DONAD TRUMP Bir Kişilik Analizi?
Amerika'dan kıta Avrupasına, Belçika ve Baltık sahillerinden, Transatlantik kıyılarına, Pasifik Okyanusundan Çin Denizine ve Ortadoğu'ya... Züccaciye dükkanında bir fil var ve ortalığı darmadağın etmekte... İngiltere ve İskoçya skandalları, Helsinki'de Rusya görüşmeleri, NATO müttefiklerine ültimatomlar, Kuzey Kore atışmaları, arada kalan Japonya, sonra Çin ve Kudüs kararı... Her söz ve hareketin sonucunda diplomatik bir kaos doğmakta.
Mesele şu: Bu ortalığı darmadağın eden hareketler bilinçli mi yapılıyor, yoksa doğal yapı gereği gayri iradi bir kibir sonucu mu? Öyle ya... Buna göre ayağımızı denk almamız gerekiyor.
Anlamışsınızdır, Donald Trump'tan bahsediyorum.
Clinton'ı ikinci sırada bırakarak ABD başkanlığına seçilen Donald Trump, 20 Ocak 2017'de yapılan törende yemin ederek görevine başladı. Göreve geldikten hemen sonra Oval Ofis'te Barack Obama tarafından depoya kaldırılmış olan eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in büstünü geri getirip eski yerine koydurdu. Bunun ne derece sembolik bir anlamı var? Üzerinde düşünmek lazımdır. Ayrıca unutmayalım... Trump'ı Beyaz Saray'da ziyaret eden ilk Avrupalı lider ise İngiltere Başbakanı Theresa May oldu. Bu görüşme öncesi May, "Avrupa Birliği'nden ayrılmış bir İngiltere ile Trump yönetimindeki ABD'nin yeniden dünyayı yönetebileceğini" de söylemişti.
İlk icraatlarından bazıları...
- Obama tarafından başlatılan ücretsiz sağlık hizmeti çalışmalarını durdurdu.
- Meksika sınırına duvar ördü, maliyetini de Meksika'ya ödeteceğini söyledi.
- Trans Pasifik ortaklığından çekildi.
- Kürtajı destekleyen kuruluşlara devlet desteğini kesti.
- Irak, Suriye, Yemen, İran, Sudan, Somali ve Libyalı vatandaşlara vize kısıtlaması uygulayarak ülkeye girmelerini yasakladı. Suriyeli mültecilerin de ikinci bir emre kadar ülkeye alınmasını durdurdu.
Kendi iç meseleleri ve bizimle fazla ilgisi olmayan olayların dışında, Türkiye ile olan ikili ilişkilerde de tuhaflıklar serisi devam etti.
Barack Obama'nın başkanlığı sırasında ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler oldukça gergindi. Bu gerginliğin ana sebepleri arasında 2016 Türkiye askeri darbe girişimi, Suriye İç Savaşı, Irak sorunu, Türkiye'de geçerli haklar ve özgürlükler, Fetulah Gülen'in iadesi ile YPG-SDG-PKK terör örgütlerine olan ABD desteği bulunmaktaydı.
New York Times'a Temmuz 2016'da verdiği bir röportaj ikili ilişkilerin nasıl seyredeceği açısından analistler için önemliydi.
ABD'nin başka ülkelerle ilgilenmeden önce kendi bozukluklarını düzeltmesi gerektiğini belirterek şöyle demişti:
"Bence başkalarına nutuk atma hakkımız yok. Ülkemizde olup bitenlere bir baksanıza... Birileri polis memurlarını soğukkanlılıkla vururken, nasıl başkalarına ders verebiliriz ki?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güveniyorum, darbe girişimini tersine çevirdi, takdir ediyorum.
Kürt güçlerine hayranım. Desteğimizin devam etmesi gerekiiyor. Türkiye ile olumlu ilişkilerinin olabileceğini düşünüyorum. İkisini bir araya getirmek de harika olacak.
Müslüman Kardeşler radikal İslamcı terörist gruplardandır..."
...
Bu cevaplar ve sözler, ya Ortadoğu hakkında zır cahil birine ait olabilir; ya da kibrinden sadece kendi dediklerini duyan ve burnunun dibini bile göremeyen bir andavala ait olabilir. Aklıma bir diğer şık gelmiyor.
Küstah, kaba ve umursamaz haliyle neredeyse bir marka.. Bu sıfatlara ilave olarak... Agresif, tutarsız, ilkesiz, materyalist, kibirli, kurnaz, disiplinsiz kelimeleri de durumu tamamlar...
Ve kesinlikle de narsist ve tüccar...
Trump hakkında bir çok biyografiler yazıldı. Bunların haricşnde çok şeyler söylendi.
Mesela...
Trump bir tüccar ve sattığı şey kendisi, inandığı şey de... Doğal biri, konuşma şekliyle kendisi aynı.
En büyük tutkusu para kazanmak ve ne pahasına olursa olsun kazanan taraf olmak.
Siyasî görüş yoksunu ve çok zaman bu durumdan avantaj sağlamayı biliyor. Herhangi bir ideoloji ya da herhangi bir çeşit ahlak tarafından kendini kısıtlamıyor.
Zengin olmayı sindirebilmiş biri değil. Böyle olsaydı, ne kadar çok parası olduğundan ve bu serveti hızlıca büyüttüğünden sürekli övgüyle bahsetmezdi.
Tehlikeli bir kişi... Tehlikeli, çünkü kasıtlı olarak cahil ve büyük bir yobaz. Kişiliğiyle ilgili özgüven sorunları yaşadığı için insanlara saldırırken aşırıya kaçıyor. Nükleer düğmelere basma yetkisi olan ama dünya meseleleri hakkında herhangi bir parametreye sahip olmayan bir kişi doğası itibariyle çok ama çok tehlikeli...
Ve ilginç bir ayrıntı... Trump, özel hayatında ağzına içki sigara sürmeyen biri. Lise yıllarında başarısızlıktan okuldan atılmış biri...
Bana göre... Bu kişilik küresel sermayenin ortak bir temsilcisi değil. Küresel şeytani güçlerin aralarındaki kavgaların doğurduğu boşluktan faydalanarak, başarı sağlamış biri... Şimdilerde yer yer ittifakları var ama sermayedeki bölünmenin de farkında... Şu andaki ilk hedefi, ABD menfaatlerine ve birliğine hizmet ediyor görünüp, bir sonraki seçimleri garantiye almak.
Reddedemediği bir kızı var ve Yahudi bir damadı. Kızı dolayısı ile bir zamanlar iflasta iken Ortadoğu Arap liderleri arasında kapısını aşındırmadığı kimse kalmayan damadının sözlerine çok kulak verdiği de bir gerçek...
İngiltere'nin, kraliçenin siyasi veliahtı olmaya çalışıyor desek, hiç inandırıcı gelmiyor.
En büyük silahını küresel sermaye ve AB kasası Almanya'ya, Çin'e doğrulttu. Ama oyun gibi duruyor.
Ve Allah'ın dünyanın başına gönderdiği bir imtihan... Bilemiyorum ama biraz Cengiz ve biraz da Atilla gibi... Ve "züccaciye dükkanındaki bu fili kim, nasıl durduracak?" bilmiyorum, bilemiyorum.
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler. Hayırlısı... Selam ve dua ile...
Özel Haber / Gündüz Demirhan
FACEBOOK YORUMLAR