ASKERİMİN TÜRKÜSÜ?
Muhsin İlyas Subaşı hocanın ''Barış Pınarı'' Operasyonu devam ederken Türk askeri, Mehmetçik için yazdığı türkü...
Editör: Ülke Postası Haber Sitesi
13 Ekim 2019 - 18:47
Değerli hocamız Muhsin İlyas Subaşı hocanın sosyal medya hesabından yazdığı bu güzel asker türküsü takipcileri tarafından yoğun ilgi gördü.
İşte Muhsin İlyas Subaşı hocanın ''Barış Pınarı'' Operasyonu için yazdığı Askerimin Türküsü.
I.
Ölüme gülen bir bebeğin gözleri,
Kanattı ruhumu namlunun ateşiyle.
Savaşı tanırım geçmişteki kahpeliklerinden,
Masuma sıkılan kurşun tanımaz merhameti,
Yaralamıştır umudumuzu en acımasızca, derinden.
Bilirim, basılan tetiği durduramazsın,
Çıkan mermi geri dönmez yuvasına bilirim.
Bir anne feryadına doyamadan öldüyse,
Bir genç kız gelinliğini görmeden düştüyse toprağa,
Ve bir baba ağlamak yerine dik duruyorsa ayakta,
Bu savaşlarda masuma sıkılan kurşun utanacaktır bir gün!
II.
Bir Asker kucakladı beni sevgilisine sarılır gibi,
‘Ölmeye gidiyorum dede, hakkını helal et!’
‘Ah yavrum, sizin hakkınızı biz nasıl ödeyeceğiz?’
‘Dede! Vatan için can hakkı olmaz!’, dedi.
Bu ruhun tebessümü ısıttı yüreğimi,
‘Her düşenin yerine bir yenisi gelir sevdasıyla,
Cephede yiğidin yeri boş kalmaz’ dedi.
‘Siz burada kaygıyla yarına bakarsanız,
Biz, mezarımızda geleceği nasıl kucaklarız?
Biz, her yerde dimdik ayakta,
Biz, her cephede ruhumuzla varız!’
‘Sipahileriyiz biz, mahşerin al kanatlı,
Bu toprağa adanmış inananların sesiyiz.
Biz, Malazgirt’ten güç, İstanbul’dan hız aldık,
Yıkandı yüreğimiz, Sakarya’da
Biz, barışın güvercini, savaşın neferiyiz,
Geçmişteki kandaşlarımızdan söz aldık!
Biz, bu milletin hamuruyla yoğurduğu eriyiz!
’Cephede ölmekten kahpeler korksun,
Şehitlik yükümüzü taşır imana.
Şehitlik, diriliş muştusudur,
Yaratanımdan verilmiş ödüldür bana!’
İşte Muhsin İlyas Subaşı hocanın ''Barış Pınarı'' Operasyonu için yazdığı Askerimin Türküsü.
I.
Ölüme gülen bir bebeğin gözleri,
Kanattı ruhumu namlunun ateşiyle.
Savaşı tanırım geçmişteki kahpeliklerinden,
Masuma sıkılan kurşun tanımaz merhameti,
Yaralamıştır umudumuzu en acımasızca, derinden.
Bilirim, basılan tetiği durduramazsın,
Çıkan mermi geri dönmez yuvasına bilirim.
Bir anne feryadına doyamadan öldüyse,
Bir genç kız gelinliğini görmeden düştüyse toprağa,
Ve bir baba ağlamak yerine dik duruyorsa ayakta,
Bu savaşlarda masuma sıkılan kurşun utanacaktır bir gün!
II.
Bir Asker kucakladı beni sevgilisine sarılır gibi,
‘Ölmeye gidiyorum dede, hakkını helal et!’
‘Ah yavrum, sizin hakkınızı biz nasıl ödeyeceğiz?’
‘Dede! Vatan için can hakkı olmaz!’, dedi.
Bu ruhun tebessümü ısıttı yüreğimi,
‘Her düşenin yerine bir yenisi gelir sevdasıyla,
Cephede yiğidin yeri boş kalmaz’ dedi.
‘Siz burada kaygıyla yarına bakarsanız,
Biz, mezarımızda geleceği nasıl kucaklarız?
Biz, her yerde dimdik ayakta,
Biz, her cephede ruhumuzla varız!’
‘Sipahileriyiz biz, mahşerin al kanatlı,
Bu toprağa adanmış inananların sesiyiz.
Biz, Malazgirt’ten güç, İstanbul’dan hız aldık,
Yıkandı yüreğimiz, Sakarya’da
Biz, barışın güvercini, savaşın neferiyiz,
Geçmişteki kandaşlarımızdan söz aldık!
Biz, bu milletin hamuruyla yoğurduğu eriyiz!
’Cephede ölmekten kahpeler korksun,
Şehitlik yükümüzü taşır imana.
Şehitlik, diriliş muştusudur,
Yaratanımdan verilmiş ödüldür bana!’
FACEBOOK YORUMLAR