ES-SELÂM CELLE CELÂLÜHÛ?

Kendisi her türlü eksiklikten, arız ve hadiselerden salim olup, kullarını da her türlü tehlikeden, kötülükten, meşakkât, minnet, kusur ve afetten kurtarıp selâmete çıkaran, cennetteki bahtiyar kullarına selâm eden…
Efendimiz (S.A.V.) her namazdan sonra: “Allahümme ente’s-selâm ve minke’s-selâm.. Allahım! Sen’sin Selâm ve Sen’dendir Selâmet..” buyurmuştur.. Bu mübarek isim Kuddûs ismine yakın bir mânâ taşımakta ise de Kuddûs ismi, hem geçmiş hem de şimdiki zamana bakarken, Selâm ismi daha ziyade istikbâle bakar…
Hayatta bazen öyle hadiseler olur ki, bu hadiseler karşısında insan müthiş bir fırtınaya tutulmuş gemi gibi ızdırab dalgaları arasında çalkalanır durur. Geminin kaptanı olduğu gibi vücudun kaptanı da akıl ve ilimdir. Fakat onu destekleyecek olan kuvvet de imandır. İman muvazene temin eder. Muvazene de selâmete çıkaracak bir sebeb olur. İman yoksa muvazene de yoktur. Muvazene olmayınca selâmete çıkar bir yol da yok demektir.. Asıl gaye; selâmet yurdu diye adlandırılan cennete varmaktır. Çünkü cennette bulunanlar, her türlü hoşnutsuzluktan uzak, esenlik ve selâmet içinde ebedî bir hayat süreceklerdir…
O SELÂMET KAPISI, YÜCELER YÜCESİ ALLAH (C.C.), MÜMİN KULLARININ DÜNYA HAYATINDA DA BİRBİRLERİYLE KARŞILAŞTIKLARINDA SELÂMLAŞMALARINI EMREDER. İŞTE BU İKİ MÜMİNİN BİRBİRİ İÇİN EDEBİLECEĞİ EN BÜYÜK DUADIR…
“Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salâvat getirirler. Ey Müminler! Siz de ona salâvat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin..” (Ahzâb/56)..
Dünyada yarattıklarının sahib olduğu her türlü selâmet, huzur ve güven Allah’tan geldiği gibi ahirette de cennetteki mümin kullarına selâm edecektir.. “Onlara merhametli Râbb’in söylediği selâm vardır..” (Yâsin/58)..
SEN, EY SELÂM OLAN ALLAHIM! BU DÜNYAYI ES-SELÂM İSMİNİN TECELLİLERİ İLE YAŞAMAYI; BİZLERLE KARŞILAŞAN HER İNSANA SELÂMETİ SUNMAYI; MAHŞER YOLCULUĞUNA SELÂMETLE ÇIKMAYI VE DAR’ÜS-SELÂM’DA KONAKLAMAYI NASİB EYLE BİZLERE…
Rabbim mahçup etmesin… Yoldaki Doksan Dokuz Anahtar”