Cangılda bir ceylan !
Politika söz konusu olunca dürüstlük gerçekçilik ve duygusallık ortadan kalkar denilse de, benim için tamamı ve fazlası da halen bire bir geçerli hasletlerdir...
Editör: Ülke Postası Haber Sitesi
09 Mayıs 2021 - 02:33 - Güncelleme: 10 Mayıs 2021 - 22:02
Şöyle toplayalım : 12 Marttan çıkışta adından söz etmeye değecek gruplar şöyle, 12 Mart sürecinde her şeyi kabul eden Dev-yol'cular. Sonradan Dev-Yol, Dev-Sol, Kurtuluş, Acilciler, MLSB uzayıp gitti neredeyse alfabenin her harfi ve varyasyonları kullanıldı. Bu örgüt ve gruplar benim alanımda değil. Sadece şunu söyleyebilirim, bu örgüt ve örgütlerde merkeziyetçilik daha yumuşak olduğundan karakterlerinde bizdeki kadar tahribat olmamıştır.
Bu benim şahsi kanaatimdir ve tertışılabilir tabi.
Konuyu dağıtmamak için gelelim konumuza. Bizimkiler yani hareket ! Dev-lis düzeyinde bir örgütlenmeydi denebilir ve neredeyse tamamı üniversite öğrencisi değildir.
Nedeni üzerinde konuşulabilir ama 12 Mart darbesi ertesinde bu iş silah külahla olmaz, eğer olacak sa işçi sınıfının örgütlenmesi ile mümkündür diyen ve bunu Yusuf Küpeli taraftarları olarak kabul eden, bir grup olduğumuzu söylerdi bizi örgütleyenler. Başta Marx, Engels lenin ve yerli olarak ta Dr. Hikmet Kıvılcımlı klavuzumuzdu.
Yusuf Küpeli'nin mahkemelerde tutunduğu gevşek tutumundan dolayı, Dr. Hikmet Kıvılcımlıyı da '' Ordu kılıcını attı ''tavrından dolayı terki sela ettik. kitaplarını okumayı bırakmadık tabi.
Bu tutumumuz Doktorcu tarikat mensuplarından ayırdı bizi. Çünkü böyle bir grup ta vardı Dr. un her dediğini kuran mushaf gibi sayan.(
biliyorum bu değinmelerin sıkıcı olduğunu, ama başka türlü de olmuyor sanki, kusura bakmayın ortamın anlaşılması için bu değinmeler kaçınılmaz oluyor. )
Toplayalım. TİP'ten gelen zulada bekleyen Dev-Genc'in parya muamelesi yaptığı oldukça ezik bir TİP Eminönü kliği ( 10 kişi kadar, örgütleme işi yapmamış tüm çalışmasını yurt dışındaki TKP yaşlılarıyla ilişki kurmaya adamış bu bir düzineyi ulaşmayan bir arkadaş grubu grup 12 Mart sürecinde 1970-75 arası, böylelerine pısteye yatmak denirdi. Veya zulada bekleyen denirdi bunlara. Bir nevi fırsat kollayan da demek daha doğru olur.
Harket ise, kendine hareket diyerek oldukça mütevazi bir paye veriyordu ve ekliyordu '' işçi sınıfı hareketinin gerçek sahipleri vardır. Biz bugün çalışıyıoruz ama sınıf hareketinin gerçek sahipleri bizi bulcaktır ve biz emaneti sahibine teslim ederiz.'' İşte bu felaket bir anlayıştı. Mesela ben o zaman bunun siyasi olarak ne anlama geldiğini kavrayacak düzeyde değildim. Sonra anladım ki bu, şu anlama geliyormuş ''TKP vardır ve bizi gelip bulacaktır ve biz de onlara katılırız.'' Yer yüzünde bu kadar kendine güvenmeyen teslimiyetçi bir hareket var olmuşmudur veya tarihte varmıdır bilemiyorum ama, yoktur sanırım...
Peki işçi sınıfına gitmeliyiz deyip kaynakçılık, tamircilik tornacılık öğrenip, fabrikalara işçi olarak girmeye uğraşan bir siyasi hareket varmıdır, ben görmedim bir örneğini. O da bizdik yani HAREKET !!!
Bu benim şahsi kanaatimdir ve tertışılabilir tabi.
Konuyu dağıtmamak için gelelim konumuza. Bizimkiler yani hareket ! Dev-lis düzeyinde bir örgütlenmeydi denebilir ve neredeyse tamamı üniversite öğrencisi değildir.
Nedeni üzerinde konuşulabilir ama 12 Mart darbesi ertesinde bu iş silah külahla olmaz, eğer olacak sa işçi sınıfının örgütlenmesi ile mümkündür diyen ve bunu Yusuf Küpeli taraftarları olarak kabul eden, bir grup olduğumuzu söylerdi bizi örgütleyenler. Başta Marx, Engels lenin ve yerli olarak ta Dr. Hikmet Kıvılcımlı klavuzumuzdu.
Yusuf Küpeli'nin mahkemelerde tutunduğu gevşek tutumundan dolayı, Dr. Hikmet Kıvılcımlıyı da '' Ordu kılıcını attı ''tavrından dolayı terki sela ettik. kitaplarını okumayı bırakmadık tabi.
Bu tutumumuz Doktorcu tarikat mensuplarından ayırdı bizi. Çünkü böyle bir grup ta vardı Dr. un her dediğini kuran mushaf gibi sayan.(
biliyorum bu değinmelerin sıkıcı olduğunu, ama başka türlü de olmuyor sanki, kusura bakmayın ortamın anlaşılması için bu değinmeler kaçınılmaz oluyor. )
Toplayalım. TİP'ten gelen zulada bekleyen Dev-Genc'in parya muamelesi yaptığı oldukça ezik bir TİP Eminönü kliği ( 10 kişi kadar, örgütleme işi yapmamış tüm çalışmasını yurt dışındaki TKP yaşlılarıyla ilişki kurmaya adamış bu bir düzineyi ulaşmayan bir arkadaş grubu grup 12 Mart sürecinde 1970-75 arası, böylelerine pısteye yatmak denirdi. Veya zulada bekleyen denirdi bunlara. Bir nevi fırsat kollayan da demek daha doğru olur.
Harket ise, kendine hareket diyerek oldukça mütevazi bir paye veriyordu ve ekliyordu '' işçi sınıfı hareketinin gerçek sahipleri vardır. Biz bugün çalışıyıoruz ama sınıf hareketinin gerçek sahipleri bizi bulcaktır ve biz emaneti sahibine teslim ederiz.'' İşte bu felaket bir anlayıştı. Mesela ben o zaman bunun siyasi olarak ne anlama geldiğini kavrayacak düzeyde değildim. Sonra anladım ki bu, şu anlama geliyormuş ''TKP vardır ve bizi gelip bulacaktır ve biz de onlara katılırız.'' Yer yüzünde bu kadar kendine güvenmeyen teslimiyetçi bir hareket var olmuşmudur veya tarihte varmıdır bilemiyorum ama, yoktur sanırım...
Peki işçi sınıfına gitmeliyiz deyip kaynakçılık, tamircilik tornacılık öğrenip, fabrikalara işçi olarak girmeye uğraşan bir siyasi hareket varmıdır, ben görmedim bir örneğini. O da bizdik yani HAREKET !!!
FACEBOOK YORUMLAR