Doğu Türkistan'da neler oluyor?

Doğu Türkistan'la ilgili paylaşımlar birdenbire neden arttı?
Üstelik de İsrail'in Filistin zulmünü mumla aratır bir vahşilik yüklendi bunlara?
Erdoğan Çin'e gittiğinde bu konuyu görüştü Çinli yetkililerle. Onlar da dediler ki, 'Size anlatıldığı gibi bir durum yok; bir heyet gönderin gelsin, yerinde incelesin'
Sonra ses seda çıkmadı bir süre. Heyet de gönderilmedi sanırım, gönderilseydi haberimiz olurdu. Açıklanırdı kamuoyuna.
Belki de gerek duyulmadı.
Sonuçta devletin de gözü kulağı var, eli armut toplamıyor.
En kör kuyulardan FETÖ cüleri çekip çıkararak getirip hapse tıkan devlet, Doğu Türkistan'da ne olup bittiği konusunda istihbarat edinemeyecek mi yani?
Kısa bir zaman önce Amerikan basını bu konuyu kaşımaya başladı.
Çin tekrar açıklama yaptı; 'bunlar yalan haber, böyle bir durum yok' diye.
Trump da çıktı 'Çinli yetkililer yalan söylüyor' dedi.
Bu arada bizim sosyal medyada yukarıda sözünü ettiğim paylaşım furyası başladı.
Ben inanmıyorum bunlara; bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız gibi geliyor.
ABD Çin'i, bir yandan ticaret savaşı ile, diğer yandan Hong Kong üzerinden sıkıştırıyor.
Şimdi bir de bunu eklediler.
Bizi alet etmelerine izin vermemeliyiz.

Doğu Türkistan'da neler oluyor? Ya da aslında Çin'de veya Dünya'da neler oluyor?
Bilmiyorum ve sadece anlamaya çalışıyorum. Bilgi kaynakları çok kirli...
ABD kaynaklı bilgilerin amacı belli. Çin'e karşı elindeki her malzemeyi kullanmaya çalışıyor. Yalan veya doğru araştırma imkanımız da yok.

Çin kaynaklı bilgiler de oldukça yanlı. On yılları bulan bir katliam süreci ve bitmeyen asimilasyon var. Yüzyılın başındaki kaynaklar, Doğu Türkistan'da 20 milyon civarında bir Türk nüfusundan bahsediyor. Aradan 100 yıl geçmiş ve hala aynı rakam geçerli. Çin, Uygurların, Türk olmadığını bile iddia ediyor.
Dün Uygur Türkü tanıdığım birileri ile konuştum. Biri ile yüz yüze ve diğeri ile de yazıştım. "Neler oluyor, bildiğiniz yeni bir şey var mı?" diye sordum.

Bir şey bilen yok. Haber kaynakları tıkalı değil ama kısıtlı. Birinin annesi 3 yıla yakındır hapiste idi. 20 gün önce çıkmış. Hapse girme nedeni de Ezher'de okuyan oğlu, Mısır'daki bütün Doğu Türkistanlılar gibi tutuklanıp hapse atıldığında, bir El Kaide baskını sonrası oradan kaçmış olmasıydı. Bu ayrıntı uzun bir hikaye... Sisi şeytanının Çin emrine amade firavunluğu ise lanetlik bir durum...

Çin hakkında konuşurken öncelikle şunu bilmek lazım... Çin, Avrupa kıtasından büyük bir ülke. 10 milyon kilometrekare ve Avrupa'nın iki misline yakın nüfusu var. Merkezi ve tek yumruk bir idare öyle kolay değil...
Çin'de olan şu... Her şehir kendi halkından oluşan "komünist politbüro" tarafından idare ediliyor. Asker merkezi idareye bağlı ama yerel yönetimin raporuna göre müdahale ediyor. Bu şekilde idare edilen ve mevcudun iki misli nüfusa sahip bir Avrupa düşünün.

Mesela Urumçi, yerel komünist Türkler tarafından yönetiliyor.
Ve Çin, küresel sermayenin yeni adresi. Çin bankaları dünyanın en büyükleri.
Ve bazı bilgiler...
Eski valilerden ikisi ki biri Urumçi katliamı sorumlusu, Çin mahkemelerince idam mahkumu. Biri idam edildi, diğeri aranıyor. Urumçi'deki üniversite rektörü CIA ajanı olmakla suçlanıyor. Valiler Uygur ve Türk... Bunu da bilelim. Katliam emrini veren de Türk'tü yani. Bizdeki malum örnekler gibi yani.
Durum oldukça karışık kısacası...

Bir de şu var... Medyada şu günlere yer alan resimlerin hemen hepsi başka olaylara ait. Bu yalan haber belge rüzgarı da beni şüpheye sokuyor.
Arkadaşımın annesinin ise hapisten çıkmış olması... Bizzat şahit olduğum durum. Bu şüphelerim kuvvetleniyor. Ve şunu da unutmayalım. Çin, küresel güç olmak istiyorsa İpek Yolunun öbür ucunu elinde tutan Türkiye ile iyi geçinmek zorunda.
Bilemiyorum... Rabbim hayreylesin. Zaten bir şey oluyor olsa da, dua etmekten başka bir gücümüz de yok.