DÜNYA BARIŞININ EN BÜYÜK GÜVENCESİ İSTANBUL OLACAKTIR.
İslam dünyasında köklü bir dönüşümün yolu, Türklerin Anadolu'daki bin yıllık tarihlerinin, özü ve özeti olanİstanbul''dan açılır.Sezai Karakoç''un her fırsatta vurguladığı gibi, ilk adım olarak, İstanbul'un yeniden dünyanın çekim merkezine dönüştürülmesidir. Bunun için de İstanbul ekonomisiyle, kültürüyle, Türk ve İslam dünyasının merkezi olmalıdır...
Editör: Ülke Postası Haber Sitesi
18 Ekim 2019 - 00:23
Türk ve İslam dünyası, Yirmi birinci yüzyılda, siyasal sınırların yerine,ekonomik sınırların geçtiğini biliyor. Dünyada siyasal sınırlar çok değişmezken, ekonomik sınırlar sürekli değişmektedir.Uzaklık ve yakınlık farkının olmadığı dünyada, her ülke ekonomik sınırlarını,ürettikleri ürünlerle,hizmetlerle ve bilgilerle,sürekli genişletebilir.Araplar bütünüyle terk etmek zorunda kaldıkları İspanya'ya,ekonomik ve kültürel zenginlikleriyle, yeniden dönebirler.
*
Yerli malarından daha çok, dünya malları üretmesini bilen Türkiye, geçen yüzyılın başında çekildiği Avrupa'ya,ürettiği ürünleriyle ve hizmetleriyle, hiçbir engelle karşılaşmadan gitmektedir. Türkiye ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan yeniden yapılanarak, bütün kurumlarıyla ve bütün uruluşlarıyla, bütün dünyayla yarışmasını öğrenmiştir. Türkiye'nin kurumları ve kuruluşları, güçlü rakipleriyle rekabette güçlük çekmemektedir.
*
Düz kare dünyadaki gelişmeler,ülkelerin devlet yapısını, bütün kurumlarıyla ve bütün kuruluşlarıyle ,sürekli yeniden yapılanmaya zorlamaktadır.Türkiye'nin devlet yapısını sürekli iyileştirmesinin,bütün bölge ülkelerine, izlenmesi gereken bir yol haritası verecektir.Bütün dünyada devlet, millet, kültür,ekonomik bağımlılık ve ekonomik bağımsızlık kavramlarının,yeni gelişmeler ışığında, yeniden yorumlanması ve yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
*
İslam dünyasında köklü bir dönüşümün yolu, Türklerin Anadolu'daki bin yıllık tarihlerinin, özü ve özeti olanİstanbul''dan açılır.Sezai Karakoç''un her fırsatta vurguladığı gibi, ilk adım olarak, İstanbul'un yeniden dünyanın çekim merkezine dönüştürülmesidir. Bunun için de İstanbul ekonomisiyle, kültürüyle, Türk ve İslam dünyasının merkezi olmalıdır.
Bakü, Taşkent, Aşkaabat,Astana,Saraybosna,Üsküp ve Beyrut Brüksel'den daha çok, İstanbul'a kulak verir.
*
İstanbul, eski Atina ve Roma gibi antik medeniyetleri değil, yaşayan bir medeniyeti temsil eder. Bu yüzden, İstanbul, Atina ve Roma gibi tükenmemiş, tüketilmiştir. Tükenen bir medeniyet yeniden hayat bulamaz. İslam gibi sağlam kaynaklara sahip bir medeniyet ise, kolaylıkla gücünü yeniden kazanır.
*
Türk ve İslam dünyasının kültür ve medeniyet merkezi İstanbul''dur. İstanbul''suz bir Türk ve İslam dünyası,dünya güçleri arasında etkisiz kalır.
*
İstanbul'la Türk, İslam ve Batı dünyası, Endülüs'te bulduğu kaynağı, yeniden keşfetme imkanına kavuşacaktır.
*
İstanbul,İslam dünyasıyla birlikte, Asya'nın En büyük yarımadası Avrupa'ya, da büyük bir dinamizm kazandıracaktır.
*
Türkiye Asya'nın en Doğusu, Avrupa'nın Batısı olarak, iki kıtanın
zenginliklerini, altın oranda harmanlayacak ülkedir.
*
Türk ve İslam dünyası tarihin her döneminde, Mesnevi ile aydınlanmış Mukaddime ile güçlenmiştir.
*
Türk ve İslam dünyası bilgi ve bilgeliğin, en büyük temsilcisi olarak, dünyanın orta kuşağını oluşturur.
*
Yerli malarından daha çok, dünya malları üretmesini bilen Türkiye, geçen yüzyılın başında çekildiği Avrupa'ya,ürettiği ürünleriyle ve hizmetleriyle, hiçbir engelle karşılaşmadan gitmektedir. Türkiye ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan yeniden yapılanarak, bütün kurumlarıyla ve bütün uruluşlarıyla, bütün dünyayla yarışmasını öğrenmiştir. Türkiye'nin kurumları ve kuruluşları, güçlü rakipleriyle rekabette güçlük çekmemektedir.
*
Düz kare dünyadaki gelişmeler,ülkelerin devlet yapısını, bütün kurumlarıyla ve bütün kuruluşlarıyle ,sürekli yeniden yapılanmaya zorlamaktadır.Türkiye'nin devlet yapısını sürekli iyileştirmesinin,bütün bölge ülkelerine, izlenmesi gereken bir yol haritası verecektir.Bütün dünyada devlet, millet, kültür,ekonomik bağımlılık ve ekonomik bağımsızlık kavramlarının,yeni gelişmeler ışığında, yeniden yorumlanması ve yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
*
İslam dünyasında köklü bir dönüşümün yolu, Türklerin Anadolu'daki bin yıllık tarihlerinin, özü ve özeti olanİstanbul''dan açılır.Sezai Karakoç''un her fırsatta vurguladığı gibi, ilk adım olarak, İstanbul'un yeniden dünyanın çekim merkezine dönüştürülmesidir. Bunun için de İstanbul ekonomisiyle, kültürüyle, Türk ve İslam dünyasının merkezi olmalıdır.
Bakü, Taşkent, Aşkaabat,Astana,Saraybosna,Üsküp ve Beyrut Brüksel'den daha çok, İstanbul'a kulak verir.
*
İstanbul, eski Atina ve Roma gibi antik medeniyetleri değil, yaşayan bir medeniyeti temsil eder. Bu yüzden, İstanbul, Atina ve Roma gibi tükenmemiş, tüketilmiştir. Tükenen bir medeniyet yeniden hayat bulamaz. İslam gibi sağlam kaynaklara sahip bir medeniyet ise, kolaylıkla gücünü yeniden kazanır.
*
Türk ve İslam dünyasının kültür ve medeniyet merkezi İstanbul''dur. İstanbul''suz bir Türk ve İslam dünyası,dünya güçleri arasında etkisiz kalır.
*
İstanbul'la Türk, İslam ve Batı dünyası, Endülüs'te bulduğu kaynağı, yeniden keşfetme imkanına kavuşacaktır.
*
İstanbul,İslam dünyasıyla birlikte, Asya'nın En büyük yarımadası Avrupa'ya, da büyük bir dinamizm kazandıracaktır.
*
Türkiye Asya'nın en Doğusu, Avrupa'nın Batısı olarak, iki kıtanın
zenginliklerini, altın oranda harmanlayacak ülkedir.
*
Türk ve İslam dünyası tarihin her döneminde, Mesnevi ile aydınlanmış Mukaddime ile güçlenmiştir.
*
Türk ve İslam dünyası bilgi ve bilgeliğin, en büyük temsilcisi olarak, dünyanın orta kuşağını oluşturur.
FACEBOOK YORUMLAR