ES-SEMÎ' CELLE CELÂLÜHÛ?
Kâinattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin duyan, gizliyi/fısıltıyı bile işiten, iyi duyan…
Kâinattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin duyan, gizliyi/fısıltıyı bile işiten, iyi duyan…
Allah-û Teâlâ; yüreklerimizdeki sözleri, ellerimizin hafif dokunmasından husule gelen sesleri.. işitir. Mesafeler, O’nun işitmesine perde olamaz. Kâinatın her noktasında işitilmek şânından olan her şeyi işitir. Birini işitmesi, ötekilerini işitmesine engel olamaz. Her hadiseyi aynı derece açık olarak işitir. Allah’ın işitmesinde uzaklık, yakınlık, gizlilik, açıklık fark etmez…
O (C.C.), en gizli fısıltıları ve dilden dökülen yalvarışları duyar. Mazlumların, darda kalmışların, yakaranların niyazlarına cevap verir. Ezelden ebede kadar Kendisine yöneltilmiş ne kadar övgüler, şükürler, dualar varsa hepsini duyar, mükâfatlandırır.. Güzel sesleri yaratmakla kalmayıp, bunları duymak için sayısız canlılara, işitme duyusu ve yeteneğini veren Allah (C.C.)’dır O…
İnsanlardaki işitme sıfatı, Allah’ın işitmesine benzemez ve bir çok şarta bağlıdır. İşitme cihazı dediğimiz kulaktaki bir takım teşkilat, hava gibi şartlardan birine isabet edecek sakatlık; işitme sıfatını hemen yok eder. Tüm bu şartlar tamam olduğunda ancak belli bir mesafe içindeki sesleri/sözleri işitirler; onun dışındakileri değil.. Eğer biz canlı varlıklarda bu kadarcık olsun işitme sıfatı bulunmasaydı ve Allah Kendi kemâl sıfatını bize sezdirmek için bizde bu sıfatın izlerini, nişanlarını yaratmış olmasaydı; bu ilâhî sıfat bize kapalı ve bizce bilinmez kalırdı…
Her şeyin akord edilmesi gerektiği gibi, en başta DİLLERİMİZİN AKORD EDİLMESİ GEREKİR.. Sevdiklerimize, dostlarımıza söyleyeceğimiz kelimeleri en ince gönül eleğinden eleyerek söylemeliyiz. Çünkü dostlarımız, o sözleri duymadan, ES-SEMÎ2 OLAN RABBİMİZ İŞİTMEKTEDİR…
Toprakta çatlayan tohumun, embriyoda bölünen hücrelerin, damarlarda akan kanın, karanlıkta sürünen minicik hayvancıkların, mikroskop altındaki virüsün çıkardığı sesleri duyamazken; makro âlemdeki seslere de kapalıdır kulaklarımız.. Ama O Yüce Yaradan; her sesi işitmekte, yarattığı tüm âlemi emrine verdiği, halifesi kıldığı kulunun da her sözünü kayda geçirmektedir… HER İNSANIN SES DALGASI, PARMAK İZİ GİBİ KENDİSİNE ÖZGÜ OLUP, BUGÜNÜN İLMÎ SES DALGALARININ KAYBOLMAYIP, ATMOSFERDE MUHAFAZA EDİLDİĞİNİ GÖSTERMİŞTİR…
KULUNU ASALA YALNIZ BIRAKMAYAN, ONA DOĞRU YOLU GÖSTERİP, NEFSİNİN KENDİSİNE FISILDADIKLARINI DAHÎ BİLEREK, KENDİSİNİ VEKİL EDİNEN KULUN, NEFSİNİN, ŞEYTANIN VE ŞEYTAN HÜKMÜNDEKİ İNSANLARIN DÜRTÜ VE VESVESELERİNDEN KORUYANDIR O (C.C.)!
Sevgisi ile sarmaladığı kulunun, o muhteşem dizaynlı işitme organını, Kendisini dinlemede kullanmasını öğretendir O (C.C.)! O Semî’ olan Allah, insanı ancak güzeli, doğruyu, hakkı duymak, dinlemek ve yaşamakla, mutlu olacak şekilde yaratmıştır. Her nimetin şükrü, o nimeti yaradılış hikmeti doğrultusunda kullanmakla yerine getirilir. İşitme nimetinin şükrü de, o Hâkk kelâma kulak vermekle edâ edilir…
YÂ SEMÎ’ OLAN RABBİM! SEN; GÜNAHLARIN, EKSİKLİK VE YANLIŞLIKLARIN ISSIZ BİR ÇÖLE ÇEVİRDİĞİ GÖNÜL DÜNYAMI, RAHMET ESİNTİLERİNLE, SADECE SANA YÖNELEN YAAKARIŞLARIMI İŞİTEREK GÜL BAHÇESİNE ÇEVİR…
EY RABBİM! BENİ, SANA DAVET EDEN O MUHTEŞEM REHBERİN MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)’İN SESİNİ, ASIRLAR ÖTESİNDEN GÖNÜL KULAĞIYLA DUYARAK, GÜL NEBÎ’NİN DAVETİNE İCABET EDENLERDEN EYLE…
BENİ, SEMÎ’ İSMİNİN TECELLİSİ İLE YALNIZ; O EN GÜZEL SÖZÜ DİNLEYEN, O EN GÜZEL SESE, O EN GÜZEL SÖZE KULAK VERİP, YALNIZ GÜZEL SÖZ SÖYLEYENLERDEN VE RIZÂN DOĞRULTUSUNDA YAŞAYANLARDAN EYLE ALLAHIM…
Rabbim mahçup etmesin… Yoldaki Doksan Dokuz Anahtar”
FACEBOOK YORUMLAR