrakların ülkemiz içerisinde ekonomik kriz çıkarmak istemesinin altında yatan sebep de tam olarak budur.. vatandaşın siyasi ve ekonomik istikrarı sağlayan hükümete karşı nefret duymasını sağlayıp, yaklaşan seçimlerde hükümetin başarısını yarı yarıya düşürüp.. ekonomik ve siyasi istikrarı bozmanın derdindeler... Siyonist ABD, ülkemizdeki siyasi ekonomik ve iktisadi istikrarı bozarak, Hem bizi kendisine bağımlı hale getirmeye çalışıyor... Hem tekrardan İMF'nin kucağına itmeye çalışıyor ...Hem Akdeniz'deki sondaj çalışmalarımızı sonlandırmak istiyor... Hem de bizi Suriye'den çıkmaya zorluyor...Onların bu gizli planlarını yıkmanın tek yolu ise milli birlik ruhundan..ve yapılan saldırılara karşı direnç eşiğimizi yükseltmekten geçiyor...Çünkü onlar bizim verdiğimiz tepkilere göre yaptıkları saldırının dozunu ya azaltıyorlar.. ya da çoğaltıyorlar... Ne yapalım Arkadaşlar... geri adım atalım mı..? Tekrardan imf'den borç alalım mı..? Suriye'den çıkalım mı..? Siyonizme baş eyelim mi..? de hadi diyiverin bakalım... Ne yapalım...ÜLKEMİZİN ANAHTARINI TEKRARDAN SİYONİSTLERE TESLİM EDELİMMİ..? YADA DİK DURUP ,ONLARIN OYUNLARINI BOZALIMMI..?