HANGİ DİKTATÖRLÜK?

Özel Haber / Gündüz Demirhan / Ülke Postası

Doğrudan konuya gireceğim...

Diyorlar ki, bizzat bana yazarak dediler ki:
"Bir damadı bakan, diğer damadına da devlet parası ile uçak yaptırıyor...
Diktatörlük işte..."

Evet, sonuna kadar doğru.

Burada yanlış olan ne var? Şu... Algı. Öyle bir algı ki...Sanki liyakat sahibi olmayan biri bakan ve çarçur edilen devlet parası söz konusu.

Savunmak belki bana düşmez ama her iki damadı da bir çoklarından çok yakın olarak tanıdım. Özel sorular sordum. Kendi çapımca, tarttım... Bir defa da değil... Platformumuz bünyesinde, defalarca bir arada olduk, konuştuk... Bilenler biliyor.

Berat Albayrak...

2015 yılından bu yana bakan. Üç yılda tüm zamanların en başarılı bakanı. Her ilde doğalgaz, TANAP ve bakanlık bünyesinde neredeyse sıfırlanmaya başlanan yolsuzluk iddiaları... Bence sadece bunlar yeter.

Bunların hepsini geçtim. Sadık Albayrak gibi bir üstadın oğlu ve o babanın tedrisatından geçerken gerekli terbiyeyi aldığını her haliyle belli eden mütevazi bir beyefendi.

Kahvaltı programımızda konuşma yaparken en ön masadaydım. Terbiyesizlik yaptım. Rakamsal bir müdahale, ilave ile sözünü kestim. 30 civarında profesör, 5 veya 6 milletvekili, iki vali ve bir sürü bürokrat olan bir topluluk söz konusu idi. Daha sonra ikili konuşma olarak, o bana sordu... Kim ne derse desin, tanıdığım en dolu devlet adamı...

Onlarca profesör ve devlet adamı bürokratın olduğu onlarca sempozyum ve programda bulundum. Çoğu kişi sadece doktorası ve uzmanlığu konusunda konuşabiliyor. Harici konulara çıkınca, çoğunun çocuksu fikirlerle dolu olduklarını gördüm.

Berat Beyin iki ayrı yurtdışı yüksek lisansı var. Enerji kaynaklarının finansmanı konusunda doktorası ve uygulamalı tecrübesi var...

Allah aşkına... Bu ülkede ne geri zekalılar enerji bakanlığı yaptı. Şimdi bu bakanlık liyakatta eşitler arasından en güvenilir olana emanettir.

Benim içim rahat, siz de müsterih olun.

Selçuk Bayraktar...

Devletin parası ile uçak yaptırtılan damat... Devlet parası. Uçak. Lan oğlum, kızım... Uçak uçak... İnsaf ki insaf.

Ama daha ötesi de var. Bir kaç defa paylaşmıştım. Devlet parası ile değil işte...

Selçuk Bey 2007 yılında Türkiye'ye döndü.
Onun öncesinde... İki yüksek lisansı var. Amerikanın en prestijli teknoloji üniversitesinin tarihinde en yüksek ikinci tez puanına sahip... Konu insansız teknolojiler... Aldığı puan bugün piyasada teknoloji konusunda dahi kabul edilen bir çoklarının hayal bile edemediği bir yükseklikte...

Türkiye'ye gelince çalışmalarını genelkurmay başkanlığına sunuyor. Defalarca ve ısrarla...

"Ben bu konuda hizmet için eğitim gördüm. Orada yaptık. Burada da yaparım. Önce güldüler ve inanmadılar."

Çünkü, o kadar mütevazi bir kişilik ki... Bu mu? Yok ya... Hadisene sen... Durum bu.

Saldıray Berk Paşa önünü açıyor. Paşa üstelik o sıralar Ergenekon'dan yargılanmakta. Şırnak'ta benim. bizim tank top eşliğinde gezdiğimiz dağlarda, bilimsel çalışmalar yapıyor. İHA test ediyor. Gabar, Kato ve Cudi dağını dolaşıyor. Belgesel tarzı çektikleri de var. İzledim.

Dünyanın İHA üzerinden atlayan askeri görüntüleri var. Bir gün yayınlar, herkes izler... Komik değil sadece... Azim ve çalışma ayrıca göz yaşartıyor.

2014 yılı sonları... O günleri Selçuk Bey bizzat şöyle anlatıyor:

"Teknolojide sıçrama yapmamız şart. Ama, bürokrasiye ne gönderirsek ya proje bir yıl bekliyor, ya da bütçe. Bu arada, çalışmamız belli ülkelerde, kopya kopya ortaya çıkıyor. 
En son Saldıray Paşaya çıktım. Bürokrasiden habersiz yapalım, dedim. 4 ay... Devletten finansman ve destek almadan, Diyarbakır Askeri Havaalanı hangarında, kişisel imkanlarla çalıştık. Kişisel imkan... Ve başardık. Dünyanın en iyi silahlı insansız hava aracı...Bürokrasiye haber verdik. Bürokrasiye haber verince Hintliler geldi bana... Milyon dolar değil, milyar dolar... Sadece teknoloji paylaşımına bir milyar dolara yakın para teklif ettiler.
Tüm hakları devlete teslim edeceğimi söyledim.
Devlete bir buçuk milyar dolar ortaklık teklifi yapıldı..."

Yersen, devlet parası ile uçak yaptırılan damat... Yersen, bu kadar mütevazi bir dahi mi olur?

Bir bürokrat büyüğüm (platform başkanımız Hamza Cebeci) şu sözü söylerken duygulanmış ve ağlamaklı olmuştu.

"Bugün asrın üç mücahidini sayın deseler, ilk üçte hiç düşünmeden sayacağım ilk kişidir."

Askeri operasyonel gücümüzün, dünyanın en üst seviyelerinden biri olduğuna inanmayan varsa, ABD'nin bize gizli tekliflerine ve önümüzdeki günlerde açıklanacak ilişkilere dikkat kesilsin, derim. Teknolojik mimarı kim?

Evet... Bu konuda bildiklerimi paylaştım. Şimdi siz de biliyorsunuz. Ve şimdi bu durumda iftira atan çapsızlara niye kızıp kendimi kaybettiğimi umuyorum anlarsınız. Biliyorum ve inanıyorum ki "şerefsiz fahişe" diye seslendiklerim bunu fazlası ile hak ettiler...

Ben varoş insanıyım. Bu ortamlarda bu insanlarla olduğum gibi biri olmasam muhatap olabilir miydim? Bilemiyorum.

Durum bu.
Selam ve dua ile.

Özel Haber / Gündüz Demirhan / Ülke Postası