ERGENEKON DAVASINDA" FETÖCÜ SANIK HÜSNÜ ÇALMUK, SORULARA CEVAP VERMEDİ.

ERGENEKON DAVASINDA" FETÖCÜ SANIK HÜSNÜ ÇALMUK, SORULARA CEVAP VERMEDİ.
28 Mart 2024 - 02:27 - Güncelleme: 03 Nisan 2024 - 03:19
T.C
YARGITAY 8. DAİRESİ (İLK DERECE)
MAHKEME BAŞKANLIĞINA
Dosya No: 2018/7 Esas
Müşteki: Mustafa Dönmez. Adres ve telefon Mernis’de kayıtlıdır. 
AÇIKLAMALAR VE TALEP
 
20 Ekim 2008’ de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü iftira Davası 5 Ağustos 2013’ te sona ermiştir. Gerekçeli kararlarında önsöz bölümüne şöyle yazmışlardır.
‘’Bu yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü özelliği taşıdığı, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo/Kontrgerilla yapılanmasına karşılık geldiği ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu sonucuna varılmıştır. Toplumda geçmişten bu yana Ergenekon ismi dahil değişik isimlerle bilinen, kabul edilen ve eylemleri şikayet edilen “derin devlet yapılanması” hakkında ilk kez bir yargı kararı verilmiştir.’’ Denmiştir. 
Gerekçeli kararların tamamı 16798 sayfadır ve Mustafa Dönmez olarak

387 kez bahsedilmiştir. Hakkımda basında 300 binin üzerinde yalan haber yapılmıştır. Onlarca dava açılmıştır. Suçlama getirdikleri kişiler hakkında en fazla suçlama getirdikleri şahsımdır.
Her ülkenin gizli servislerinin kendine özgü karakteristik özellikleri vardır. İngilizler; kandırma ve yemleme usullerini kullanırlar. Almanlar; Şiddet ve hile. İsrail ve Amerika istihbarat servisleri ise ‘tehdit, şantaj, yansıtma ve imha’ (CIA ve MOSAD Projeksiyon’ yani yansıtma denilen psikolojik mekanizmayı önyargı ve gerçek dışı imaj üretmekte kullanırlar. Projeksiyon, kendileri tarafından yapılan kurgu içinde ki kötülükleri, hedef seçilen grup (örgüt) veya kişilerin üzerine yansıtırlar/atarlar. Amaç; hedef alınan kişiler insanlıktan çıkartılarak her türlü kötü muameleyi hak eder hale getirilmesidir. Buna karşın yansıtmayı yapan grup iyi, güzel, akıllı, dürüst vb. olurlar.
Şu an karşınızda sanık olarak bulunanlar CIA hizmet erleridir. Bu ağır söylem somut kanıtlara nesnel verilere dayanıyor. Bu kanıtlar yazılı ve görsel kayıtlar halindedir. Şahsıma kumpas kuranlar her yönüyle ortaya çıkmıştır. CIA istihbarat kaleminden çıkmış metinleri karar olarak kullanmışlardır. Yalanı gerçek gibi kullanarak yurtsever insanlara iftira atmışlardır. 
Mahkeme sürecinde heyet değişimi yapılmıştır. Mahkemenin dava dosyası an itibariyle 2 tele baytı aşmıştır. Milyonlarca sayfa belgenin ve verinin tam olarak incelenmesi hayatın olağan akışına terstir. Bu nedenle salt gerçekleri aradığını düşündüğüm mahkemenizden, bizleri yani masum insanları sanık yapıp yargılayan kişilerin, anayasal suçlar işlemeleri yanında TCK’da suç sayılan başka fiilleri de işlediklerini somut belgelerle göstermek için uygun göreceğiniz bir zamanda sizlere bilgisayar düzeneğinde sunum yapmak istiyorum.  
Yargıtay bu konuda kesin kararını vermiş ayrıca ‘Ergenekon’ diye bir örgüt olmadığı, masum kişilere iftira atıldığı gerekçesiyle sanık yapılanlara ayrıca tazminat verilmesini hükmetmiştir. 
1.Bu nedenle heyetinizin uygun göreceği bir zamanda şahsıma bir saatlik sunum yapmama izin verilmesini talep ediyorum.
2. Dosyanızda sanık olan kişiler anayasal katalog suçları işledikleri için kaçma ve saklanma şüpheleri vardır. Karar açıklanana kadar tüm sanıkların tutuklanmalarını talep ediyorum. Çünkü bu olay adeta Türkiye’de rutin hal almıştır. Karar yaklaştığında her yerde gizli haberleşme ağı olan adeta casusluk şebekesi gibi hareket eden FETÖ elemanları bir şekilde yurtdışına çıkmaktadırlar. 
3. Görülmekte olan davanın geldiği son durum dikkate alarak heyetin uygun görmesi durumunda sanıklara şu soruların yöneltilmesini talep ediyorum.
a. Hasan Hüseyin Özese; Silivri mahkemesi başkanlığından benim ikamet ettiğim yer olan Sakarya Asliye hukuk mahkemesine görevlendirildiğinde odasında yaptığım görüşme esnasında (Odasında 4 kişiydik ikimiz dışında iki kişi de şahittir) Yaptıkları hukuk dışı uygulamaları tek tek sıraladığımda başımıza gelen telafisi mümkün olmayan fenalıkların sonuçlarını sıralarken kendisi ‘’olanlardan dolayı çok üzgünüm ancak bize talimat verildi’’ demişti. Bu talimatı kendilerine kimin veya kimler tarafından verildiğinin sorulmasını,
b. Hüsnü Çalmuk Naip hakim olarak şahsıma yamanan suç delili üzerinde bulunan adli mühürü delil değerlendirme safhasında neden yok ettiğini, daha önce suça karışmış kişilerin ceza aldığını gösteren adli mühür’ün hangi emanet dolabından alınarak şahsıma yamandığını, mahkemenize 4 yıl önce vermiş olduğum dilekçede ki iddialarıma cevap vermesini.
c. M.Ali Pekgüzel ve naip hakim olarak görev yaptığı dönemde gizli tanıkların yanında duran

Hüsnü Çalmuk’a; Gizli tanık olarak şahsımın karşısına çıkardığı ve şahsımı istihbaratçı olarak sınırlar içinde ve dışında faaliyetler gösterdiğimi ve suç işlediğimi öne süren gerçekte yalancı tanık olan kod adı ‘İlk Adım’ kişiyle herhangi bir ilişkisi olup olmadığının varsa nereden olduğunun sorulmasını.
d. Tüm sanıklara; Yargılama sırasında şahsıma 342 sayfalık klasör içinde dinleme tapeleri sunarak bu konuşmalar senin mi? Diye sormuşlardı. İçinde devletimiz için gizli kalması gereken kritik bilgiler vardı. Tamamı resmi görüşme olan konuşma tapeleri zaman dilimine bakıldığında 2002- 2005 yıllarına ait olduğu yani bana suçlama getirilmeden yıllar önce dinlenildiği görülmektedir. Devletin Kriptolu telefonu üstelik dinleme kararı olmadan veya hakkımda herhangi bir suçlamanın emaresi yokken bu gizli telefon konuşma dinlemelerini hangi kurumdan veya hangi istihbarat örgütünden alındığının sorulmasını.
e. Tüm sanıklara; Herhangi bir istihbarat örgütü veya mensupları ile ilgili ilişkileri olup olmadığının ve Amerikalı ve İsrail uyruklu kişilerle herhangi bir yerde temaslarının ve görüşmelerinin olup olmadığının sorulmasını, 
f. Tüm sanıklara; Zir Vadisinde bulunduğu ve şahsım tarafından gömüldüğü iddia edilen mühimmata sarılı ve üzerinde 12 Ocak 2009 tarihli (ben o tarihte cezaevinde idim) Taraf gazetesini ne yapıldığının? Kamera görüntülerinde var olan gazetelerin akıbetinin sorulmasını,
g. Tüm sanıklara; Zir Vadisinde ve diğer yerlerde bulunduğu iddia edilen suç malzemeleri üzerinde parmak ve avuç izleri bulundu? O parmak ve avuç içi izleri oraya koyan istihbarat görevinde çalışan memurların olduğu ortaya çıktı. Bu konuda soruşturma ve kovuşturma safhasında neden üzerinde durulmadığının sorulmasına. Ayrıca tüm bunlar biliniyorken ve bulunan parmak ve avuç içi izinin şahsıma ait olmadığının kriminal raporu çıkmasına rağmen bunu Genelkurmay askeri mahkemesinin istemesine ve kendilerine onlarca tekit yazısı yazılmasına karşın bir seneye yakın neden cevap verilmediğinin sorulmasını. (Hakkımda suç şüphesi yaratılarak kurumlardan ilişiğimin kesilmesini sağlamak maksatlıdır) Arz ve talep ederim. 
h. Tüm sanıklara; ‘Ergenekon’ davası, ‘devletin yeniden yapılandırılması’ adlı belge dayanak yapılmıştır. Bu belgenin aslı bulunamamışken iddianameyi kabul etmişlerdir. O raporun altında ki isim de karalanmıştır. Bu belgenin aslı ve karalanan isim kimdir? Sorusunun sorulmasına.
Bu sorular sorulduğunda bu davanın seyri değişeceğine, Türk Milletine ve Devletine ihanet eden bir hükûmet veya şirketin hizmetinde olan ya da bağımsız olarak faaliyet gösteren bir kişi ya da bir casus ağı (iş birliği yapan bir casus grubu) tarafından gerçekleştirilen yargı ayağı olarak faaliyet yürüttükleri kısa bir anlatımla casusluk yapıldığı görülecektir. Arz ve talep ederim dedi.    
              Mustafa Dönmez

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum