ERDOĞAN; GÜLEN'İ KANDIRAN İLK VE TEK ADAM...!

Hikmet Hocaoğlu / Ülke Postası
Bugün 17 Aralık çok güzel bir gün! Yok yok gerçek anlamda güzel bir gün, asrın projesinin ifşa ve dünyaya ilan günü!

Siyah ile beyazın ayrılma günü, bizden görünenlerin her birinin kimliği ile içtima günü, takip eden günlerde bilinmesi mümkün olmayan niyetlerin, fiile çıktığı, birbirine küfreden ve savaşır gibi gözüken tüm destekçilerin maskesinin yırtılması için bir milat!

Peki hafızamızı biraz zorlarsak; daha 2002'de dahi terör örgütü liderliğinden dava açılmamış mıydı Fethullah Gülen'e?

Reha Muhtar ile yaptığı meşhur röportajı ne çabuk unuttuk! Hani şu Atatürk'e methiyeler dizerken faaliyetleri hakkında raporlar tutan TSK mensuplarına diş bilediği günler...!

Peki ya Merhum Başbakan Necmettin Erbakan zamanında mahrem bir sohbetinde kendine biat etmişlere "Hakim de kiralayacaksınız, savcı da, bir lira harcayacaksınız ama bin lira kazanacaksınız! Daha erken...! Devletin her birimine nüfuz etmeden kendimizi açık etmeyelim! Bu söylediklerimi elinizdeki meyvesuyu kutuları gibi, bu kapıdan çıkarken çöpe atacaksınız! " diye tam bir terör örgütü liderine yakışır sözlerle talimatlarını sıraladığınıda mı unuttuk!?

Peki ya;
" Beceremedin bırak git!" diye kankasının (Aydın Doğan) gazetesine attırdığı manşetleri?
Peki, diğer kankasının (Süleyman Demirel) başörtüsü konusunu tırmandırıp tavşana kaç tazıya tut demesine bedel füruat fetvası ve başlarınızı açın talimatını!?

Peki Darbe zemini gerçekleştiğinde DARBENİN gelmesi kaçınılmazdır deyip, Evren'e ve 35 yıl zulmü devam edecek darbe ANAYASASINA şu necip milleti terkeden Demirel'e ve o zamanın Başbakanı Ecevit'e ve zamanının meşhur 2. Komutanı Çevik Bir'e (güya) okullarını bağışlamasını...!?

Ya Merve Kavakçı'yı başörtüsü SEBEBİYLE meclisten kovan Ecevit'e şefaat(!), bir sağdan bir soldan ASARAK dengeli katliam yapan Evren'e cennet(!) vaadettiğini...!?

Bazılarımız yaş itibariyle (bazılarına ben bile) bu hakikatlere şahit olamadık, arşivlerde yatan bu gerçekleri bilenlerin bir çoğu ise muhalif olduğu halde Akparti hükümetini vurmak için zikretmiyor
Veya bazıları gerçekten unutmuş da olabilir...!

Fakat devlet aklı öyle çalışmıyor işte... Bin türlü badireler atlatan Erdoğan, diğer tüm başbakanlar gibi o koltuğa çıkmanın bazı ruhsatlar almaktan ve bazı şer odakları ve uzantıları ile birlikte yol almaktan geçtiğini çok iyi biliyordu!...

TC tarihinde kendi döneminde anlaşamadığı tek lider olan Erbakan hocasına neler yapıldığını elbette unutmadı! Kadrolaşmış bu paralel yapıyı ıslah mümkün değildi, tasfiyesi ise ancak milletin desteği ile ve meşru yollarla olabilirdi!

Şimdiye kadar tarih her liderin ve onu o koltuğa taşıyanların takiyesine MİLLETİ muhatap ettiğine şahit oldu. Ne zaman biri İKTİDARDA iken bile bu paralel oluşuma MUHALİF bir ses çıkarıp başını kaldırsa (Menderes, Özal, Erbakan vs.) ya susturuldu, ya suikast yapıldı veya alenen idam edildi!...

Peki bunların hepsi Erdoğan için denenmedi mi...!?
Neden çığ gibi bir destekle girişilen her darbe veya suikast teşebbüsünde pusmak yerine daha da büyüdü ve güçlendi!?

Gelelim başlıktaki ifadeye...

E geldik ya!

45 yıldır feto kanadı ile bariz bilinen fakat yüzyıldan fazladır topraklarımızda hükmeden paralel başlıklı siyonist oluşum, değişik maskelerle hep bize takiye yaptı ve bizi kandırdı!

İlk defa halkın gücünü arkasına alana kadar birisi (Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan) onlara takiye yaptı ve kandırdı!...

Siyaseti hep dinsizliğe alet edenleri de karşısına alıp, 17 Aralık ta bir avuç insanla kalmayı göze alarak, 18 defa canına kastedilmesini, ailesinin mahremine girilmesini, ümmet diye sahiplendiği her yetim komşusunda yangınlar çıkarılmasını göze alarak!

Bu bahiste kitaplar yazılsa dahi hakkıdır...
Büyüklerimiz ne demiş ;
Dostuna yakın ol, düşmanına daha yakın...!
E tarih canlı canlı yazıyor ya zaten...

Hikmet Hocaoğlu / Ülke Postası