Eğitimde İki Yüzlülük: Ciddiyet mi, Eğlence mi?

Editör: Ülke Postası Haber Sitesi
13 Şubat 2025 - 22:01
Eğitimde İki Yüzlülük: Ciddiyet mi, Eğlence mi?
İngiltere’nin en prestijli okullarından Eton College’a yaptığım ziyaret, eğitim sistemine dair çarpıcı bir gerçeği gözler önüne serdi. 1441 yılında Kral VI. Henry tarafından kurulan bu okul, yüzyıllardır ülkenin seçkinlerini yetiştiriyor. Ancak gördüklerim, yurt dışı eğitim broşürlerinde resmedilen renkli ve eğlenceli tablodan oldukça farklıydı. Okula adım attığımızda, çimenlerde gitar çalan gençler ya da özgürce koşuşturan öğrenciler yerine, askeri bir disiplinle hareket eden, teneffüslerde bile alçak sesle konuşan öğrencilerle karşılaştık. Her birinin yüzündeki ciddiyet, buranın sadece bir okul değil, adeta bir liderlik akademisi olduğunu hissettirdi.
Eton’dan sonra ziyaret ettiğimiz Abbey School’da da benzer bir atmosfer vardı. 1887 yılında kurulan bu kız lisesi, ülkenin en başarılı öğrencilerini yetiştiriyordu. Kütüphanede sessizce ders çalışan öğrenciler, okulun genelindeki disiplinli hava, eğitimin burada ne denli ciddiye alındığını gösteriyordu. Okul müdürünün, “Bu okul, Birleşik Krallığın geleceğine önemli insanlar yetiştirmek için var” sözleri, her şeyi özetliyordu.
Ancak bu tablo, yurt dışı eğitim broşürlerinde gördüğümüz “parti havası” ile tezat oluşturuyordu. Okul müdürünün de belirttiği gibi, bu broşürler genellikle yabancı öğrenciler için hazırlanıyor. Yani, dışarıdan gelen öğrencilere eğlenceli ve rahat bir ortam vaat edilirken, kendi öğrencileri için disiplinli ve ciddi bir eğitim modeli benimseniyor. Bu durum, küreselleşmenin eğitimdeki yansımasını gözler önüne seriyor: Dışarıya eğlence ihraç et, kendi elitlerini ise büyük bir ciddiyetle yetiştir.
Bu yaklaşım, aslında küresel dünyanın işleyişine dair önemli bir ipucu veriyor. Gelişmiş ülkeler, kendi geleceklerini şekillendirecek liderleri, disiplinli ve tarih bilinci yüksek bir eğitimle yetiştirirken, diğer ülkelerden gelen öğrencilere daha serbest ve eğlenceli bir ortam sunuyor. Böylece, bir yandan kendi elitlerini güçlendirirken, diğer yandan da dünyanın geri kalanını “eğlence” ile oyalıyor.
Peki, bu durum bize ne anlatıyor? Eğitim, sadece bilgi aktaran bir süreç değil, aynı zamanda bir toplumun geleceğini inşa eden bir araçtır. İngiltere’nin seçkin okulları, bu gerçeğin farkında olarak, kendi öğrencilerini geleceğin liderleri olarak yetiştiriyor. Ancak aynı ülke, yabancı öğrenciler için farklı bir model benimsiyor. Bu, eğitimin sadece bir “bilgi transferi” değil, aynı zamanda bir “kültür inşası” olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de de eğitim sistemini tartışırken, bu örneklerden ders çıkarmalıyız. Eğitim, sadece sınav başarısı ya da meslek edindirme aracı olarak görülmemeli. Toplumun geleceğini şekillendirecek, tarih bilinci yüksek, disiplinli ve vizyoner bireyler yetiştirmeyi hedeflemeliyiz. Aksi takdirde, başka ülkelerin “eğlence ihraç ettiği” bir konumda kalmaya devam ederiz.
Sonuç olarak, eğitimde ciddiyet ile eğlence arasındaki denge, bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. İngiltere’nin seçkin okulları, bu dengeyi kendi lehlerine kullanırken, bizim de kendi eğitim sistemimizi bu perspektifle yeniden düşünmemiz gerekiyor. Çünkü eğitim, sadece bugünü değil, yarını da inşa eder. Ve yarın, bugün attığımız adımlarla şekillenecek.
Rafet Ulutürk
FACEBOOK YORUMLAR