İkinci Arap Baharı Başladı Hedef Türkiye mi?
Birinci Arap Baharı 17 Aralık 2010 yılında Tunus’ta bir gencin kendini yakmasının ardından tüm Tunus halkının giriştiği eylemle beraber Arap dünyasına gelen bunalım dönemidir
11 Kasım 2017 - 15:39
Birinci Arap Baharı 17 Aralık 2010 yılında Tunus’ta bir gencin kendini yakmasının ardından tüm Tunus halkının giriştiği eylemle beraber Arap dünyasına gelen bunalım dönemidir. Yapılan protesto sonucu birçok Arap ülkesi, Tunus’tan etkilenip özgürlük için savaşmıştı. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Ürdün, Yemen gibi ülkeler Arap baharından etkilenen ülkelerdir.
17 Aralık 2010’da Tunus’ta yaşanan olay, birçok Arap ülkesinde yaşanan haksızlıkları, adaletsizlikleri bir nebze de olsa ortadan kaldırdı. Perdenin arkasında BM ve NATO yer almaktaydı. Arap ülkelerindeki bazı yöneticiler ABD, FRANSA, ALMANYA, İSRAİL gibi devletlerin istekleri üzerine halkına zulüm etme yoluna gittiler...
Mühendislik mezunu olan Muhammed Buazizi işsizlik sebebiyle okuduğu mesleği icra edemediği için, seyyar satıcılık yapıp sebze ve meyve satmaya başladı. 17 Aralık 2010 günü satış yaptığı esnada Buazizi’nin yanına bir zabıta memuru geldi ve ona ruhsatsız iş yapamayacağını söyledi. Aralarında tartışma başladı ve zabıta memuru Buazzi’ye hakaret ettikten sonra tokat attı. Bu olayı sindiremeyen Buazizi, protesto için valiliğin önünde kendini yaktı. Bu olay birçok Arap ülkesinde isyanların çıkmasının önünü açtı.
Arap ülkelerindeki birçok yönetici ABD, FRANSA, ALMANYA, İSRAİL gibi devletlerin istekleri üzerine halkla karşı karşı geldiler ve olaylarda ağır silahlar kullanıldı. Ağır silahların kullanılması üzerine birçok Arap ülkesinde sivil direnişçi gruplar kurulmaya başladı. Peki yukarıda bahsi geçen şeref mağduru Avrupa devletleri neden yöneticiler ile halkı karşı karşıya getirmek istediler?
Bunların amacı halkı bölgeden uzaklaştırıp petrol kaynaklarına sahip olmaktı. Ancak halk canı bahasına buna müsaade etmedi. Direnişin başını çeken Tunus direnişi ve isyanları birçok Arap ülkesini etkiledi. (TUNUS, FAS, MISIR, SURİYE) yaşanan olaylarda yaklaşık 1 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti ve yaklaşık 6 milyon insanında göç etmesine neden oldu. Bunu fırsat bilen ABD, RUSYA, İSRAİL 2010 yılından beri Müslümanların üstünden savaş uçaklarını indirmediler. Yukarıda bahsi geçen şeref yoksunu devletler iki de bir Barış sağlayalım diyorlar ne yazık ki buna da hala inananlar var. Bunların barış dedikleri Müslüman ülkelerini kendi aralarında paylaşma projesidir.
NOT: Şu bir gerçek ki 624 yıl dünyaya adaleti, barışı ve huzuru sağlayan OSMANLI İMPARATORU reklam arasına girdiği günden beri Müslüman ülkeleri gözlerini bir türlü açamadılar...
Ortadoğu'da sağlam bir şekilde ayakları üzerinde kalan tek ülke olan Türkiye'ye diz çöktürtmek isteyen ABD, ALMANYA, İNGİLTERE, FRANSA, İSRAİL vb. şeref mağduru devletler ikinci Arap baharını başladılar. Hizbullah lideri Nasrallah, istifasını kabul etmedikleri Hariri'nin Suudi Arabistan'da ev hapsinde tutulduğunu söyledi. Nasrallah'a göre, Suudi Arabistan Lübnan ve Hizbullah'a savaş açtı. Bölgede tansiyonu bir anda yükselten açıklamaları Al Jazeera gibi televizyonlar yayınlarını keserek verdi. Almanya ve Fransa, Lübnan Başbakanı Hariri'nin Suudi Arabistan'da gözaltında tutulduğunu gösteren herhangi bir kanıt olmadığını açıkladı ancak Beyrut'ta endişeler dinmiş değil.
Bu olayın fitili çekildi, günden güne artış olacaktır. Yani anlayacağımız son HAÇLI ve MÜSLÜMAN'ların savaşı başladı ancak Müslümanlar hala tepkisiz... Müslümanlar ya net bir şekilde dimdik duracaklar, SON HAÇLI ve MÜSLÜMAN'LARIN savaşını ciddiye alacaklar ya da sessizce kanlarında boğulup yok olacaklardır...
Araştırmacı Yazar Özkan ORUN / Ülke Postası
17 Aralık 2010’da Tunus’ta yaşanan olay, birçok Arap ülkesinde yaşanan haksızlıkları, adaletsizlikleri bir nebze de olsa ortadan kaldırdı. Perdenin arkasında BM ve NATO yer almaktaydı. Arap ülkelerindeki bazı yöneticiler ABD, FRANSA, ALMANYA, İSRAİL gibi devletlerin istekleri üzerine halkına zulüm etme yoluna gittiler...
Mühendislik mezunu olan Muhammed Buazizi işsizlik sebebiyle okuduğu mesleği icra edemediği için, seyyar satıcılık yapıp sebze ve meyve satmaya başladı. 17 Aralık 2010 günü satış yaptığı esnada Buazizi’nin yanına bir zabıta memuru geldi ve ona ruhsatsız iş yapamayacağını söyledi. Aralarında tartışma başladı ve zabıta memuru Buazzi’ye hakaret ettikten sonra tokat attı. Bu olayı sindiremeyen Buazizi, protesto için valiliğin önünde kendini yaktı. Bu olay birçok Arap ülkesinde isyanların çıkmasının önünü açtı.
Arap ülkelerindeki birçok yönetici ABD, FRANSA, ALMANYA, İSRAİL gibi devletlerin istekleri üzerine halkla karşı karşı geldiler ve olaylarda ağır silahlar kullanıldı. Ağır silahların kullanılması üzerine birçok Arap ülkesinde sivil direnişçi gruplar kurulmaya başladı. Peki yukarıda bahsi geçen şeref mağduru Avrupa devletleri neden yöneticiler ile halkı karşı karşıya getirmek istediler?
Bunların amacı halkı bölgeden uzaklaştırıp petrol kaynaklarına sahip olmaktı. Ancak halk canı bahasına buna müsaade etmedi. Direnişin başını çeken Tunus direnişi ve isyanları birçok Arap ülkesini etkiledi. (TUNUS, FAS, MISIR, SURİYE) yaşanan olaylarda yaklaşık 1 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti ve yaklaşık 6 milyon insanında göç etmesine neden oldu. Bunu fırsat bilen ABD, RUSYA, İSRAİL 2010 yılından beri Müslümanların üstünden savaş uçaklarını indirmediler. Yukarıda bahsi geçen şeref yoksunu devletler iki de bir Barış sağlayalım diyorlar ne yazık ki buna da hala inananlar var. Bunların barış dedikleri Müslüman ülkelerini kendi aralarında paylaşma projesidir.
NOT: Şu bir gerçek ki 624 yıl dünyaya adaleti, barışı ve huzuru sağlayan OSMANLI İMPARATORU reklam arasına girdiği günden beri Müslüman ülkeleri gözlerini bir türlü açamadılar...
Ortadoğu'da sağlam bir şekilde ayakları üzerinde kalan tek ülke olan Türkiye'ye diz çöktürtmek isteyen ABD, ALMANYA, İNGİLTERE, FRANSA, İSRAİL vb. şeref mağduru devletler ikinci Arap baharını başladılar. Hizbullah lideri Nasrallah, istifasını kabul etmedikleri Hariri'nin Suudi Arabistan'da ev hapsinde tutulduğunu söyledi. Nasrallah'a göre, Suudi Arabistan Lübnan ve Hizbullah'a savaş açtı. Bölgede tansiyonu bir anda yükselten açıklamaları Al Jazeera gibi televizyonlar yayınlarını keserek verdi. Almanya ve Fransa, Lübnan Başbakanı Hariri'nin Suudi Arabistan'da gözaltında tutulduğunu gösteren herhangi bir kanıt olmadığını açıkladı ancak Beyrut'ta endişeler dinmiş değil.
Bu olayın fitili çekildi, günden güne artış olacaktır. Yani anlayacağımız son HAÇLI ve MÜSLÜMAN'ların savaşı başladı ancak Müslümanlar hala tepkisiz... Müslümanlar ya net bir şekilde dimdik duracaklar, SON HAÇLI ve MÜSLÜMAN'LARIN savaşını ciddiye alacaklar ya da sessizce kanlarında boğulup yok olacaklardır...
Araştırmacı Yazar Özkan ORUN / Ülke Postası
FACEBOOK YORUMLAR