TEK SUÇLU FETO DEĞİL, BİZDE SUÇLUYUZ BİRAZ..!
Bizler bağımsız olamayacağımıza tam bir asır boyunca mahkum bir ülke olduğumuza, ilkokul sıralarında inandırıldık. Zincirlerimizi koparttığımız veya kopartmaya hamlettiğimiz vakit, ılk olarak ailelerimizden tepki gördük. Sadece koruma iç güdüleriyle kullandıkları AMAN HA. ARKADAŞLARININ İÇİNDE RENGİNİ BELLİ ETME YAVRUM. BİZE ZARAR VERİRLER. SENİN BAŞINI YAKARLAR.. cümlesi yüzünden korkutularak yetişen muhafazakar ailelerin mahkum çocukları olduk çıktık.rnrnDoksan yıl boyunca Cumhuriyetin ilk kurulum yıllarında Yahudilerin ellerine teslim edilen eğitim sistemimiz sayesinde, önce ilk okul sıralarında, sonra evlerimizde sustuk ve susturulduk. Bizlere ilkokul sıralarından başlayarak, korkmayı ve sinmeyi aşılayan sistem, kendi zihniyetini Taşıyan insanların çocuklarına ise cesur olmayı, hatta gerekirse, inandıkları bir yolda ölmeyi aşılıyordu..rnrnBiz korktuk Biz Sindik..rnrnKorkutulmuş ve sindirilmiş bir toplumdan daha elverişli bir robot ordusu yoktur. Biz artık batının istediği gibi kullanabileceği, istediği yere sürükleyebileceği, konuş dediklerinde konuşacağı, sus dediğinde susacağı, düğmeye bastığında hareket ettirebileceği kullanışlı kontrollü birer robottuk..rnrnBize artık ne isterlerse onu yaptırabiliyorlardı, tâki 2001 yılının başında bir adam çıkıp, bize robot olmadığımızı hatırlatana dek. O tarihten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı, Fikirlerimizi haykıra haykıra söylemekten korkmuyorduk artık.rnrnLakin o kadar çok Korkusuzlaşmıştık ki, bize bir asır önce unutturulan özgüvenimizi yeniden kazandıran, bize korkmamayı öğreten, dini özgürlüklerimizi altın tepside önümüze sunan, adama dahi baş kaldıracak, dil uzatacak hale geldik.rnrnAltımızda daha önce hayalini bile kuramadığımız lüx arabalar, Devletin en itibarlı makamlarında iş imkanı, her şey yoluna giriyor gibiydi. Lakin karakterlerde bir sapma vardı sanki, yedıkçe daha çok acıkıyor, acıktıkça daha çok yemek istiyorduk..rnrnrnrnArtık s*çana kadar yiyip içiyor, yorulup ta susana kadar ona küfür eden bir toplum oluyorduk maalesef.rnrnÇünkü dün bizi korkutup sindiren o gizli El, Şimdi de kulağımıza o adamın diktatör olduğunu, bizim mallarımızı gasp ettiğini, bizi ezip sömürdüğünü fısıldıyordu. Oysa ki bizi sömüren bizim mallarımızı gasp eden, hatta hatta bizim tarihimizi gasp eden asıl hırsız, asıl katil, asıl diktatör, kendileriydi.rnrnBakın arkadaşlar?rnrnHindistan’da filleri yetiştirmek için, onları küçücükken kalın bir zincirle, sağlam bir kazığa bağlarlar. Tabii bu yavru filin bu zinciri koparabilmesi, kırabilmesi mümkün değildir. Küçük fil önceleri bu zincirlerden kurtulmak için tüm gücüyle uğraşır. Kurtulmak için defalarca hamle yapmış olsa da sonucu değiştiremez. Özgürlüğüne bir türlü kavuşamaz, Yıllar geçer fil kocaman olur Bağlı bulunduğu kazığı ve zinciri olduğu yerden koparabilecek onlarca kat daha, fazla güce sahip olmasına karşın fil asla böyle bir girişimde bulunmaz, o özgür olamayacağına inanmıştır bir kere. Artık kırılamayacak şey, filin zinciri değil, onun mahkumiyete olan inancıdır.rnrnÖzellikle son dönemde herkesin ağzında aynı terane, herkes çocuğuna güzel bir gelecek hazırlamak için seferber olmuş durumda. Kime sorsan çocuğuna güzel bir gelecek hazırlamak için çalışıyor. Oysa ki asıl Maksadımız çocuklarımıza güzel bir gelecek hazırlamak değil. Geleceğe güzel çocuklar hazırlamak olmalıdır. Yahudiler bizim bu zafiyetimizi çok iyi analiz ettiği için Fetö denen bir terör örgütünü başımıza Musallat etti. Yıllar Boyunca ezilmiş ve sindirilmiş bir toplum, artık okumadığı için başına bunların geldiğini, ezilip sömürüldüğünü fark etmişti. Bu sebeple çocuklarını okutmak istiyordu. Ne yapıp edip onları okutacaktı, bu farkındalık ileride bir asır boyunca bu toplumun beyinlerini ele geçirmiş olan Yahudi’nin başına dert açabilirdi. Bu yüzden işi sıkı tutmak isteyen Yahudi, muhafazakar ailelerin çocuklarını kontrol altında tutabilmek için Fethullah Gülen adında bir şarlatanı önce Hoca olarak topluma lanse edip, sonra kendi eliyle ona muhafazakar ailelerin çocuklarını korkmadan teslim edecekleri okullar ve yurtlar hibe etti. Böylece hem toplumdaki, sömürebileceği muhafazakar zenginleri deşifre etmiş oldu, Hem de o okullardan mezun olacak çocukların birer Yahudi hizmetkarı olarak, yapı olarak sabataist Yahudilere benzeyen, Görünürde Müslüman fakat özünde kimliğini yitirmiş birer Yahudi olarak yetişmelerini sağladı.rnrnBöylece, o okullardan mezun olan bu çocuklar birer bukalemun gibi bir her alanda kontrollü birer Ajan olarak kullanılabilecekti. Nitekim Öylede oldu, bu okullardan mezun olan çocuklar dikkat çekmeden devletin en kılcal damarlarına kadar yerleştirildi, hem de doğru dürüst bir eğitim almadan ellerine tutuşturulan sorularla mezun olarak yetişmiş içi bomboş, sadece dünyalık çıkarlarını düşünen fakat kendilerini muhafazakar zanneden çocuklardı bunlar.rnrnOysa ki kul hakkı denen bir gerçek vardı, kendileri dahi bunun farkında değildi, Farkına varmadan soru çalarak, makam ve mevki elde etmişler ve bunu kendi çalışmalarının bir ürünü zannediyorlardı. Oysa ki hepsi birer hırsızdı hakkıyla o makamlara Gelmek isteyenlerin haklarını çalmışlardı, geleceklerini çalmışlardı, ceplerine girecek parayı çalmışlardı, çocuklarının rızkını çalmışlardı, hatta hatta girdikleri kul hakkı o kadar ileri boyutta idi ki bu ülke için şehit olan insanların kafasına, Kurşun sıkacak kadar adileşmişlerdi.rnrnDedim ya Bütün bu olan bitenlerin altında tamamen çocuklarına güzel gelecek bırakmak isteyen annelerin babaların parmağı vardı Bütün sorumluluk onlara aitti. Keşke çocuklarına güzel bir gelecek bırakacaklarına, geleceği güzel çocuklar bırakmayı hedefleselerdi, dünyevi ihtirasların manevi ihtiraslarını önüne geçmeseydi.rnrnArkadaşlar herkes okumak zorunda değil. Herkesin okumak gibi bir kabiliyeti de yok zaten, bu eğitim sistemi tepeden tırnağa değiştirilmek zorundadır çünkü Amaç tek tek tip insan yetiştirmektir Yahudi’ye boyun eğen sadece kendisine söylenenleri yapan tek tip insan yetiştirmek. Oysaki bu ülkeye çöpçüler ayakkabı boyacıları lastikçiler esnaf Kasap Bakkal ve manavda lazım. Bunun içinde milli eğitim değil, çocuklarımızın kabiliyetine göre yönlendirilmiş geliştirilmiş teknik eğitim ve dini eğitim şart.rnrnBir toplumu eğitmek için Milli Eğitim tek başına yeterli değildir. Eğer ki biz bugüne kadar başımıza gelenlerden ibret alıp ta Milli Eğitim ve dini eğitimi harmanlayıp, çocuklarımıza aşılarsak bir daha hiç kimse bizi dünyalık çıkarlar ile kaldıramayacaktır.rnrnFil suresini 5 yaşından itibaren öğrenmiş çocuklar, 30 yaşına geldiklerinde sigortalı olmazsam aç kalırım dememeliler. Mercimekten küçük taş ile, koca fili deviren Allah, bu kainatta beni aç bırakmaz demeliler!!!rnrnDiyeceklerim bu kadar...rnrn