Halifelik Alameti Degil Mi. Size Hilafeti Hatırlatmadı Mı...?
2003 yılıydı ve Aliya İzzetbegoviç hasta yatağında yatıyordu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakan'ının ellerini avuçlarının arasına aldı ve "Bosna'yı sana emanet ediyorum" dedi.
Bu halifeliğin alâmeti değil miydi? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
2009 yılıydı ve İsrail kabile topluluğun lideri Şimon Perez'in yüzüne yüzüne "One Minute" çıkışı yaparak ümmetin birçok konudaki haklı sesi olması.
Bir halifeliğin alâmeti degil miydi? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
2011 yılıydı ve yanı başımızda Suriye'de bir insanlık dramı yaşanırken, masum ve mazlumların sığınağı olarak kabul görüp ve himayemize sığınan Allah'tan başka kimsesi olmayan masum kardeşlerimizin yalnızca bize gelebilmeleri hatta sırf sadece Suriye'li değil Dünya'nın birçok yerinde zulme uğrayanların sığınağı olan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin fonksiyonel etkisi size halifeliğin alâmeti olarak gelmedi mi? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
2016 yılıydı. Geçmişteki sızmalarda oldugu gibi. Mesela Hz. Ali ve Hz. Ömer'i şehit etme girişiminde olduğu gibi camiiye sızmış ve bizimle bizden gibi görünüp bizi sırtımızdan hançerleyen Müslüman gibi görülen haricilerin bugünkü evlatları. Yani İran ve FETÖ. İran Ortadoğu'da ümmeti bölme adımlarını, Türkiye'de ise FETÖnün fitne çıkarma girişimlerini bertaraf ettigimiz o günün akşamında, Müslüman kardeşlerimiz kendi ülkelerinde ellerinde Türkiye Bayrakları ile sokaklara çıkıp bizler için dua ettiklerinde;
sizce halifeligin alâmeti olmadı mı? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
2019 yılıydı. Libya'yı yakıyorlardı. Yanmaktaydı zaten de iyice kül etmenin derdindelerdi. Türkiye'ye gel diyebildiler sadece. Türkiye oraya gittiğinde Global Emperyal terör Devletlerinin belki 20 belki 50 belki 100 yıllık planlarını yerle bir ettiler. Ne kadar canlarının yandıklarını iç basın kamuoyunu takip ederek anlamanız mümkündür. Fakat bu çagırış sizce
bir halifelik alâmeti değil miydi? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
2020 yılı başlarıydı. Dünyayı bir virüs belası sarmış. Çaresini çözümünü arayana kadar birçok insanın hayatına mâl olmuştu. Avrupalı Devletler bu konuda payına düşeni fazlasıyla almışlar ve halkı, milleti gözünde rezil olmuşlardı. Tedbir ve tedarik konusunda sınıfta kalmışlardı. Avrupanın içlerinden gelen feryat seslere kendi liderlerlerinin dahi kulaklarını tıkayıp duymaz ve görmezden gelirken, o insanlara da kin gütmeksizin yardım koşturan bizim Devletimiz oldu. Bu medeniyetimizin ışığında gerekli ve insani hatta vicdani sorumluluğumuzdu. Peki bu duruş ve sorumluluk size
halifeliğin alâmeti değil miydi? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
2020 sonlarıydı. Ermenistan'ın Azerbaycan yaptığı kalleşçe kahpece saldırısının ardından, Azerbaycan misliyle karşılık vermesi üzerine köşeye sıkışan Ermenistan, İran ve Fransa'dan destek alınca, Azerbaycan da tıpkı Libya gibi bize yönelmişti. Tam desteğimizi verip bu cendereden tarih yazarak çıkmıştı Azerbaycan Devleti ve halkı. Ermenistan ikinci kez hayal kırıklığına ugramıştı. Çünkü Fransa ve İran Ermenistan'ın umduğu desteği verememişti. Sebebi ise İranın içindeki Azeri Türkmenler'in İran'ın Ermenistan'a verdiği silah yardım konvoyunu ateşe vermesi ve destek koridorunu bertaraf etmesiydi. İran koridoru açamadı bile. Neticede Azerbaycan 30 yıl hasretini çektigi Karabağ'ına kavuşmuştu. Peki bu destek size
halifelik alameti değil miydi? Size hilafeti hatırlatmadı mı?
Anlayacağınız zulüm neredeyse tam karşısındayız.
Bu duruşu "Dünya 5'ten büyüktür" duruşuyla tescilliyoruz. Nitekim kimsenin "Dünya 5'ten büyüktür" demeye gücü yok ama bunu diyen Türkiye'nin etrafında toplanmaya mecalleri var.
Hadi herşeyi geçtim;
Tüm Global Emperyal terör Devletlerinin birleşmesine iten korkularındaki mana sizce
halifeliğin alâmeti değil mi? Size hilafeti hatırlatmıyor mu..?