Elazığ & Malatya'da 6,8 Büyüklüğünde ''Deprem''
Elazığ ve Malatya'da 6,8 büyüklüğünde Deprem meydana geldi, Alınan bilgilere göre bir çok bina yerle bir oldu, Ölü ve yaralılar var. Kurtarma çalışmaları devam ediyor. Sağ kurtulan Depremzedelerin isim listesi...
Editör: Ülke Postası Haber Sitesi
25 Ocak 2020 - 23:25 - Güncelleme: 26 Ocak 2020 - 03:30
DEPREMDE ELAZIĞ VE MALATYA'DA ÖLENLERİN SAYISI
AFAD, Elazığ'daki depremde hayatını kaybedenlerin sayısının 29 olduğunu bildirdi. Ayrıca, AFAD, Elazığ Valiliği emrine 2 milyon lira, Malatya Valiliği emrine 2 milyon lira olmak üzere toplam 4 milyon lira acil yardım ödeneği gönderdi.ELAZIĞ VE MALATYA'DA ENKAZDAN SAĞ ÇIKARILAN KİŞİ SAYISI
Elazığ'daki deprem sonrası AFAD koordinasyonundaki müdahale faaliyetleriyle enkazdan sağ çıkarılan kişi sayısı 44’e yükseldi.ELAZIĞ VE MALATYA'DA YIKILAN VE HASAR GÖREN BİNALAR
Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada; Deprem bölgesinde 30 bina yıkıldı. 90 bina ağır hasar alırken 37 bina orta 2 bina ise hafif hasar aldı.Köşe yazarımız Binnur Günay Gündeme dair çok önemli bir makale yazdı İşte o makale
"ARTÇI" AZGINLIKLARINA DEVAM EDEN SOYTARILAR
Millet olarak (ki bu kavrama asla dahil edilemeyecek istisnalar var, vatan hainleri gibi), ne zaman sıkıntı ve buhran anlarımız olsa kenetlenmeyi biliyoruz.
Bunun en son örneğini Elazığ depreminde yaşamış olduk.
Hassasiyetlerimizi kin, öfke ve provakasyonlarla itibarsızlaştırmak ve buradan siyasi rant ve projeler geliştirmek için fırsat kolladıklarına her defasında şahit oluyoruz.
Ne idiğü belirsiz, vatansız, kansız ve haysiyetsiz bu güruhun azgınlıklarına gün geçmiyor ki bir yenisi daha eklenmesin.
Yapacağı yardımın akıbetini(!) merak eden bir CHP genel başkanı ve kraliçenin sözde fantastik imamı show peşine düşmüşler.
Kimse kimseyi kandırmasın...
Bu ülkede ayrımcılığı, kini, öfkeyi, terörizmi besleyen odaklarla sonuna kadar ayrışmamak mümkün değil!
Bombalar patlarken alkış tutanlar, teröristleri alnından öpenler bu milletin bir ferdi olup, ülkenin selameti ve huzurunu düşünebilir mi?
Bu ülkede vatana ihanetin cümle karşılığı nedir?
Kimler bu suçu işlerse derhal yargılanır, hesap sorulur?
Ayrıcalıklık kavramına hangi sıfatlar ve azınlıklar sahiptir?
İsim hakkı olarak "kurucu biziz" diyerek kendilerini öne atanlarla, tapu hakkı için canlarını feda edenler arasındaki farklılık nedir?
Bu ülkede hakkı, hukuku, adaleti isteyenlerle, çiğneyenler neden aynı güruh?
Bu azgın güruhu besleyen Siyonizmin ta kendisi...
İçimizdeki bu ur, hukuki düzlemde sökülüp atılmadıkça birlik ve beraberliğimizden hep endişe duyacağım.
Binnur Günay
Ülke Postası yazarı Firuz Türker'de Depremle ilgili bir makale kalame aldı. İşte o Makale,
DEPREM OLUNCA DEPREŞENLER.
İmamoğlu 'kanalı yapacağımıza kentsel dönüşüme ağırlık verelim' diye neresinden tutsan bir saçmalık attı ortaya, şimdi de deprem oldu ya; sanki kanal yapılmış kentsel dönüşüm ihmal edilmiş, depremi de iktidar yapmış, insanları da mağdur etmiş gibi zil takıp oynayanlar var.1. Bu ikisi birbirinin karşıtı değil. Yani kanal yapılacak diye kentsel dönüşüm durduruluyor değil. Hepsinin bütçesi ayrı, işlevi ayrı, projesi ayrı, uygulaması ayrı. Yani, karnımız açsa su içmeyelim, ekmek alalım gibi bir saçmalık bu.
2. Kentsel dönüşüm, devlet kötü inşa edilmiş evi olanın evini yıkacak, yerine yenisini yapıp verecek diye de bir şey yok. Devlet imkan hazırlar, zorlayıcı ve kolaylaştırıcı tedbirler alır, gerisi vatandaşın işi. Yoksa ne devlet bununla başa çıkabilir; hadi üç beş tane olsa tamam da, ne de o kadar işi yapmaya bütçe yeter.
3. Kentsel dönüşüm herkesin kendi sorumluluğu. Bütün apartman anlaşıyor, muhteris birisi çıkıp firmadan, diğerlerine göre daha ayrıcalıklı bir şeyler kopartmak için zorluk çıkartıyor. Hatırlıyorum, Fikirtepe'de koca ada temizlenmiş, ortada dımdızlak bir ev kalmış, sahibi direniyordu. Sonra nasıl ettilerse ikna edip sorunu çözdüler.
4. Devlet zamanında neden müsaade etti. Nedense bizde suçu hep devlete atmak diye bir alışkanlık var. İnşaatı yapan plansız projesiz yapmış. Malzemeyi eksik kullanmış. Bu da ^daha ucuz oluyor' diye konutun sahibinin işine gelmiş. Sonra; ortaya kötü bir durum çıkınca, at suçu devlete.
5.Tabi resmi kurumların da sorumluluğu var. Ama zamanında kimse bunu sorgulamamış. İskan alabilmek için kırk takla atmış. Hatta rüşvetler vermiş. Rüşvet almak suçsa, vermek de suç.
6. Devlet zamanında görevini yapmamış. Kabul. Eleştirelim. E çözüm ne olacak? İşte şimdi devlet zamanında yerine getirmediği sorumluluğu üstlenmiş, kentsel dönüşüm uygulaması başlatmış. Ayrıca, yatay mimariye geçelim diye kampanya başlatmış. Her sene uygun ödeme koşulları ve fiyatla 100.000 konut kampanyası başlatmış.
7. Bütün bu devleti suçlayanlar, her uygulamayı karalamaya çalışıyor; 'kentsel dönüşüm mü, kimlere rant sağlıyorsunuz' diye yaygara yapıyor.Her şeye takoz olup engellemeye çalışıyor. Sonra da...
8. Bütün bunları bu yobazlıkları yapanlar için yazmadım. Onların kafası gem alacak gibi değil. Bu yazdıklarımın hepsine bir kulp takacak marifet var onlarda. Bu konularda çelişkiye düşen, neyin ne olduğunu görsün diye yazdım.
FACEBOOK YORUMLAR