BU İNSANLAR KENDİNİ NE SANIYOR?
Firuz Türker / Ülke Postası Bu kibir; bu kendini üstün görme; bu, karşısındakini sürekli aşağılama ve hakaret etme eğilimi neyin işaretidir
16 Aralık 2017 - 09:31
Firuz Türker / Ülke Postası
Bu kibir; bu kendini üstün görme; bu, karşısındakini sürekli aşağılama ve hakaret etme eğilimi neyin işaretidir. Bu tür insanlar normal yoldan iletişim kuramayan tiplerdir. Entelektüel düzeyleri düşüktür. Hani, 'entel-dantel takımı' yakıştırması aslında yanlıştır. Bunlar eleştiri yapmayı bilmezler. Eksikliklerini örtmek için bağırır çağırır, sürekli fevrilik sergilerler. Sesini yükseltiyorsan haksızsın deyimi bu tipler için söylenmiştir.
Sanki bütün bu tipler bir partide toplanmış. Sakinlik, dinginlik, soğuk kanlılık, aklıselim davranma ve konuşma onlara özgü değil. Onlara özgü olan şey, üstenci davranmak, hakaretamiz cümleler kurmak ve kabadayılık satmak gibi şeyler. Bu sadece karakter yapısından kaynaklanmıyor. Yıllardır seçim kazanamayışlarının, halka kendi tez ve görüşlerini bir türlü benimsetemiyor olmalarının, bu nedenle de halkın destek ve güvenini kazanamıyor olmalarının da bu durumlarındaki payı büyük. O zaman da kusuru kendilerinde arıyor olmak yerine halkı aşağılıyorlar. Halkın teveccühünü kazanmış olanlara karşı kin, öfke ve nefretle dolular. Ellerine her fırsat geçtiğinde 'şunların bir ağzının payını vereyim de görsünler' havasındalar.
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, bütçe görüşmeleri sırasında işte bu tür bir davranışa imza attı. Bütçeyi eleştirmeyi, bütçe kitapçığını yırtıp, sayfalarını yerlere atarak yaptı. Sonra da zafer kazanmış bir edayla kürsüden ayrıldı. Yerlere fırlattığı kağıtları arkadaşları toplamak zorunda kaldı. Bu 'Yedekçi' hanım, bütçe hakkındaki en ağır eleştirileri söz sanatını kullanarak yapamaz mıydı? Demek ki yapamazmış ki söylediklerini bu şovla taçlandırmak istedi. Ama onun pespayeliğinin eziyetini diğer milletvekili arkadaşları çekti.
Ben daha önce adını duymamıştım. Bu olayla öğrendim. Belki de amacı buydu. Benim gibi, kendisinin 'mağrur' ve 'kariyerli' bir hanım olduğundan habersiz bir sürü zır cahilin yüzüne bütçe kitapçığının sayfalarını çarptı.Bu çeşitler böyle. İçlerindeki kini, öfkeyi kör gözlere böyle sokuyorlar. Meltem Cumbul da, Buna benzer bir olayla, ödül kazanmış yönetmen Semih Kaplanoğlu'na karşı yaptığı saygısızlıkla kendini gündeme taşımıştı. Demek ki çemkirmekten başka yol kalmadığına inanıyorlar. Sonra da 'kamplaşmaymış' falan da...
Mart kedileri gibiler ya.
Firuz Türker / Ülke Postası
Bu kibir; bu kendini üstün görme; bu, karşısındakini sürekli aşağılama ve hakaret etme eğilimi neyin işaretidir. Bu tür insanlar normal yoldan iletişim kuramayan tiplerdir. Entelektüel düzeyleri düşüktür. Hani, 'entel-dantel takımı' yakıştırması aslında yanlıştır. Bunlar eleştiri yapmayı bilmezler. Eksikliklerini örtmek için bağırır çağırır, sürekli fevrilik sergilerler. Sesini yükseltiyorsan haksızsın deyimi bu tipler için söylenmiştir.
Sanki bütün bu tipler bir partide toplanmış. Sakinlik, dinginlik, soğuk kanlılık, aklıselim davranma ve konuşma onlara özgü değil. Onlara özgü olan şey, üstenci davranmak, hakaretamiz cümleler kurmak ve kabadayılık satmak gibi şeyler. Bu sadece karakter yapısından kaynaklanmıyor. Yıllardır seçim kazanamayışlarının, halka kendi tez ve görüşlerini bir türlü benimsetemiyor olmalarının, bu nedenle de halkın destek ve güvenini kazanamıyor olmalarının da bu durumlarındaki payı büyük. O zaman da kusuru kendilerinde arıyor olmak yerine halkı aşağılıyorlar. Halkın teveccühünü kazanmış olanlara karşı kin, öfke ve nefretle dolular. Ellerine her fırsat geçtiğinde 'şunların bir ağzının payını vereyim de görsünler' havasındalar.
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, bütçe görüşmeleri sırasında işte bu tür bir davranışa imza attı. Bütçeyi eleştirmeyi, bütçe kitapçığını yırtıp, sayfalarını yerlere atarak yaptı. Sonra da zafer kazanmış bir edayla kürsüden ayrıldı. Yerlere fırlattığı kağıtları arkadaşları toplamak zorunda kaldı. Bu 'Yedekçi' hanım, bütçe hakkındaki en ağır eleştirileri söz sanatını kullanarak yapamaz mıydı? Demek ki yapamazmış ki söylediklerini bu şovla taçlandırmak istedi. Ama onun pespayeliğinin eziyetini diğer milletvekili arkadaşları çekti.
Ben daha önce adını duymamıştım. Bu olayla öğrendim. Belki de amacı buydu. Benim gibi, kendisinin 'mağrur' ve 'kariyerli' bir hanım olduğundan habersiz bir sürü zır cahilin yüzüne bütçe kitapçığının sayfalarını çarptı.Bu çeşitler böyle. İçlerindeki kini, öfkeyi kör gözlere böyle sokuyorlar. Meltem Cumbul da, Buna benzer bir olayla, ödül kazanmış yönetmen Semih Kaplanoğlu'na karşı yaptığı saygısızlıkla kendini gündeme taşımıştı. Demek ki çemkirmekten başka yol kalmadığına inanıyorlar. Sonra da 'kamplaşmaymış' falan da...
Mart kedileri gibiler ya.
Firuz Türker / Ülke Postası
FACEBOOK YORUMLAR