Riyayı Din yapan Esaret tüccarları?
Bu tür oluşumların üzerine söylenecek söz elbette çok fazladır. Bunlar, hemen her devirde yaşanmış ve İslam, zaman zaman böyle bir kirli ambalaja bulaştırılarak bugünlere taşınmak istenmiştir...
Editör: Ülke Postası Haber Sitesi
07 Eylül 2020 - 23:26
28 Şubat Darbe girişiminde, farklı kılık ve tavırlarda Tarikat liderleri üretildi. Zikir yönetirken telefonla konuşmaları ekranlara yansıtıldı. Kadın istismar görüntüleri alenen teşhir edildi. Bu adamlardan birisi, daha sonra uyuşturucu hap imalinde yakalandı ve cezaevine girdi.
Vicdanımızı yaralayacak örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bunlar, insanların inanç açlıklarını istismar eden örneklerdir.
Bu tür oluşumların üzerine söylenecek söz elbette çok fazladır. Bunlar, hemen her devirde yaşanmış ve İslam, zaman zaman böyle bir kirli ambalaja bulaştırılarak bugünlere taşınmak istenmiştir. Biz, bundan 7 asır önce de durumun bundan farklı olmadığının en çarpıcı örneğini merhum ve mağfur Yunus Emre şiirlerine yansımış olarak görürüz.
Sofuyum halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim marifet söyler, gönlüm hiç kabul etmez
‘Elimde tespihimle halk arasında sofu görünürüm. Çünkü dilimle marifetullahın aşkı gibi görünürüm ama gönlümde bunların hiç birisine yer yoktur!’
Yani, şairimiz bize samimiyetsiz bir riya tipini teşhir etmektedir. Bu, tip günümüzde sıkça gördüğümüz öneklerden birisi değildir. Asırlar öncesinde de demek ki bu böyleymiş.
Yunus, aslında böyle birisi değildir. Bize kendini bu tür insanların rol modeli olarak gösterir. Anlattığı tiplerin gerçekliğini herhangi bir isme yaslamaması, her asırda aynı piyonların olabileceğine işaret içindir. Onun bu şiirin devamında, adeta bu ifadelerini pekiştirmek için; ‘Dışım derviş, içim boş, dilim tatlı, sözüm hoş,’ der ve ekler, ‘Benim bu ettiğimi dininden düşen insan yapmaz’ ve sonunda bu tipler yaptıklarına rağmen, Yüce Yaratıcı’nın affına sığınır:
“Yunus eksikliğini Çalabına arzeyle,
Anın keremi çoktur, sen ettiğin ol etmez.”
‘Ben eksikliğimi Yaratıcıma arz ederim, çünkü onun affedici keremi çoktur, benim onun adına insanlara ettiğimi o bana etmez.’
Allah’ın affına sığınarak bu tür rezaletler günümüzde ve hemen her bölgede sergilenmektedir. Bırakın soytarıların peşine düşmeyi, Allah’ın ve Resulünün aydınlık yoluna bakın. Riyayı in yapan esaret tüccarlarının cüzdanlarını doldurmayın!
Kaynak; Muhsin İlyas Subaşı
Vicdanımızı yaralayacak örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bunlar, insanların inanç açlıklarını istismar eden örneklerdir.
Bu tür oluşumların üzerine söylenecek söz elbette çok fazladır. Bunlar, hemen her devirde yaşanmış ve İslam, zaman zaman böyle bir kirli ambalaja bulaştırılarak bugünlere taşınmak istenmiştir. Biz, bundan 7 asır önce de durumun bundan farklı olmadığının en çarpıcı örneğini merhum ve mağfur Yunus Emre şiirlerine yansımış olarak görürüz.
Sofuyum halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim marifet söyler, gönlüm hiç kabul etmez
‘Elimde tespihimle halk arasında sofu görünürüm. Çünkü dilimle marifetullahın aşkı gibi görünürüm ama gönlümde bunların hiç birisine yer yoktur!’
Yani, şairimiz bize samimiyetsiz bir riya tipini teşhir etmektedir. Bu, tip günümüzde sıkça gördüğümüz öneklerden birisi değildir. Asırlar öncesinde de demek ki bu böyleymiş.
Yunus, aslında böyle birisi değildir. Bize kendini bu tür insanların rol modeli olarak gösterir. Anlattığı tiplerin gerçekliğini herhangi bir isme yaslamaması, her asırda aynı piyonların olabileceğine işaret içindir. Onun bu şiirin devamında, adeta bu ifadelerini pekiştirmek için; ‘Dışım derviş, içim boş, dilim tatlı, sözüm hoş,’ der ve ekler, ‘Benim bu ettiğimi dininden düşen insan yapmaz’ ve sonunda bu tipler yaptıklarına rağmen, Yüce Yaratıcı’nın affına sığınır:
“Yunus eksikliğini Çalabına arzeyle,
Anın keremi çoktur, sen ettiğin ol etmez.”
‘Ben eksikliğimi Yaratıcıma arz ederim, çünkü onun affedici keremi çoktur, benim onun adına insanlara ettiğimi o bana etmez.’
Allah’ın affına sığınarak bu tür rezaletler günümüzde ve hemen her bölgede sergilenmektedir. Bırakın soytarıların peşine düşmeyi, Allah’ın ve Resulünün aydınlık yoluna bakın. Riyayı in yapan esaret tüccarlarının cüzdanlarını doldurmayın!
Kaynak; Muhsin İlyas Subaşı
FACEBOOK YORUMLAR